15 Temmuz’da biz neredeydik?

15 Temmuz gecesinde yaşananlar.
15 Temmuz gecesinde yaşananlar.

15 Temmuz Darbe Girişimi gecesinde yaşananlara bir de gzt.com editörlerinin gözünden bakmaya ne dersiniz?

15 Temmuz gecesiyle ilgili hepimizin sayfalar dolu hikayesi var. O gece vatan sevginin büyüklüğünü ve Türk Milleti’nin gücünü tüm dünyaya ilan ettik. Darbeye engel olan bir milletin insanı olarak o kanlı gecede acının en tarifsizini de yaşadık.

İnsanlarımız tankların önünde siper olurken ya da TBMM bombalanırken hanginizin gözlerinden yaşlar süzülmedi ki….

Böylesi acı bir olayı ülkemizin tekrar yaşamaması en büyük duamız… O gece hepimiz farklı yerlerdeydik ancak kalbimiz yalnızca ‘vatanımızın birliği’ için çarpıyordu.

Peki, 15 Temmuz gececi Gzt.com editörleri neredeydi neler yaşamıştı?

Müge Vardar

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Sevdiklerimi, hayatımı ve hayallerimi kaybetme korkusunu en yoğun haliyle yaşadığım günlerden biriydi 15 Temmuz…  Çaresiz anlarda ve olumsuzluklarla karşılaşıldığında sevdiklerini kaybetme korkusu, kimi için kendini güvende hissetmekten çok daha önemlidir; benim için de öyle… Annemin telefonuyla irkildim önce; sonrası televizyon haberleri, gökyüzünde uçan helikopterlerin ürkütücü sesi ve yoğun bir karanlık…  İnsanların endişe dolu bakışları altında geçen o korkunç gecenin bir aydınlığa varacağı umudunu çoktan kaybetmiştim ki, karanlık sabaha vardı.

  
O gece, bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının bir kanıtıydı ve evet, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Halk daha fazla kenetlendi; ülke tarihi Kurtuluş Savaşı’ndan, Çanakkale’den sonra manevi gücünü kaybetmediğini bir kez daha anladı. Bu ülkede yaşayan masum insanların bir kez daha böyle karanlık geceler görmemesi, aydınlık sabahlara uyanması umuduyla…
Müge Vardar Sevdiklerimi, hayatımı ve hayallerimi kaybetme korkusunu en yoğun haliyle yaşadığım günlerden biriydi 15 Temmuz… Çaresiz anlarda ve olumsuzluklarla karşılaşıldığında sevdiklerini kaybetme korkusu, kimi için kendini güvende hissetmekten çok daha önemlidir; benim için de öyle… Annemin telefonuyla irkildim önce; sonrası televizyon haberleri, gökyüzünde uçan helikopterlerin ürkütücü sesi ve yoğun bir karanlık… İnsanların endişe dolu bakışları altında geçen o korkunç gecenin bir aydınlığa varacağı umudunu çoktan kaybetmiştim ki, karanlık sabaha vardı. O gece, bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının bir kanıtıydı ve evet, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Halk daha fazla kenetlendi; ülke tarihi Kurtuluş Savaşı’ndan, Çanakkale’den sonra manevi gücünü kaybetmediğini bir kez daha anladı. Bu ülkede yaşayan masum insanların bir kez daha böyle karanlık geceler görmemesi, aydınlık sabahlara uyanması umuduyla…
Ferhat Aydın

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Üniversiteden mezun olmamım üzerinden yaklaşık 1 ay geçmişti. Lisans eğitimini aldığım alanda çalışmak için düzenli olarak mülakatlara gidiyor ve hayatıma yön vermesini beklediğim işimi arıyordum. Bir daha yaşanmaması için sürekli dua ettiğim bu talihsiz olay, günlerimin böylesi monotonlukla geçtiği o kısa dönemde denk geldi. Beynini bir terör örgütü liderine kiralamış asker görünümlü katiller sürüsü, o gece 250 insanımızı öldürdüğünde yutkunamaz hale gelmiştim. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sokağa çıkma çağrısının hemen ardından üzerimizden geçen jetler, koruması gereken vatandaşına korku salıyordu. Bizi hainlerden ayıran en önemli özelliğimiz gelenek ve inancımıza sahip çıkmamızdır. İnancımızın gücüyle büyüyen bizler hemen Kuran’larımızı alarak Fetih ve Yasin surelerini okuduk. Bunu yaparken asıl amacımız da şuydu: Hainlerin karşısına sokaklardaki binlerle beraber Allah’ın yenilmeyen ordularıyla çıkacaktık!
Ferhat Aydın Üniversiteden mezun olmamım üzerinden yaklaşık 1 ay geçmişti. Lisans eğitimini aldığım alanda çalışmak için düzenli olarak mülakatlara gidiyor ve hayatıma yön vermesini beklediğim işimi arıyordum. Bir daha yaşanmaması için sürekli dua ettiğim bu talihsiz olay, günlerimin böylesi monotonlukla geçtiği o kısa dönemde denk geldi. Beynini bir terör örgütü liderine kiralamış asker görünümlü katiller sürüsü, o gece 250 insanımızı öldürdüğünde yutkunamaz hale gelmiştim. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sokağa çıkma çağrısının hemen ardından üzerimizden geçen jetler, koruması gereken vatandaşına korku salıyordu. Bizi hainlerden ayıran en önemli özelliğimiz gelenek ve inancımıza sahip çıkmamızdır. İnancımızın gücüyle büyüyen bizler hemen Kuran’larımızı alarak Fetih ve Yasin surelerini okuduk. Bunu yaparken asıl amacımız da şuydu: Hainlerin karşısına sokaklardaki binlerle beraber Allah’ın yenilmeyen ordularıyla çıkacaktık!
Hüsna Köşger

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    O gece evdeydim. Olayı twitter’de gördüğüm ‘Bu bildiğin bir darbe’ ve ‘Ne olursa olsun Başbakanı vermeyin’ tweetlerinden öğrendim. CNN Türk’ü açtım ve olayı idrak ettim. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyordu. O gece ne yaşadığım korkuyu ne de okunan selaların yaşattığı hissi, geçen uçakların çıkardığı sesleri hiçbir zaman unutamayacağıma eminim. O gecenin hiç bitmeyeceğini, hep karanlık kalacağına inandım. Güneş doğduğunda ise artık; ekranda köprüdeki hainlere diz çöktürmüş kahraman bir halk vardı.
Hüsna Köşger O gece evdeydim. Olayı twitter’de gördüğüm ‘Bu bildiğin bir darbe’ ve ‘Ne olursa olsun Başbakanı vermeyin’ tweetlerinden öğrendim. CNN Türk’ü açtım ve olayı idrak ettim. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyordu. O gece ne yaşadığım korkuyu ne de okunan selaların yaşattığı hissi, geçen uçakların çıkardığı sesleri hiçbir zaman unutamayacağıma eminim. O gecenin hiç bitmeyeceğini, hep karanlık kalacağına inandım. Güneş doğduğunda ise artık; ekranda köprüdeki hainlere diz çöktürmüş kahraman bir halk vardı.
Ömer Lütfü Gözsüz

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    O gece saat 22.00 sularında ofise uğramam gerekiyordu. Eve gidecektim ancak köprülerin askerler tarafından tutulduğunu öğrendiğim an bilgisayarımı açıp olayları takip ettim. O gece insanları bilgilendirmek için sabaha kadar çalıştım. Darbe yapıldığına dair konuşan bir rütbelinin videosunu izleyince şaşırdım. Ardından olaylar gelişti.Açıklamalar, canlı yayınlar, halktan gelen videolar… Bütün bunları internet sitesine (yenisafak.com’a) elimizden geldiğince yükledik. Sokaklarda olamadık ama ofisten halkımızı destekledik. Tepemizden uçaklar geçti ama her riske rağmen işimizi bırakmadık yayın yapmayı sürdürdük. TRT’de okunan korsan bildiriyi tanımadık ve yayınlamadık.O gece çalışan tüm arkadaşlarım gibi ben de çok çaba sarf ettim ve ülkeme sahip çıktım. Çalışma hayatımda geçirdiğim en önemli ve en anlamlı geceydi benim için. Gün aydınlandığında ve köprüdeki askerler tutuklandığında yeni bir Türkiye’ye göz açtık. Çok şehit verdik, çok gazimiz oldu. Onlara ait görüntüleri, parçalanmış bedenleri, kan içinde yaralıları… Bunların hepsini seyrettim… Canımız yandı... Tam bir sene oldu... Unutmadık, unutmayacağız… Allah’tan şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum… Allah bize böyle bir durumu tekrar yaşatmasın inşallah…
Ömer Lütfü Gözsüz O gece saat 22.00 sularında ofise uğramam gerekiyordu. Eve gidecektim ancak köprülerin askerler tarafından tutulduğunu öğrendiğim an bilgisayarımı açıp olayları takip ettim. O gece insanları bilgilendirmek için sabaha kadar çalıştım. Darbe yapıldığına dair konuşan bir rütbelinin videosunu izleyince şaşırdım. Ardından olaylar gelişti.Açıklamalar, canlı yayınlar, halktan gelen videolar… Bütün bunları internet sitesine (yenisafak.com’a) elimizden geldiğince yükledik. Sokaklarda olamadık ama ofisten halkımızı destekledik. Tepemizden uçaklar geçti ama her riske rağmen işimizi bırakmadık yayın yapmayı sürdürdük. TRT’de okunan korsan bildiriyi tanımadık ve yayınlamadık.O gece çalışan tüm arkadaşlarım gibi ben de çok çaba sarf ettim ve ülkeme sahip çıktım. Çalışma hayatımda geçirdiğim en önemli ve en anlamlı geceydi benim için. Gün aydınlandığında ve köprüdeki askerler tutuklandığında yeni bir Türkiye’ye göz açtık. Çok şehit verdik, çok gazimiz oldu. Onlara ait görüntüleri, parçalanmış bedenleri, kan içinde yaralıları… Bunların hepsini seyrettim… Canımız yandı... Tam bir sene oldu... Unutmadık, unutmayacağız… Allah’tan şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa diliyorum… Allah bize böyle bir durumu tekrar yaşatmasın inşallah…
Abdulkerim Arslan 

                                    15 Temmuz akşamı köprüye çok yakın bir kafede arkadaşlarım ile oturuyorduk. Olacaklardan habersiz bir şekilde koyu bir sohbetin ortasındayken, arkadaşlarımdan biri köprünün jandarma tarafından kapatıldığını ve yolun bir yönünde geçişlerin durdurulduğunu söyledi. İlk anda terör saldırısına karşı bir önlem olduğunu düşünsek de, çok geçmeden olayın böyle bir şey olmadığını anladık. Hemen kalkıp eve doğru yol aldık. Otobüs geçmiyordu, taksiler yolcu almıyordu. Telefonların biri kapanıyor, diğeri açılıyordu. Etrafımdaki herkesteki şaşkınlık ve çaresizlik yüzlerinden okunuyordu. Eve ulaştığımda ellerim titriyor, ne yapacağım konusunda pek bir fikir üretemiyordum. Telefondan Twitter’a bakarken televizyon kanallarını sürekli değiştirerek olan biteni takip etmeye çalışıyordum.TRT’nin darbeciler tarafından ele geçirilmesi ve o bildirinin okutulmasıyla daha da telaşlanmaya başladım. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısını izledim. O meşhur FaceTime bağlantısını. Bu çağrıyla birlikte sokağa inen halkın bu girişimi püskürteceğinden emindim. Sabah 7.30’a kadar ayakta beklerken tüm minarelerden yükselen sela seslerinin verdiği duygunun tarafi çok zor.O geceye dair aklımda kalan son şey; Harbiye’deki TRT binasını işgal eden darbeci askerler ile polislerin çatışması. Polisler içerideki son darbecileri de tutuklamıştı.Allah bir daha böyle bir geceyi ülkemize yaşatmasın, ülkemizi terör örgütlerinden ve her türlü saldırıdan korusun.
Abdulkerim Arslan 15 Temmuz akşamı köprüye çok yakın bir kafede arkadaşlarım ile oturuyorduk. Olacaklardan habersiz bir şekilde koyu bir sohbetin ortasındayken, arkadaşlarımdan biri köprünün jandarma tarafından kapatıldığını ve yolun bir yönünde geçişlerin durdurulduğunu söyledi. İlk anda terör saldırısına karşı bir önlem olduğunu düşünsek de, çok geçmeden olayın böyle bir şey olmadığını anladık. Hemen kalkıp eve doğru yol aldık. Otobüs geçmiyordu, taksiler yolcu almıyordu. Telefonların biri kapanıyor, diğeri açılıyordu. Etrafımdaki herkesteki şaşkınlık ve çaresizlik yüzlerinden okunuyordu. Eve ulaştığımda ellerim titriyor, ne yapacağım konusunda pek bir fikir üretemiyordum. Telefondan Twitter’a bakarken televizyon kanallarını sürekli değiştirerek olan biteni takip etmeye çalışıyordum.TRT’nin darbeciler tarafından ele geçirilmesi ve o bildirinin okutulmasıyla daha da telaşlanmaya başladım. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısını izledim. O meşhur FaceTime bağlantısını. Bu çağrıyla birlikte sokağa inen halkın bu girişimi püskürteceğinden emindim. Sabah 7.30’a kadar ayakta beklerken tüm minarelerden yükselen sela seslerinin verdiği duygunun tarafi çok zor.O geceye dair aklımda kalan son şey; Harbiye’deki TRT binasını işgal eden darbeci askerler ile polislerin çatışması. Polisler içerideki son darbecileri de tutuklamıştı.Allah bir daha böyle bir geceyi ülkemize yaşatmasın, ülkemizi terör örgütlerinden ve her türlü saldırıdan korusun.
Aslı Bayram Yılmaz

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    15 Temmuz sıradan bir gün gibi başlamıştı… Günlük koşuşturmacanın ardından biraz dinlenirim belki diye düşünürken gelen telefonla sarsıldım… Televizyonu açar açmaz endişeli bekleyiş başladı…. Tijen Karaş’ın sesinden dökülen sözcükler zihnimde yankılanmaya başladı.Darbe görmüş bir kuşak değiliz ancak bizden önce yaşayanların anılarıyla büyüdük. TRT’de okunan sözde bildiriyle birlikte bir anne olarak öncelikle evladımın geleceğini düşünmeye başladım.

  
“Ne yapacaktık biz? Evlerimize mi hapsolacaktık. Yoksa birkaç saat sonra evlere girip insana zarar mı vereceklerdi?”  

  
Zihnimde bu sesler yankılanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı duyuldu. Okunan selalar, vatan aşkıyla sokaklara dökülenlerin seslerine karıştı.

  
“Her şey bitti” derken; karanlık gece büyük bir zaferle sona erdi. 

  
Allah böylesi bir olayı bir daha göstermesin….
Aslı Bayram Yılmaz 15 Temmuz sıradan bir gün gibi başlamıştı… Günlük koşuşturmacanın ardından biraz dinlenirim belki diye düşünürken gelen telefonla sarsıldım… Televizyonu açar açmaz endişeli bekleyiş başladı…. Tijen Karaş’ın sesinden dökülen sözcükler zihnimde yankılanmaya başladı.Darbe görmüş bir kuşak değiliz ancak bizden önce yaşayanların anılarıyla büyüdük. TRT’de okunan sözde bildiriyle birlikte bir anne olarak öncelikle evladımın geleceğini düşünmeye başladım. “Ne yapacaktık biz? Evlerimize mi hapsolacaktık. Yoksa birkaç saat sonra evlere girip insana zarar mı vereceklerdi?” Zihnimde bu sesler yankılanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı duyuldu. Okunan selalar, vatan aşkıyla sokaklara dökülenlerin seslerine karıştı. “Her şey bitti” derken; karanlık gece büyük bir zaferle sona erdi. Allah böylesi bir olayı bir daha göstermesin….
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >