Macron Erdoğan’ın çömezi olamaz


Macron, eğer Fransa’nın Cezayir’deki kanlı geçmişini bilmiyorsa Türk halkının eğilimini de anlayacak durumda değildir.
Macron, eğer Fransa’nın Cezayir’deki kanlı geçmişini bilmiyorsa Türk halkının eğilimini de anlayacak durumda değildir.

Macron başkalarını eleştirme yerine kendi arka bahçesine odaklanmalı. Daha birkaç gün önce Sarı Yelekliler Fransa sokaklarını işgal ederek kendisinin “iğrenç” politikalarına karşı duydukları nefreti dile getirdiler. Grenoble ve diğer şehirlerde protesto gösterileri tekrar başladı. Paris’te polis, Macron’un icraatlarına karşı sokağa dökülen halka göz yaşartıcı gazla müdahale etti. Macron’un bu gelişmelerden alacağı ders son derece açık: Kendi sokağın yanarken başka ülkelerde yangın çıkarmayacaksın.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa'nın sömürge tarihini hatırlatarak Macron'a unutulmaz bir ders verdi. Dersin sonunda okkalı bir yumruk geldi, Türkiye’ye “bulaşmaması” konusunda Macron’u ciddi bir şekilde uyardı.

Fazla özgüvenin ağırlığı altında ezik Macron’a karşı Erdoğan’ın sabrı tükenmiş görünüyor. Ancak Macron gereksiz Fransız milliyetçiliği söylemini bırakmadıkça bu işin daha büyük gerilimlere yol açacağı da ortada.

Saçma tehditlere pabuç bırakmayan Erdoğan, Fransızların fiyakasını fena halde bozdu. Bu arada bazı batılı liderlerin endişeli görüntüsü ise dikkatlerden kaçmadı. Türkiye ile Fransa iki önemli NATO üyesi, taraf tutmak ittifakın geleceği açısından tehlikelere gebe.

Tansiyonu Macron yükseltti.

Bu ayın başında Türkiye’nin artık Akdeniz bölgesinde bir ortak olamayacağına dair açıklamasıyla tansiyonu yükselten Macron oldu. Doğu Akdeniz’de Yunan tezini destekleyen Fransa, Libya konusunda da Türkiye ile karşı safta durunca bu açıklama fazlasıyla rahatsız edici bir mahiyet kazandı.

Bunun üzerine Erdoğan açtı ağzını, yumdu gözünü. Fransa’nın kanlı Cezayir işgalini ve Ruanda soykırımında oynadığı rolü hatırlatarak âdeta tarih dersi verdi. “Siz bize insanlık konusunda ders veremezsiniz” dedi. Erdoğan’ı asıl çileden çıkaran ise bence Macron’un şu sözleriydi: “Biz Erdoğan’dan çok daha iyisini hak eden Türk halkını değil, doğrudan hükümeti karşımıza almalıyız, ona karşı sert olmalıyız.”

Bu sözler, 15 Temmuz 2016 tarihindeki işgal girişiminde cumhurbaşkanlarını desteklemek için sokaklara dökülen Türk halkı düşünüldüğünde epey havada kalıyor. Halk Erdoğan’ı indirmek isteseydi işgalcilere destek verir, mesele orada biterdi. Ama Erdoğan’a sahip çıkmayı seçti, darbeciler de teslim olmak zorunda kaldılar.

Ne Cezayir’i ne de Türkiye'yi biliyor.

Macron, eğer Fransa’nın Cezayir’deki kanlı geçmişini bilmiyorsa Türk halkının eğilimini de anlayacak durumda değildir. Erdoğan’ın Türkiye ve Türk halkı için ne ifade ettiğini de. Birileri ona gerçeği söylemeli, ya da bilmediği konularda konuşmayı artık kesmeli.

  • Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına ilişkin arama faaliyetleri, Türkiye ile Yunanistan’ın arasındaki bir mesele. Doğu Akdeniz’de sahili bulunmayan Macron, üzerine vazife olmayan işleri bırakmalı, kendi işlerine odaklanmalı.

Kendi ülkesinin tarihinden habersiz olduğu gibi, coğrafya bilgisi de yetersiz. Türkiye Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip bölge ülkesi. Hem Türkiye, hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bölgede hakları mevcut. Erdoğan muhatabının cehaletini bildiği için gayet net bir şekilde uyarısını yaptı. “Türk halkına bulaşma, Türkiye ile uğraşma!”

Kendi işine bak sen !

Macron başkalarını eleştirme yerine kendi arka bahçesine odaklanmalı. Daha birkaç gün önce Sarı Yelekliler Fransa sokaklarını işgal ederek kendisinin “iğrenç” politikalarına karşı duydukları nefreti dile getirdiler. Grenoble ve diğer şehirlerde protesto gösterileri tekrar başladı. Paris’te polis, Macron’un icraatlarına karşı sokağa dökülen halka göz yaşartıcı gazla müdahale etti.

Macron’un bu olaylardan alacağı ders son derece açık: Kendi sokağın yanarken başka ülkelerde yangın çıkarmayacaksın.