ABD seçimlerini anlama kılavuzu

ABD'de bugün seçim heyecanı yaşanıyor, ancak orada yapılan seçimler bildiklerimizden biraz farklı. Halk başkanı aslında doğrudan seçmiyor. Kullanılan oylar “Electoral College” yani “Seçiciler Kurulu”nu seçmeye yarıyor.

CNN Türk'te hafta sonu ana haber bültenini sunan Damla Doğan, ABD'deki seçimlerini anlamak için bir yazı kaleme aldı. İşte o yazıdan ilgili bölümler:

Halk nasıl seçim yapıyor?

ABD seçim sistemi bizimkinden epey farklı… Halk başkanı aslında doğrudan seçmiyor. Kullanılan oylar “Electoral College" yani “Seçiciler Kurulu" seçmeye yarıyor. Bu kurul toplam 538 üyeli. 270 üyeyi kazanan seçimi kazanmış sayılıyor. Her eyaletin seçiciler kurulundaki üye sayısı nüfusuyla orantılı. Yüzde 1 bile daha fazla oy alan o eyaletteki üyelerin tamamına sahip oluyor. Yani bir aday delege sayısı fazla olan eyaletleri kazanırsa, oy oranı diğer adaydan düşük bile olsa seçimi kazanabiliyor. Örneğin 2000 yılında Demokratların adayı Al Gore toplamda Cumhuriyetçi aday George W. Bush'tan 500 bin fazla oy aldı. Ama Bush kritik eyaletleri önde bitirip, daha fazla seçiciler kurulu üyesi kazanınca seçimi de kazanmış oldu.

Seçimlerde sadece 2 aday mı var?


Hayır. En az bir eyalette seçime girecek 31 aday var. O adaylar arasında savcı da var satış elemanı da ekonomi profesörü de… En ön plana çıkan isim ise 51 eyaletin tamamında da Trump ve Clinton'ın rakibi olacak Özgürlükçü Parti'nin adayı Gary Johnson. New Mexico eyaletinin eski valisi kendisi. 2012'deki seçimlerde 1 milyon oy alarak büyük sürpriz yaratmıştı. Bu yıl da gözler üzerinde. Katıldığı bir TV programındaki gafıyla yine gündeme oturdu. Sunucunun “Halep'te yaşananlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, “Halep ne demek?" diye yanıt verip herkesi şaşırttı. Hatta günlük jargona yaşanan ani şaşkınlığı anlatmak için “Aleppo moment" yani “Halep anı" diye bir söz bile soktu.

Seçim neden Salı günü?

Başkanlık seçimleri 4 yılda bir Kasım ayının ilk Salı günü düzenleniyor. Bu tarihe 1845'te karar verilmiş. O dönemde halkın çoğu geçimini tarımla sağlıyormuş. Bu nedenle de hem hasatın tamamlandığı hem de çok insanların at sırtında oy verecekleri merkezlere gelebilecekleri çok soğuk ve yağışlı olmayacak Kasım ayı seçilmiş. Salı günü olmasının da özelliği var. İnsanlar pazar gününü kiliseye ayırdıkları için pazartesiye yetişemezler diye salı günü seçilmiş.

Oy farkı nasıl oldu da son anda kapandı?

İşte tüm seçimin en sansasyonel yanı bu. Oylardaki bu hızlı oynamanın nedeni tamamen magazinsel. Olay, durmadan konuşulan e-posta ve ses kaydı meselelerinde… Clinton 2015'te hacklenmiş, dışişleri bakanıyken Yahoo e-posta hesabından yaptığı yazışmalar ortaya çıkmıştı. Devlet sırrı olabilecek bu e-postalar için neden bakanlığın adresini değil de kişisel hesabını kullanıyor da Amerikalıların güvenliğini tehlikeye atıyor diye çok sert tepki çekti. FBI konuyu araştırdı. Temmuz 2016'da soruşturmaya gerek olmadığına karar verdi. FBI ne derse desin Clinton, Trump'ın dilinden hiç kurtulamadı. Ta ki kendi ses kayıtları ortalığa düşene kadar. 7 Ekim'de, 2005 yılına ait bir ses kaydı ortaya çıktı. Evli bir kadını baştan çıkarmaya çalıştığını anlattığı o kayıtlarda Trump kadınlar hakkında cinsel içerikli ve çok kaba ifadeler kullanıyordu. Gündeme bomba gibi düştü haliyle… Eşi “Erkek muhabbeti" diyerek Trump'ın arkasında dursa da anketlerde büyük düşüş yaşadı. Ardından Trump tarafından taciz edildiğini iddia eden kadınlar bir bir çıktı ortaya. Sayı 10'u geçti. Ortalık çalkalanırken gözleri tekrar Clinton'a çeviren FBI oldu. Clinton'ın sağ kolu Huma Abedin boşanma davası sırasına eşinin 15 yaşında reşit olmayan bir genç kızla cinsel içerikli yazışmalar yaptığını iddia edince evdeki tüm bilgisayarlara el konuldu. Ama iş beklemedikleri bir noktaya geldi. Yapılan incelemelerde Clinton'ın Yahoo adresinden yolladığı e-postaların bir önceki soruşturmada fark edilenden çok daha fazla olduğu belirlendi. Devlet sırlarına özen göstermediği şüphesi doğunca FBI ikinci kez soruşturma başlattı. Seçime 11 gün kala gelen bu haber Trump'ın yaptıklarını unutturup iki aday arasındaki oy farkını bir anda kapattı.

Kim ne kadar zengin?

Aslında çok tartışılacak bir yanı yok. Donald Trump, New York'u gökdelenlerle donatan, kentin siluetini değiştiren isim. 3.7 milyar dolarlık serveti var. 33 ülkenin milli gelirinden daha fazla… Clinton ailesinin serveti ise 110 milyon dolar seviyesinde.


Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >