Wall Street Journal’dan çarpıcı iddia: Suikast timini Veliaht Prens'in danışmanı yönetiyordu

Veliaht Prens Muhammed bin Selman
Veliaht Prens Muhammed bin Selman

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington Post'taki makalesinde "Kaşıkçı'nın cinayet emrinin Suudi hükümetinin en üst makamlarından geldiğini iyi biliyoruz" ifadelerinin ardından ABD’nin saygın gazetelerinden Wall Street Journal’da da Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin dikkati çekici bir iddia yer aldı. Gazete, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın basın danışmanı 40 yaşındaki Suud el-Kahtani'nin Kaşıkçı cinayeti için İstanbul'a gönderilen suikast timini yöneten kişi olduğunu iddia etti.

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’da Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı olayına ilişkin çarpıcı bir iddia yer aldı.

Wall Street Journal; Suudi Kraliyet Ailesinden bazı kişiler, hükümet danışmanları, Batılı yetkililer, aktivistler gibi kaynaklara dayandırdığı haberinde, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın basın danışmanı 40 yaşındaki Suud el-Kahtani'nin Kaşıkçı cinayeti için İstanbul'a gönderilen suikast timini yöneten kişi olduğunu iddia etti. Haberde, "Kahtani'nin bu cinayetteki muhtemel rolü, Suudi Arabistan'ın Veliaht Prens'i bu işin dışında tutma çabalarını da zora sokuyor" ifadesi kullanıldı.

Habere göre, Prens Muhammed bir taraftan ülkesinde sosyal reformlar yaparken, Prens'in en yakınındaki isimlerden Kahtani de muhalif seslere karşı sıfır tolerans politikası yürüttü ve basın danışmanının radarına giren ilk kişilerden biri Kaşıkçı oldu.

"Veliaht Prens editörlüğünüze değer veriyor"

Kahtani, önce Kaşıkçı'nın bazı vaatlerle kandırılarak Suudi Arabistan'a dönmesini sağlamak istedi ve Suudi gazeteciye "Veliaht Prens editörlüğünüze değer veriyor. Sizi tekrar Suudi Arabistan'da görmek istiyor." mesajını gönderdi. Cemal Kaşıkçı'nın ülkesine dönmemesi üzerine Suudi yönetimi gazetecinin oğlu Salih'e ülkeden çıkış yasağı koydu ve İstanbul'daki başkonsolosluktaki cinayet planlanmaya başlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Washington Post gazetesi için kaleme aldığı Cemal Kaşıkçı hakkındaki makalesinde, Kaşıkçı'nın öldürülmesinin izahının mümkün olmadığının vurgulayarak, ‘Bu suç, Amerika Birleşik Devletleri'nde veya bir başka ülkede işlenseydi, o ülkenin makamları yaşanan olayı aydınlatırdı. Bizim farklı bir davranış sergilememiz söz konusu değildir. Hiç kimse bir daha bir NATO müttefikinin toprağında böyle bir suç işlemeye cüret etmemelidir. Eğer bu uyarıyı göz ardı edenler olursa, çok ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalacaklardır.’ ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Washington Post gazetesi için kaleme aldığı Cemal Kaşıkçı hakkındaki makalesinde, Kaşıkçı'nın öldürülmesinin izahının mümkün olmadığının vurgulayarak, ‘Bu suç, Amerika Birleşik Devletleri'nde veya bir başka ülkede işlenseydi, o ülkenin makamları yaşanan olayı aydınlatırdı. Bizim farklı bir davranış sergilememiz söz konusu değildir. Hiç kimse bir daha bir NATO müttefikinin toprağında böyle bir suç işlemeye cüret etmemelidir. Eğer bu uyarıyı göz ardı edenler olursa, çok ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalacaklardır.’ ifadelerini kullandı.

"Konsolosluk görevlisi Kahtani’yle iletişim halindeydi"

  • Kaynaklara göre, Kaşıkçı'ya İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda 2 Ekim tarihi için randevu veren konsolosluk görevlisi de Kahtani ile sürekli iletişim halindeydi. Prens Muhammed bin Selman'ın en güvendiği bir diğer isim olan Suudi Arabistan İstihbarat Şefi Yardımcısı General Ahmed el-Assiri de Kahtani'den aldığı emir doğrultusunda suikast timini topladı.

“Uçakları da gönderdi”

Suikast timinin İstanbul'a giderken kullandığı ve Prens Muhammed bin Selman'ın ofisi tarafından kontrol edilen havayolu şirketine ait uçakların kullanım iznini onaylama görevinin de Kahtani'de olduğunu vurgulayan kaynaklar, Kral Selman bin Abdulaziz'in Kaşıkçı cinayetine ilişkin Türk yetkililerin topladığı deliller hakkında bilgilendirildikten sonra hem Assiri'yi hem de Kahtani'yi görevden aldığını belirtti.

“İki isim de tutuklanmadı”

Şu anda her iki yetkilinin de soruşturma altında olduğunu aktaran kaynaklar, ne Kahtani ne de Assiri'nin tutuklandığını ifade etti.

 İngiltere’de Suudi Arabistan'ın Londra'daki Büyükelçiliği'ne giden yolun ismi ‘Khashoggi Street' yani ‘Kaşıkçı Caddesi' olarak değiştirilmesi için karar alındı.
İngiltere’de Suudi Arabistan'ın Londra'daki Büyükelçiliği'ne giden yolun ismi ‘Khashoggi Street' yani ‘Kaşıkçı Caddesi' olarak değiştirilmesi için karar alındı.

“3 bin kişilik sosyal medya kontrol ordusu kuruldu”

Kahtani'nin yerli basın üzerindeki kontrolü artırdığı, ayrıca sosyal medyada yazılanların kontrol edilmesi için 3 bin kişiden oluşan bir heyet kurduğunu dile getiren kaynaklar, Kahtani'nin kadın hakları savunucularını susturmak için de kampanya yürüttüğü bilgisini paylaştı.

Öte yandan kaynaklar, Katar krizi, kadın hakları aktivistlerinin susturulması gibi Muhammed bin Selman'ın en tartışmalı kararlarına Kahtani'nin öncülük ettiğini kaydetti.

ABD'li gazeteci Courtney Radsch: Kaşıkçı, İsrail tarafından Pegasus adlı yazılım programıyla gözetlendi

ABD'nin önde gelen Müslüman derneklerinden Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) ve Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen Kaşıkçı adına kurulan "Cemal Kaşıkçı İçin Adalet Derneği", Kaşıkçı'yı anma etkinliği düzenledi. Programa ABD medyası da yoğun ilgi gösterdi.

Kaşıkçı'nın arkadaşlarının açılış konuşmalarıyla başlayan program, daha sonra Suudi Arabistan yönetiminin uyguladığı baskıları konu alan panelle devam etti.

ABD'li gazeteci Courtney Radsch
ABD'li gazeteci Courtney Radsch

Panelde konuşan ABD'li gazeteci Courtney Radsch, Suudi Arabistan yönetiminin kendilerine muhalif olan kişileri belirlemek için ABD'li şirket ve yazılımlara milyonlarca dolar harcadığını ileri sürerek "Cemal Kaşıkçı, İsrail tarafından üretilip, bir Amerikalı şirket tarafından satılan Pegasus adlı yazılım programıyla gözetlendi" iddiasını dile getirdi.

Gazetecileri Koruma Komitesi Başkanı da olan gazeteci Courtney Radsch, 2008'de Suudi Arabistan'ın fonladığı Dubai merkezli Arap uydu kanalı Al Arabiya'da çalıştığını ve muhalif gazetecilere yapılan baskılara bizzat tanık olduğunu söyledi.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >