Soğan: En ucuz tabii antibiyotik

Soğan yedirilen sporcular ile soğan yedirilmeyen sporcular arasındaki fark “bomba etkisi kadar” diye tarif ediliyor.
Soğan yedirilen sporcular ile soğan yedirilmeyen sporcular arasındaki fark “bomba etkisi kadar” diye tarif ediliyor.

Soğan-sarımsak yemeyenlerdenseniz kesin çok hastalanıyorsunuzdur. Hangi evde soğan ve sarımsak her gün yenilmiyor, işte o ev hastane gibidir. Zira soğan ve sarımsak insanı koruma konusunda muhteşem iki nebat.

Zambakgillerden olup, kat kat kabuktan ibâret yumrusu ve şerit şeklindeki uzun yeşil yaprakları veya kurusu, yemeklerde, salatalarda kullanılan, keskin kokulu ve acı otsu bir bitkidir. Fakirin ekmeğinin katığı olan soğan, aslında fakirin sıhhatinin de teminatı. Köfte, börek, baklava yiyen mi sıhhatlidir, yoksa kuru fasulye, soğan mı diye soracak olursanız, kesinlikle ikincisidir. Hele ki zamanımızda…

Eskiden bugünkü gibi her şey her mevsimde olmazdı. Kışın erzağı yazdan hazır edilir, serin mahzen veya depolarda hevenk olarak tavanlara asılırdı. Bunlardan biri de soğan ve sarımsak idi.

Soğan ile sarımsağın şifalı yönleri birbirlerine benzerler, ancak ikisinin de farklı hasletleri var. Bu yüzden mutfağınızın başköşesini mutlaka ikisine ayırmalısınız. Aynı anda yiyemem diyorsanız, bir gün birini, ertesi gün diğerini...

SOĞANI NASIL YEMELİ?

Soğan, sarımsaktan daha az keskindir. Kırmızı soğan türleri ise genellikle tatlıdırlar. Birçok sebze piştiği zaman vitaminlerinin önemli bir kısmını yitirdiği halde soğan böyle değildir. En azından diğerlerinden daha fazla vitaminini korumayı sürdürür. Çiğ yiyemeyenler, bu yüzden pişmişini de tercih edebilirler. Temiz tuzlu suda haşlanan veya ateşte söğürülen soğanlar bağırsaklara yumuşaklık verir.

Çiğ yemesini severseniz hiç durmayın, çiğ çiğ yiyin. Eskiden hekimler hastalarına soğan, sarımsak yiyip yemediklerini mutlaka sorarlar, yemiyorsa hastalarının yemeleri hususunda mutlaka ikaz ederlerdi. Ama şimdi doktor hastasının yüzüne bile bakmıyor çoğu kez. Çünkü herkes hasta ve reçete yazıp kolayını tercih ediyorlar. Hoş, hastalar da soğan tavsiye eden doktora hangi gözle bakarlar kestirmek güç.

Soğan yedirilen sporcular ile soğan yedirilmeyen sporcular arasındaki fark “bomba etkisi kadar” diye tarif ediliyor. Soğan yiyenler her zaman daha sağlıklı ve başarılı çıkıyor.

Köylüleri sıhhatli ve güçlü kılan şeylerden biri de her gün soğan yemeleriydi. Çünkü tarlalarına giderken heybelerine mutlaka birkaç baş soğan atarlardı. Hiçbir şey bulamamışlarsa yufkaların arasına soğan sıkar, üstüne afiyetle suyunu içer, işe devam ederlerdi. Bu durumdan şikâyetçi olmadıkları gibi zarar da görmezlerdi.

SOĞANIN FAYDALARI

- İyi bir antibiyotik olan soğan ve sarımsağın özellikleri saymakla bitmez, ama üç-beşini sıralamaya çalışalım:

- Tarlada çalışanlar soğan yediklerinde yorulmadıklarını söylerlermiş. Eski hekimler soğanın cinsel gücü arttırdığı konusunda müttefiktir.

- Başta kan olmak üzere bütün bedeni temizler.

- Kadınların ten rengini korur ve güzelleştirir. Yine eskiler düğünden evvel gelin ve damada günlerce bol bol soğan yedirirlermiş.

- Soğan, ergenlik sivilceleriyle, egzamalardan ve lekelerden kurtulmayı sağlar.

- Bağırsakların da iç yüzeylerini pırıl pırıl yapar, bu sayede bağırsak parazitlerini de döker.

- Peklik çekenlere kısa zamanda fayda sağlar.

- Üreyi düşürür, sodyumu artırır.

- İdrarı söktürerek bedende atılması gereken fazla suyu boşalttırır.

- Limon gibi ikiye kesilmiş bir soğanı böğürlerinize sürünüz. İdrarınızın en az yüzde 25 arttığını göreceksiniz.

- Siyatik ağrılarında da soğanla yapılan masajın faydalı olduğu görülmüştür.

- Uyarıcı, mikrop öldürücü, idrar söktürücü, solucan düşürücü, diş etlerini güçlendirici, romatizma gidericidir.

- Şeker hastaları için de çok yararlı olduğu bilinir.

- Kandaki şeker oranını düşürücü glükokinin maddesine sahiptir.

- Kandaki pıhtılaşmayı önler. Bu sayede kalp ve damar hastalıkları gibi günümüzün en önemli derdine de çare olabilirler.

- Soğanla hazırlanmış şuruplar romatizmaya ve anjin yani gırtlak ve bâdemcik iltihabına karşı oldukça etkilidir.

KOKUSUNDAN NASIL KORUNULUR?

Hz Peygamber (a.s.) soğan ve sarımsak gibi kokan gıdaları yiyerek mescide gelmelerini sahabesine yasaklamıştı. Bu yasak soğan, sarımsak yeme yasağı değil, toplum içine çıkılacağında başkalarını rahatsız edici kokuya mâni olmak için ahlâkî bir meziyetin inşasını sağlamak içindi. Bu âdâb-ı muâşeretin en vazgeçilmez kaidelerindendir. Sigara içmeyen birinin tiryaki biri ile birlikte oturduğunu veya namazda saf tuttuğunu düşünün, o namaz nasıl zor geçer öyle değil mi? Aynı şey ağzı kokan her kimse için de derecesi farklı olmak üzere geçerlidir.

Eczanelerde ağız kokularını giderici, naneden yapılma ilaçlar var. Oysa soğan, sarımsak kokusunu gidermek için maydanoz ya da çekirdek kahve çiğnemek yeterlidir. Bu sizin soğan ve sarımsak kokunuzu izale eder. Aynı şekilde karanfili de eklemek gerekir.

GÖZE GÖZYAŞI Soğan doğrarken gözlerin yaşardığı bilinir. Bunun faydasını bilseydiniz, soğan doğramak ve o gözyaşını dökmek isterdiniz.

TİFONUN İLACI SOĞANDIR Eskiden tifo hastalarının ayağına soğan sararak iyileştirirlermiş. Şöyle ki, iki kilo çiğ soğan güzelce kıyılıp bir tülbentin üzerine yayılır. Hastanın ayaklarına sarılır. Sekiz saat ayaklarında soğan lapasıyla yatırılır. (Aman dikkat, hasta helaya yetişmekte güçlük çekebilir.) Bu üç gün tekrarlanır, hastalık atlatılırmış biiznillah!

İVEDİ BİR NOT

Bir başka ülke veya şehre gittiğinizde ilk yapacağınız iş, o beldenin soğanından yemektir. Bunu yaparsanız, gittiğiniz yerin hastalıkları size tesir etmeyecektir. Sakın bu hikmetli bilgiyi yadsımayın!