Neoklasik formların çağdaş yapım teknikleriyle yorumlanmasına dikkat çeken bir örnek: 168 Upper Street

Neoklasik formların çağdaş yapım teknikleriyle yorumlanmasına dikkat çeken bir örnek: 168 Upper Street

Neoklasik formların çağdaş yapım teknikleriyle yorumlanmasına dikkat çeken bir örnek!


Amin Taha'nın ofisi Groupwork, Londra Islington'da, II. Dünya Savaşı'nda yıkılan bir pavyonun çarpıtılmış bir yorumunu temel alarak 168 Upper Street projesini gerçekleştiriyor. Yapı, terrakotta pigmentiyle renklendirilen yerinde döküm beton kabukla hem taşıyıcı sistemi hem de iç ve dış yüzey kaplamalarını bir arada barındırıyor. Mevcut olmayan orijinal bloğun simetrik eşi dijital olarak modelleniyor; arşiv fotoğrafları ve lazer tarama verileriyle sanal bir rekonstrüksiyon elde ediliyor. Bu model üzerinden 300 adet genleştirilmiş polistiren panelden kalıplar üretiliyor ve bu kalıplara beton dökülerek yapının cephe strüktürü biçimleniyor.


Cephede pilaster, başlık, korniş, pencere ve kapı açıklıkları gibi klasik ögeler yer alırken, tasarım süreci kasıtlı biçim bozulmalarıyla bu öğeleri yeniden yorumluyor. İç mekânda, pencere boşlukları ve duvar yüzeyleri gibi detaylar kalıba entegre edilerek beton yüzeylere aktarılıyor; mekânsal bölünmeler CLT döşeme ve duvarlarla sağlanıyor.


Zemin katta bir mağaza ve bodrumda depo yer alırken, üst kotlarda biri iki odalı olmak üzere toplam üç konut birimi bulunuyor; en üst kat terasa açılan bir yaşam alanı içeriyor. Proje, klasik mimari unsurları çağdaş yapım teknikleriyle bütünleştirerek, yeniden inşa ve mimari temsil arasındaki sınırları sorgulayan bir tasarım yaklaşımı benimsiyor.


Fotoğraf: Timothy Soar