Avustralya kedileri öldürmek için havadan zehirli sosis atıyor

Arşiv
Arşiv

Avustralya hükümeti, 2015 yılında başlatığı, 'yerli vahşi yaşamı koruma girişimi' projesi adı altında beş yıl içinde başıboş gezen 2 milyon kediyi zehirli yiyeceklerle öldürmeyi planlıyor. Dünyanın dört bir tarafındaki hayvanlara yönelik katliamları aktardık.

Amerikan New York Times gazetesinin geçtiğimiz hafta yayınladığı makaleye göre Avustralya hükümeti, ülkede sayısı 2-6 milyon arasında değişen başıboş kediyi öldürmek için zehirli sosis yöntemini kullanıyor.

Uzmanlara göre Avustralya'ya özgü olmayan bu kedilerin nereden geldiğini tam olarak bilinmiyor.

  • New York Times'ın yaban hayatı koruma yetkililerine dayandırdığı verilere göre, kediler ülkenin yaklaşık yüzde 99.8'inde yer alıyor.
  • Bazı bölgelerde kilometrekareye yaklaşık 100 adet kedi düşüyor.

Avustralya kedileri zehirle öldürüyor

Avustralya, önümüzdeki yıla kadar kadar milyonlarca kediyi öldürmek için 1080 adı verilen bir zehrin sürüldüğü kanguru eti, tavuk yağı, bitki, ot ve baharatları havadan karaya atarak kedileri öldürmeyi amaçlıyor. Gazeteye göre uçaklarla kedi nüfusunun yoğun olduğu yerlere atılan bu yemleri yiyen kediler 15 dakika içinde hayatını kaybediyor.

Hayvan hakları örgütü PETA'ya göre bu yöntem oldukça 'acımasız'. Haberde kimi kedilerin kurulan tuzaklarla, vurularak ve patlayıcı maddelerle de öldürüldüğü aktarılmakta.

Queensland eyaleti ise bu uygulamayı bir adım öteye taşıyarak bir kedinin yüzülmüş derisini getirene 10 Avustralya doları ödül veriyor.

Kediler neden öldürülmek isteniyor?

Hükümet, bu kararına gerekçe olarak 18. yüzyılda Avrupalı yerleşimciler tarafından kıtaya getirilen kedilerin ülkenin vahşi yaşamını tehdit etmesini gösteriyor.

Hükümete göre ülkenin çiftçilik sektörü kedilerden zarar görürken, kediler 27 memeli türünün yok olmasından sorumlu tutuluyor.

  • Avustralya bu kararını ilk defa dört yıl önce açıkladığında büyük bir tepki çekmişti.
  • Uluslararası kamuoyunda kampanyalar oluşturulmuş, ünlü isimler hükümete mektup yazarak bu uygulamadan vazgeçilmesi çağrısında bulunmuştu; ancak New York Times gazetesine göre hayvan hakları örgütü PETA Avustralya bile ilk başta bu karara karşı çıksa da ülkedeki vahşi yaşamın korunması için prensip olarak bu uygulamayı kabul etmiş vaziyette.

Ülkede kanguru sayısının artması da tehdit olarak görünüyor

Öte yandan Avustralya’da kanguru sayısını kontrol altında tutmak ve fazla üremelerini engellemek için her yıl sayıları toplam 50 milyonu bulan bu hayvanlardan 1 milyon kadarını öldürüyor.

 Ülkede sayıları fazla olduğu gerekçesiyle zaman zaman kanguru katliamı yaşanıyor.
Ülkede sayıları fazla olduğu gerekçesiyle zaman zaman kanguru katliamı yaşanıyor.

Avustralya'da nesli tükenmekte olan meraları ve vahşi yaşamı koruma gerekçesiyle, yüzbinlerce kanguru öldürülüyor. Çiftçiler ve avcıların yasa dışı avlanmaları ve hükümetin itlaf planıyla, kanguru sayısının hızla düşeceğini söylüyor.

Benzer uygulamalar başka ülkelerde de var mı?

Balık avcılığı adı altında Japonya'da yunusların toplu olarak katledilmesi 2009 yılında Oscar ödülü alan belgesel The Cove'a konu olmuştu. Japonya hükümetinin kamuoyu tepkisine kulak asmayarak kültürel faaliyet ve gelenek maskesi altında sürdürdüğü acımasız katliamı sonucunda, birçok yunus özgürlüğünden mahrum kalırken, yüzlercesi de hayatını kaybediyor.

  • Yunus avı Japonya'da oldukça vahşi bir yönteme sahip. Balıkçılar, Taiji koyuna göç eden yunusların etrafını tekneleri ile çevreleyerek, botlardan suya indirdikleri metal direklere vurarak yunusları korkutuyor ve onların su altı radarlarının bozulmasına neden oluyor.

Yunuslar sürü hâlinde koyun sığ kısımlarına geldiğinde ise balıkçılar bıçaklarıyla saldırmaya başlıyor. Yaraladıkları ya da öldürdükleri yunusları sonrasında kesim için limandaki depolara getiren balıkçılar, görünümünü beğendikleri yunusları ise öldürmüyor, akvaryumlara ve yunus parklarına satılmak üzere ayırıyorlar.

Kanlı avlanma biçimi nasıl savunuluyor?

Avlanmayı savunanlar yunus ve balinaların asırlardır bölge halkı tarafından tüketildiğini ifade ediyor. Restoran ve marketlerde, Japonya’ya özgü geleneksel bir balık yemeği olan Saşimi ve benzeri yemekler yunus etiyle hazırlanıyor ve yüksek fiyatlara alıcı buluyor. Aynı zamanda balıkçılar yunusların çok fazla balık yediği için avlanmaları gerektiğini belirtiyor. Mevcut ekosisteme zarar verdiği düşüncesine sahip olanlar dahi var. İşin ilginç yanı, bu kanlı avlanma biçimi yaklaşık 30 yıllık bir geçmişe sahip.

Öldürülen yunusların bir kısmından köpek maması yapılıyor ve bir kısmı da balık eti olarak gizlice servis edilerek ekstra kazançlar sağlanıyor. Kısacası bu kanlı vahşetten beslenen büyük bir sektörel ağ mevcut.

Çin ve Vietnam'da köpek balığı katliamı

Asya'nın belirli bölgelerinde köpek balığı yüzgeci çorbası içmek zenginlik ve mevki göstergesi olarak görünüyor. Bu algı nedeniyle her yıl yüzbinlerce köpekbalığı katlediliyor.

Çin ve Vietnam mutfağında oldukça yaygın olan bu çorba genellikle düğünlerde ve ziyafetlerde servis edilen, yüzyıllar öncesinden maalesef günümüze uzanan bir “gelenek” olarak gösteriliyor.

Marine Policy dergisinde yayımlanana araştırmaya göre, her yıl 15 köpek balığından bir tanesi balıkçıların avı oluyor.
Marine Policy dergisinde yayımlanana araştırmaya göre, her yıl 15 köpek balığından bir tanesi balıkçıların avı oluyor.

Çin’de bu çorbanın kansere iyi geldiği söylense de bununla ilgili hiçbir bilimsel verinin olmadığı kaydediliyor. Hatta fazla tüketiminin erkeklerde kısırlığa neden olduğu da iddia ediliyor.

Brezilya Çevre için Adalet Enstitüsü, yasadışı köpekbalığı avından sorumlu tuttuğu deniz ürünü ihracatçısı şirketi denizlere verdiği zarar nedeniyle dava etmişti. Köpekbalıklarının çoğunun yüzgeçleri kesildikten sonra denize geri atıldığını bildiren Enstitü, denize atılan köpekbalıklarının hayatını kaybettiğini diğer balıklara yem olduğunu belirtmişti.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >