Türkiye Somali’ye asker göndermek zorunda kalabilir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali ziyaretinden sonra Türkiye koşulsuz olarak Somali’nin acılarını sarması, kalkınması için destek oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali ziyaretinden sonra Türkiye koşulsuz olarak Somali’nin acılarını sarması, kalkınması için destek oldu.

Somali hükümetinin Türklere yönelik saldırıları önleyebileceği mümkün görünmüyor. Türkiye Somali’de her zaman olduğu gibi kendi göbeğini kesmek zorunda. Ne yapmalı? Tabi ki Türkiye’nin önünde asker seçeneği de olabilir. Çünkü Türkiye’nin bölgede var olabilmesinin yolu askeri olarak da var olmasından geçecektir.

Somali’de geçtiğimiz hafta cumartesi günü başkent Mogadişu yakınlarındaki Agfoye kasabasında faaliyet gösteren bir Türk inşaat firmasının yemekhanesine bir saldırı düzenlendi. Bomba yüklü araba ile yapılan saldırıda 3 kişi hayatını kaybederken aralarında Türklerin de bulunduğu 20 kadar kişi yaralandı. Yerel yayın yapan Andolous radyosuna göre saldırıyı terör örgütü Eş Şebab üstlendi. Eş Şebab’ın bu Türk saldırısı ilk değil, daha önce de Türkleri hedef yapan saldırılar yapılmıştı.

Kısa bir süre sonra iki körfez ülkesinin saldırıyı kınaması manidardı; Katar yaptığı açıklamada saldırıyı kınıyor, Somali ve Türk halkının acısını paylaştığını belirtiyordu. Birleşik Arap Emirlikleri ise saldırıyı kınamakla birlikte yalnızca Somali halkının acısını paylaştığını belirtti.

Eş Şebab’ın Somali’nin en tehlikeli terör örgütü olduğu biliniyor. 2008’den beri gerek Somali’de gerek komşu ülkeler Kenya ve Cibuti’de terör saldırısı düzenledi ve binlerce kişi bu saldırılarda hayatını kaybetti.

Somali yönetimi henüz bu terör belası ile uğraşacak bir durumda gözükmüyor, bu yüzden her hafta Somali’nin bir bölgesinden bu tür saldırı haberleri gelmeye devam ediyor. Yakın zamanda da bu saldırıların sona ereceğini söylemek zor. Eş Şebab özellikle Somali’nin güneyinde etkin bir durumda. Gerek Afrika Birliği askerleri gerekse Somali ordusu bu saldırılar karşısında oldukça etkisiz kalıyor. Batılı güçlerin bulundurdukları askerler ise kendi şirketlerinin korunmasını üstlenmekten başka bir işlev görmüyor.

Eş Şebab’ın bu saldırısının Birleşik Arap Emirlikleri ve Suud’un faydasına olduğu görülüyor. Çünkü Türkiye’nin Somali’den çekilmesi ihtimalinde boşluğu iki ülke doldurabilecek. Aslında bölgede Türkiye’ye karşı üstü örtülü bir savaş yürütülüyor.
Eş Şebab’ın bu saldırısının Birleşik Arap Emirlikleri ve Suud’un faydasına olduğu görülüyor. Çünkü Türkiye’nin Somali’den çekilmesi ihtimalinde boşluğu iki ülke doldurabilecek. Aslında bölgede Türkiye’ye karşı üstü örtülü bir savaş yürütülüyor.

Eş Şebab’ın hedefinde Somalili siviller ve Türkler var

Eş Şebab terör örgütü bir süredir Türkiye’yi hedef alan saldırılar yapıyor. Son bir yılda Türkler ve Somalili siviller dışında yabancılara yönelik bir saldırı gerçekleşmedi. İki yıl önce terör örgütünün lideri Somali’de asıl düşmanlarının Türkler olduğunu, Türklere yönelik saldırıları artıracaklarını açıklamıştı. Bu açıklamadan sonra da Türk misyonlarına yönelik saldırılarda bir artış gösterdi. Daha önceki saldırılar yine doğrudan Türkiye’ye yapılmış olmayıp kalabalığı hedef alan saldırılardı. Fakat geçen yıllarda yardım malzemeleri taşıyan Türk Kızılay araçlarına yapılan saldırı asıl hedefin artık Türkler olabileceğini gösterdi.

Bu son saldırı ise doğrudan Türk şirketine yönelik hem Somalili sivilleri hem de şirkette çalışanları hedef alan bir saldırıydı. Artık Somali halkının her zaman yanında olan Türkler de Somali halkı gibi hedef olarak seçilmişti.

Eş Şebab’ın bu saldırısının Birleşik Arap Emirlikleri ve Suud’un faydasına olduğu görülüyor.
Eş Şebab’ın bu saldırısının Birleşik Arap Emirlikleri ve Suud’un faydasına olduğu görülüyor.

Eş Şebab bölgesel taşeron örgütlüğüne yöneldi

Eş Şebab’ın son bir yıldaki saldırıları analiz edildiğinde özellikle sivilleri hedef alan saldırılar olduğu görülecektir. Şebab’ın batılı güçler ve AMİSOM adı verilen Afrika barış gücü askerleri yerine doğrudan sivillere yönelmesi, Afrika boynuzundaki terör öğütlerinin tarzı değilken DEAŞ benzeri saldırılarla adını duyurması iki gerçeği ortaya çıkarmaktadır. Birincisi Suriye’de duran DEAŞ terör örgütünün Doğu Afrika’yı yeni terör alanı olarak seçmesi ve militanları arasında dağılmayı önlemek istemesi. İkincisi ise üstü örtülü bir şekilde Eş Şebab’ı destekleyen bölgesel ve küresel güçlerin devreye girmesi.

Eş Şebab’ın bu saldırısının Birleşik Arap Emirlikleri ve Suud’un faydasına olduğu görülüyor. Çünkü Türkiye’nin Somali’den çekilmesi ihtimalinde boşluğu iki ülke doldurabilecek. Aslında bölgede Türkiye’ye karşı üstü örtülü bir savaş yürütülüyor.

Bu yalnız Somali ile de sınırlı değil, Sudan, Etiyopya ve Cibuti’de de bu saldırganlığın yansımalarını görmek mümkün.

İnsamer araştırmacısı Serhat Orakçı, Afrika boynuzunda güç elde etmek isteyen güç odaklarının Eş Şebab’a lojistik ve para desteği verdiğini söylüyor. Orakçı, örgütün bu güçlerin taşeronluğunu yaparak asıl hedefin Türkiye’yi bölgeden elimine etmek olduğunun altını çiziyor. Orakçı bu ülkelerin kimler olduğunu belirtmese de Doğu Afrika’da başta BAE olmak üzere bazı devletlerin Türkiye’nin Somali politikasından rahatsız olduğu biliniyor.

Türk firmaları ve sivil toplum kuruluşları da, Somali’nin kalkınması için eğitimden su kuyularına, sosyal kalkınma projelerinden belediye hizmetlerine kadar birçok alanda Somali halkının yanında oldu.
Türk firmaları ve sivil toplum kuruluşları da, Somali’nin kalkınması için eğitimden su kuyularına, sosyal kalkınma projelerinden belediye hizmetlerine kadar birçok alanda Somali halkının yanında oldu.

Türkiye Somali halkının geleceği için çalışıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali ziyaretinden sonra Türkiye koşulsuz olarak Somali’nin acılarını sarması, kalkınması için destek oldu. Türkiye’nin yapmış olduğu insani yardım BM’nin yaptığı yardımdan daha fazlaydı. Yol ve köprülerin yapılması ve tamir edilmesi, havalimanı ve limanların açılması ve işler hale gelmesinde Türkiye büyük bir rol üstlendi. Binlerce Somalili Türk şirketlerinde çalışarak istihdam sağladı. Hiçbir uluslararası havayolunun gitmediği Mogadişu’ya THY seferler başlattı.

Somali, başta TİKA olmak üzere birçok resmi ve sivil toplum kuruluşları sayesinde daha önce görmediği yardım ve kalkınma desteklerine kavuştu. Somali halkına hizmet veren iki büyük hastane yapıldı ve Doğu Afrika’nın en donanımlı hastaneleri olarak hastalara şifa olmaya çalışıldı.

Türk firmaları ve sivil toplum kuruluşları da, Somali’nin kalkınması için eğitimden su kuyularına, sosyal kalkınma projelerinden belediye hizmetlerine kadar birçok alanda Somali halkının yanında oldu. Somali halkının Türkiye’ye olan ilgisinin giderek artması bazı ülkleri ve Eş Şebab terör örgütünü endişelendirmekte.

Eş Şebab’ın, Somali’deki yabancı işgalci askerlerden çok bir eğitim üssü olarak işlev gösteren TURKSOM’dan rahatsız olduğu biliniyor.
Eş Şebab’ın, Somali’deki yabancı işgalci askerlerden çok bir eğitim üssü olarak işlev gösteren TURKSOM’dan rahatsız olduğu biliniyor.

Eş Şebab’ın hedefinde neden Türkiye var?

Somali eski istihbarat yetkilisi Abdulkadir Muhammed Nur, Türkiye’nin Somali’de terörün sona ermesi için Somali hükümetine destek veren tek ülke olduğunu söylüyor. Türkiye’nin Somali halkına ve hükümetine desteği Eş Şebab’ın etki alanını daralttığının altını çizen Nur, Eş Şebab’ın bölgesel diğer güçler tarafından maşa olarak kullanıldığını belirtiyor.

Eş Şebab’ın, Somali’deki yabancı işgalci askerlerden çok bir eğitim üssü olarak işlev gösteren TURKSOM’dan rahatsız olduğu biliniyor.

Türkiye bir süredir Somali’de bu askeri eğitim üssünde yeni bir Somali ordusu inşa edilmesi, teröre karşı polis özel hareket biriminin eğitimi için katkıda bulunuyor.

Somali’nin istikrara kavuşması, terörün sona erdirilmesi ancak Somali ulusal ordunun kurulması ile gerçekleşebileceğinden kuşku yok.

Gerek batılı barış güçleri gerek AMİSOM terörün önlenmesinde yapıcı bir rol oynamadılar. 1991’den beri barış gücü askerlerinin bulunduğu ülkede barışı sağlamaktan çok çatışmayı körükledikleri biliniyor. Türkiye’nin asker ve polisin yetiştirilmesine yönelik verdiği eğitim sonucunda Somali’de istikrar ve güvenliğin sağlanabileceği görülüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali ziyaretinden sonra Türkiye koşulsuz olarak Somali’nin acılarını sarması, kalkınması için destek oldu. Türkiye’nin yapmış olduğu insani yardım BM’nin yaptığı yardımdan daha fazlaydı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Somali ziyaretinden sonra Türkiye koşulsuz olarak Somali’nin acılarını sarması, kalkınması için destek oldu. Türkiye’nin yapmış olduğu insani yardım BM’nin yaptığı yardımdan daha fazlaydı.

İstihbarat Somali’de neden zayıf?

Özellikle Türk kuruşlarına yapılan saldırılar önceden haber alınamıyor. Oysaki ABD veya İngiltere misyonuna yapılabilecek bir saldırı önceden haber alınarak önlenebiliyor. Somali’de bir istihbarat zaafının olduğundan kuşku yok. Halihazırda güçlü bir istihbarat örgütünden söz etmek mümkün değil.

İstihbaratın küresel güçlerin ve yerel klanların etkisinde olması çok sık yöneticilerin değiştirilmesi güçlü bir istihbarat zafiyetini ortaya çıkarıyor. Somali gibi ülkelerde teröre karşı en büyük önlem güçlü bir istihbarat desteğinin olmasıdır. Somali’de yerel istihbarat ağının zayıf olması küresel güçlerin istihbarat ağının daha güçlü şekilde var olmasını sağlıyor. Bu saldırıdan anlaşıldığı kadarıyla Türkiye’ye yönelik bir bilgi desteğinin verilmediğidir.

Somali Başbakanı Hasan Ali Kayre
Somali Başbakanı Hasan Ali Kayre

Somali hükümetinin kafası karışık

Somali halkı ve hükümetine en büyük destek Türkiye’den geldiği halde özellikle ülke dışındaki lobilerin etkisinde olan Somalili yöneticilerin kafalarının karışık olduğu görülüyor. Somalili bir hükümet yetkilisinin doğalgaz ve petrol çıkarmada Türkiye’nin desteğini beklediklerini söylerken başka bir hükümet görevlisi böyle bir istekleri olmadığını belirtti. Somali yönetiminin, BAE ve diğer bölgesel güçlerin yönetiminin baskısı altında kaldığı, Türkiye’nin faaliyetlerinin ise görmezlikten gelindiği anlaşılıyor.

Somali yönetiminin değişik klanlardan oluşması ve sermeye olarak da bu ülkelerin etkisinde kalarak Türkiye’ye karşı ikircikli bir politika izlemelerine yol açmaktadır.

Somali yönetimi Diasporanın etkisinde kalmadan bir karar verip Somali Dışişleri Bakanı Ahmed İsa Avad’ın dediği gibi Türkiye’nin Somali’nin en önemli dostu ve stratejist ortağı olduğunun kavranması gerekiyor.

 Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun yaptığı açıklama Türkiye’nin Somali’nin yanında olmaya devam edeceğini göstermekte kararlı olduklarını ifade etmekte.
Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun yaptığı açıklama Türkiye’nin Somali’nin yanında olmaya devam edeceğini göstermekte kararlı olduklarını ifade etmekte.

Türkiye kendi göbeğini kendi kesmek zorunda

Somali hükümetinin Türklere yönelik saldırıları önleyebileceği mümkün görünmüyor. Türkiye Somali’de her zaman olduğu gibi kendi göbeğini kesmek zorunda. Türkiye’nin Somali’den çekilmesi düşünülemez, çünkü çekildiğinde hem terör amacına ulaşmış olur hem de Somali halkının yanında olmayan güçlerin istediği istikrarsız, güvensiz bir Somali’nin yolu açılmış olur.

Saldırı sonrasında gerek Milli Savunma bakanlığımızın gerek Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun yaptığı açıklama Türkiye’nin Somali’nin yanında olmaya devam edeceğini göstermekte kararlı olduklarını ifade etmekte. Türk kurumlarına ve Türklere karşı bu tür terör saldırıları devam edebilir.

Ne yapmalı? Tabi ki Türkiye’nin önünde asker seçeneği de olabilir. Çünkü Türkiye’nin bölgede var olabilmesinin yolu askeri olarak da var olmasından geçecektir.