Dünyanın en nadir görülen ve zor geçen hastalıklarından 5 tanesi

Dünyanın en nadir görülen hastalıkları

Dünyanın en nadir görülen hastalıkları, insanı hayattan soğutur, öldürmez ama süründürür.

Sivrisinek larvalarının deriyi mesken tutması mı dersiniz, vücuttaki tüm kasların kemikleşerek taşa dönmesi mi, yoksa uzuvların bir ağaç kökünü andırması mı? Öyle hastalıklar var ki, insan haline şükretmeden edemiyor. Bazıları milyonda bir kişide meydana geliyor ama, bu sizin başınıza gelmeyeceği anlamı taşımıyor.

Elefantiyazis (Fil Hastalığı)

                                    
                                    Halk arasında fil hastalığı olarak bilinen elefantiyazis veya lenfödem daha çok tropikal bölgelerde yaşayan insanlarda görülür. Bir tür ipliksi solucanın larvalarının, sivrisinekler tarafından taşınarak insanlara bulaştırılması şeklinde oluşur. Farklı solucan türleriyle bulaşsa da, Wuchereria bancrofti ve Brugia malayi adındaki ipliksi solucanlar hastalığın en büyük etkenidir. Bu şekilde oluşan hastalık lenf damarlarının tıkanıp, iltihaplanmasıyla ilerler. Hastalık aynı zamanda kanser dokusunun lenf yollarını tıkaması veya ameliyat esnasında lenf yollarının hasar görmesiyle de oluşabilir.

  
Her iki şekilde de, ilk olarak el ve ayaklarda şişme görülür. Daha sonra bacaklarda, üreme organı etrafında ve kollarda çok ciddi boyutta şişlikler oluşur. Bu şişlikler ağrılıdır ve parmağınızla bastırırsanız tıpkı ödemde olduğu gibi bir çukur kaldığını görürsünüz. Hastalık ilerledikçe derinin kalınlaşarak fil derisini andırdığı gözlemlenir. El ve ayak parmaklarının hareket kabiliyeti kısıtlanır. Deride gerginlik hissi ve renginde değişim oluşur. Dünyanın en ilginç hastalıkları arasında yer alan fil hastalığının görülme oranı ne yazık ki bir hayli fazla. Birçok nedenle oluşan hastalık en çok kanser dokusunun lenf yollarını tıkaması ve ameliyat sonrasında lenf yollarının zarar görmesiyle meydana gelmektedir.

  
Dünyada en çok Kenya, Tanzanya, Uganda, Sudan ve Etiyopya gibi ülkelerde görülen hastalık ülkemizde; Alanya, Elazığ ve Samsun illerinde rastlanmaktadır. Cerrahi ve fizyoterapi gibi iki tür tedavi yöntemi olan hastalıkta hijyenin dikkat edilmesi gereken en önemli ayrıntı olduğu belirtiliyor. Eğer solucan larvaları nedeniyle oluştuysa, vücuttaki yetişkin solucanların ölmesini sağlayacak ilaçlar veriliyor. Cerrahi tedavide ise fazla derinin alınması sağlanıyor.
Elefantiyazis (Fil Hastalığı) Halk arasında fil hastalığı olarak bilinen elefantiyazis veya lenfödem daha çok tropikal bölgelerde yaşayan insanlarda görülür. Bir tür ipliksi solucanın larvalarının, sivrisinekler tarafından taşınarak insanlara bulaştırılması şeklinde oluşur. Farklı solucan türleriyle bulaşsa da, Wuchereria bancrofti ve Brugia malayi adındaki ipliksi solucanlar hastalığın en büyük etkenidir. Bu şekilde oluşan hastalık lenf damarlarının tıkanıp, iltihaplanmasıyla ilerler. Hastalık aynı zamanda kanser dokusunun lenf yollarını tıkaması veya ameliyat esnasında lenf yollarının hasar görmesiyle de oluşabilir. Her iki şekilde de, ilk olarak el ve ayaklarda şişme görülür. Daha sonra bacaklarda, üreme organı etrafında ve kollarda çok ciddi boyutta şişlikler oluşur. Bu şişlikler ağrılıdır ve parmağınızla bastırırsanız tıpkı ödemde olduğu gibi bir çukur kaldığını görürsünüz. Hastalık ilerledikçe derinin kalınlaşarak fil derisini andırdığı gözlemlenir. El ve ayak parmaklarının hareket kabiliyeti kısıtlanır. Deride gerginlik hissi ve renginde değişim oluşur. Dünyanın en ilginç hastalıkları arasında yer alan fil hastalığının görülme oranı ne yazık ki bir hayli fazla. Birçok nedenle oluşan hastalık en çok kanser dokusunun lenf yollarını tıkaması ve ameliyat sonrasında lenf yollarının zarar görmesiyle meydana gelmektedir. Dünyada en çok Kenya, Tanzanya, Uganda, Sudan ve Etiyopya gibi ülkelerde görülen hastalık ülkemizde; Alanya, Elazığ ve Samsun illerinde rastlanmaktadır. Cerrahi ve fizyoterapi gibi iki tür tedavi yöntemi olan hastalıkta hijyenin dikkat edilmesi gereken en önemli ayrıntı olduğu belirtiliyor. Eğer solucan larvaları nedeniyle oluştuysa, vücuttaki yetişkin solucanların ölmesini sağlayacak ilaçlar veriliyor. Cerrahi tedavide ise fazla derinin alınması sağlanıyor.
Ağaç Hastalığı (Ağaç Adam Sendromu)

                                    
                                    Dünyanın en nadir hastalıklarından biri olan ağaç hastalığı bir tür deri hastalığıdır. Hastalığın etkeni insanda siğil benzeri yapıların oluşmasına sebep olan human papilloma virüs (HPV) Çok az  görülen hastalıkta, bu siğil benzeri yapılar zamanla tıpkı bir ağaç kökü halini alıyor. El ve ayaklarda oluşan siğiller o kadar büyüyor ki, kişi bir süre sonra bu uzuvlarını kullanamaz hale geliyor. Hastalığın etkeninde genetik yatkınlık olsa da, uzmanlar asıl sebebinin az önce de belirttiğim gibi HPV adı verilen bir tür virüs olduğunda hemfikirler.

  


  
Hastalığın dünya çapında duyulmasını sağlayan kişi Endonezya’da yaşayan Dede Koswara adında bir adam. Koswara 15 yaşındayken bir kaza geçiriyor ve dizinde bir yara oluşuyor. Zamanla bu yara bir mantar şeklinde farklı uzuvlarında da oluşmaya başlıyor. Ve tahmin edersiniz ki bir süre sonra kendi yemeğini dahi yiyemez hale geliyor. Koswara’nın vücudundan, yapılan ameliyatla yaklaşık 7 kilo mantar alınmış. Doktorlar hastalığın tamamen geçmesi konusunda bir şey söyleyemiyor. Dünyada sadece 3 kişide görülen bu hastalık bir de Bangladeşli Abul Bajandar isimli birinde bulunmaktadır. Hastalık öldürmüyor fakat günlük yaşamı neredeyse imkansız hale getiriyor.
Ağaç Hastalığı (Ağaç Adam Sendromu) Dünyanın en nadir hastalıklarından biri olan ağaç hastalığı bir tür deri hastalığıdır. Hastalığın etkeni insanda siğil benzeri yapıların oluşmasına sebep olan human papilloma virüs (HPV) Çok az görülen hastalıkta, bu siğil benzeri yapılar zamanla tıpkı bir ağaç kökü halini alıyor. El ve ayaklarda oluşan siğiller o kadar büyüyor ki, kişi bir süre sonra bu uzuvlarını kullanamaz hale geliyor. Hastalığın etkeninde genetik yatkınlık olsa da, uzmanlar asıl sebebinin az önce de belirttiğim gibi HPV adı verilen bir tür virüs olduğunda hemfikirler. Hastalığın dünya çapında duyulmasını sağlayan kişi Endonezya’da yaşayan Dede Koswara adında bir adam. Koswara 15 yaşındayken bir kaza geçiriyor ve dizinde bir yara oluşuyor. Zamanla bu yara bir mantar şeklinde farklı uzuvlarında da oluşmaya başlıyor. Ve tahmin edersiniz ki bir süre sonra kendi yemeğini dahi yiyemez hale geliyor. Koswara’nın vücudundan, yapılan ameliyatla yaklaşık 7 kilo mantar alınmış. Doktorlar hastalığın tamamen geçmesi konusunda bir şey söyleyemiyor. Dünyada sadece 3 kişide görülen bu hastalık bir de Bangladeşli Abul Bajandar isimli birinde bulunmaktadır. Hastalık öldürmüyor fakat günlük yaşamı neredeyse imkansız hale getiriyor.
Progeria (Erken Yaşlanma Hastalığı)

                                    
                                    Halk arasında yaşlılık veya erken yaşlanma hastalığı olarak bilinen progeria, bir tür genetik hastalık. 8 milyonda 1 kişide görülen hastalık DNA’nın yapısındaki telomer zincirinin kısalmasından kaynaklanıyor. Tıp dünyasında fareler üzerinde yapılan deneylerle, gen değişimi gibi yöntemler denense de, hastalığın şu an etkili bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Progeria hastalığının teşhisi ise oldukça kolay; saçların tamamı veya bir kısmı dökülmeye başlıyor, kel kalan kafa derisinde damarlar belirgin bir şekilde fark ediliyor.

  
Yüz ifadesi asla bir çocuğu andırmıyor ve tıpkı 70-80 yaşındaymış izlenimi veriyor. Çene ve diş yapısı az geliştiğinden, dişlerde çürükler meydana geliyor. Hastada herhangi bir zeka geriliği veya konuşma güçlüğü gözlenmiyor. Dışarıdan büyüme hormonları verilse de bunlar hiçbir işe yaramıyor ve hasta cinsel aktivitelerini sağlayacak gelişimini tamamlayamıyor. Bu hastalığa yakalanan çocukların ortalama yaşam ömrü 12-13 yıldır.
Progeria (Erken Yaşlanma Hastalığı) Halk arasında yaşlılık veya erken yaşlanma hastalığı olarak bilinen progeria, bir tür genetik hastalık. 8 milyonda 1 kişide görülen hastalık DNA’nın yapısındaki telomer zincirinin kısalmasından kaynaklanıyor. Tıp dünyasında fareler üzerinde yapılan deneylerle, gen değişimi gibi yöntemler denense de, hastalığın şu an etkili bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Progeria hastalığının teşhisi ise oldukça kolay; saçların tamamı veya bir kısmı dökülmeye başlıyor, kel kalan kafa derisinde damarlar belirgin bir şekilde fark ediliyor. Yüz ifadesi asla bir çocuğu andırmıyor ve tıpkı 70-80 yaşındaymış izlenimi veriyor. Çene ve diş yapısı az geliştiğinden, dişlerde çürükler meydana geliyor. Hastada herhangi bir zeka geriliği veya konuşma güçlüğü gözlenmiyor. Dışarıdan büyüme hormonları verilse de bunlar hiçbir işe yaramıyor ve hasta cinsel aktivitelerini sağlayacak gelişimini tamamlayamıyor. Bu hastalığa yakalanan çocukların ortalama yaşam ömrü 12-13 yıldır.
Baloncuk Hastalığı

                                    
                                    Dünyada sadece birkaç kişide olan baloncuk hastalığı bir tür deri hastalığıdır. Deri üzerinde meydana gelen tümörler öyle fazla ve yoğun bir hal alıyor ki, bir süre sonra normal deri görünemez oluyor. Bu tümörlerin cerrahi yöntemle alınması mümkün olsa da, ne yazık ki tekrarlamasının önüne geçilemiyor. Dolayısıyla hastalığın etkin bir tedavisi bulunmamaktadır.
Baloncuk Hastalığı Dünyada sadece birkaç kişide olan baloncuk hastalığı bir tür deri hastalığıdır. Deri üzerinde meydana gelen tümörler öyle fazla ve yoğun bir hal alıyor ki, bir süre sonra normal deri görünemez oluyor. Bu tümörlerin cerrahi yöntemle alınması mümkün olsa da, ne yazık ki tekrarlamasının önüne geçilemiyor. Dolayısıyla hastalığın etkin bir tedavisi bulunmamaktadır.
Hipertrikoz (Kurt Adam Sendromu)

                                    
                                    Ambras sendromu olarak da bilinen hastalıkta, vücuttaki kıllar anormal şekilde yoğun ve uzundur. Vücudun her tarafını kıl kaplamasının yanında, hastanın yüzü başta olmak üzere fiziksel özellikleri değişerek, kurt adama benzediğinden bu ismi almıştır. Kıllar bazen vücudun tamamında bazen de belirli bir bölgede oluşur. Buna göre iki tür hipertrikoz olduğunu söyleyebiliriz.

  


  
Deri hastalığı kategorisine giren bu hastalığın hayati tehlikesi olmasa da, psikolojik etkileri çok fazla. Kendini dış dünyadan soyutlayan kişi çok ciddi psikolojik tramvalar yaşamaktadır. Tedavisi bulunmayan hastalığa fazla androjen hormonu salınımının etken olduğu düşünülüyor. Öte yandan Hindistan’da yaşayan üç kız kardeşte de kurt adam sendromunun görülmesi, hastalıkta genetik yatkınlığın etkisi olabileceğini akıllara getiriyor. Dünyanın en ilginç hastalıkları arasında yer alan kurt adam sendromu şimdiye kadar 50 kişide görülmüş.
Hipertrikoz (Kurt Adam Sendromu) Ambras sendromu olarak da bilinen hastalıkta, vücuttaki kıllar anormal şekilde yoğun ve uzundur. Vücudun her tarafını kıl kaplamasının yanında, hastanın yüzü başta olmak üzere fiziksel özellikleri değişerek, kurt adama benzediğinden bu ismi almıştır. Kıllar bazen vücudun tamamında bazen de belirli bir bölgede oluşur. Buna göre iki tür hipertrikoz olduğunu söyleyebiliriz. Deri hastalığı kategorisine giren bu hastalığın hayati tehlikesi olmasa da, psikolojik etkileri çok fazla. Kendini dış dünyadan soyutlayan kişi çok ciddi psikolojik tramvalar yaşamaktadır. Tedavisi bulunmayan hastalığa fazla androjen hormonu salınımının etken olduğu düşünülüyor. Öte yandan Hindistan’da yaşayan üç kız kardeşte de kurt adam sendromunun görülmesi, hastalıkta genetik yatkınlığın etkisi olabileceğini akıllara getiriyor. Dünyanın en ilginç hastalıkları arasında yer alan kurt adam sendromu şimdiye kadar 50 kişide görülmüş.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >