Bilim ve Sanat Merkezi'ne dönüşmeye hazırlanan Haliç Tersanesi'nin tarihi

Bilim ve Sanat Merkezi'ne dönüşmeye hazırlanan Haliç Tersanesinin tarihi​

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam gerçekleştirilen canlı yayında, gençler için "Bilim ve Sanat Merkezi" açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam GZT'nin canlı yayınında internet üzerinden gençler ile buluştu. Yayın, Cumhurbaşkanlığı resmi kanalından, Anadolu Ajansı ve Yeni Şafak üzerinden de canlı yayınlandı.

#GençlerdenErdoğana etiketinin sosyal medyanın zirvesine yerleştiği akşamda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Tersanesinin 'Bilim ve Sanat Merkezi'ne dönüşeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

Bu içerik içerisinde sizlere, Haliç Tersanesinin tarihini ve ne amaçla kullanıldığını anlatıyoruz.

Haliç Tersanesi'nin hikayesi

                                    İstanbul’un kuruluşundan itibaren stratejik bir mevki olarak beliren Haliç, Bizans donanmasının inşası ve barındırılması için en uygun yer olma özelliği taşıyordu. Bizans’tan itibaren tersanenin merkezi olan Haliç, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra, Tersane-i Amire’nin merkezi oldu. 1455 yılında birkaç göz inşa kızağı ile faaliyete geçen Tersane-i Amire, Yavuz Sultan Selim’in saltanat yıllarında önemli bir gelişme kaydetti. Hasköy’e kadar genişleyen ve gemi inşa edilen kapalı gözlerinin sayısı 100’ü bulan tersanedeki her bir göz arka arkaya iki kadırga alabilen ve aynı zamanda çeşitli depoların bulunduğu bir yapıydı. Bütün bu tesislerin merkezinde bir divanhane ( Kapudan Paşanın makamı) bulunurdu.

  
Tersane-i Amire’nin asıl gelişimi, Kanuni Sultan Süleyman ve Sokullu Mehmet Paşa zamanında oldu. Yapılan yeni ilavelerle gemi inşa edilen gözlerin sayısı 200’ü geçti. Öyle ki Haliçteki inşa tezgahları, zamanla donanım ve malzeme depoları, havuzları, kışlaları, yelken dikim yerleri ile dünyanın sayılı büyük denizcilik merkezlerinden biri haline geldi. Tersane-i Amire’de yürütülen gemi inşa ve narım faaliyetleri dönemin batılı devletlerinin de sürekli takibi altındaydı. 

  
1577 yılında Sokullu Mehmet Paşanın emri ile Tersane çevresi yüksek duvarlarla çevrildi. Altı kapının bulunduğu bu duvarların Galata’ya açılan kapısına Azaplar Kapısı, Kasımpaşa Deresi’ne açılan kapısına Kasımpaşa Kapısı, kara tarafına açılan kapılarına Nakkaşhane Kapısı, Zindan kapısı, Şahkulu Kapısı, Hasköy’e açılan kapısına da Hasköy Kapısı adı verildi.
Haliç Tersanesi'nin hikayesi İstanbul’un kuruluşundan itibaren stratejik bir mevki olarak beliren Haliç, Bizans donanmasının inşası ve barındırılması için en uygun yer olma özelliği taşıyordu. Bizans’tan itibaren tersanenin merkezi olan Haliç, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra, Tersane-i Amire’nin merkezi oldu. 1455 yılında birkaç göz inşa kızağı ile faaliyete geçen Tersane-i Amire, Yavuz Sultan Selim’in saltanat yıllarında önemli bir gelişme kaydetti. Hasköy’e kadar genişleyen ve gemi inşa edilen kapalı gözlerinin sayısı 100’ü bulan tersanedeki her bir göz arka arkaya iki kadırga alabilen ve aynı zamanda çeşitli depoların bulunduğu bir yapıydı. Bütün bu tesislerin merkezinde bir divanhane ( Kapudan Paşanın makamı) bulunurdu. Tersane-i Amire’nin asıl gelişimi, Kanuni Sultan Süleyman ve Sokullu Mehmet Paşa zamanında oldu. Yapılan yeni ilavelerle gemi inşa edilen gözlerin sayısı 200’ü geçti. Öyle ki Haliçteki inşa tezgahları, zamanla donanım ve malzeme depoları, havuzları, kışlaları, yelken dikim yerleri ile dünyanın sayılı büyük denizcilik merkezlerinden biri haline geldi. Tersane-i Amire’de yürütülen gemi inşa ve narım faaliyetleri dönemin batılı devletlerinin de sürekli takibi altındaydı. 1577 yılında Sokullu Mehmet Paşanın emri ile Tersane çevresi yüksek duvarlarla çevrildi. Altı kapının bulunduğu bu duvarların Galata’ya açılan kapısına Azaplar Kapısı, Kasımpaşa Deresi’ne açılan kapısına Kasımpaşa Kapısı, kara tarafına açılan kapılarına Nakkaşhane Kapısı, Zindan kapısı, Şahkulu Kapısı, Hasköy’e açılan kapısına da Hasköy Kapısı adı verildi.
Ne amaçla kullanılırdı?

                                    Tersane-i Amire Osmanlı tarihi boyunca çok önemli hizmetler gördü. Bunlardan biri 1571 yılında İnebahtı’da Osmanlı donanmasının yakılmasının ardından yaşandı. Tersane-i Amire beş ay gibi kısa bir sürede tamamen yok olan Osmanlı donanmasının yerine 150’den fazla kadırga inşa ederek 1572 yılında denize indirmeyi başardı. Tersane-i Amire bir endüstri merkezi olmanın yanında aynı zamanda bir okul özelliği de göstermekteydi. Devletin diğer tersanelerindeki idareciler, mühendis ve teknikerler buradan yetişirdi.
Ne amaçla kullanılırdı? Tersane-i Amire Osmanlı tarihi boyunca çok önemli hizmetler gördü. Bunlardan biri 1571 yılında İnebahtı’da Osmanlı donanmasının yakılmasının ardından yaşandı. Tersane-i Amire beş ay gibi kısa bir sürede tamamen yok olan Osmanlı donanmasının yerine 150’den fazla kadırga inşa ederek 1572 yılında denize indirmeyi başardı. Tersane-i Amire bir endüstri merkezi olmanın yanında aynı zamanda bir okul özelliği de göstermekteydi. Devletin diğer tersanelerindeki idareciler, mühendis ve teknikerler buradan yetişirdi.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >