Bulaş riski çocuklarda yüzde 47 daha az : 'Okullar açılmalı'

Okulların açılıp açılmaması konusu tartışmalara sebep oluyor
Okulların açılıp açılmaması konusu tartışmalara sebep oluyor

COVID-19 vaka sayıları artarken yüz yüze eğitimin başlayıp başlamayacağı merak edilirken yeni bir araştırma çocuklarda bulaş riskinin öğretmenlere göre yüzde 47 daha az olduğunu ortaya koydu. Prof. Dr. Çetiner, okulda bulaş riskinin ev ortamından düşük olduğunu ifade ediyor.

Türkiye son iki yıldır pandemiyle birlikte eğitim anlamında da zor günler geçiriyor.

Yeni eğitim ve öğretim yılının açılmasına az bir süre kala aşılanma oranlarının yeterince artmaması, vaka sayılarının yeniden tırmanışa geçmesi özellikle velilerde tedirginliğe neden oluyor.

Journal of Global Health dergisinde yeni yayımlanan bir çalışma, çocukların COVID-19 salgınındaki bulaştırma etkisinin daha düşük olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Dünyanın pek çok ülkesinden gelen 24 çalışmayı inceleyen araştırmada, öğrenciler ve öğretmenler COVID-19 bulaş riski açısından karşılaştırıldı ve özellikle anaokulu, kreş gibi yerlerde eğitim gören çocuklarda bulaş riskinin öğretmenlere göre yüzde 47 daha az olduğu saptandı.

"Okullar açılmalı"

Milliyet gazetesinden haberine göre; araştırmayı değerlendiren iç hastalıkları ve hematoloji uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, okulların yüz yüze eğitime geçmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Özellikle 10 yaş altı çocuklarda bulaş riskinin yetişkinlerden daha düşük olduğunu ve daha da önemlisi okulda bulaş riskinin ev ortamından daha düşük olduğunu söylememiz mümkün. Bu noktada okullar mutlaka açılmalı. Ancak bu kararı alırken Delta varyantının etkisiyle son aylarda çocuk vakalarındaki artışı göz önünde bulundurarak okullardaki önlemleri en üst noktaya çıkarmamız ve aşılamadaki hızımızı daha da artırmamız gerekiyor” dedi.

"Ev ortamında bulaş riski daha fazla"

Okullardaki bulaş riskinin evdeki bulaş riskinden daha yüksek olmadığının altını çizen Prof. Dr. Mustafa Çetiner, şunları dedi:

“Çalışmada dikkat çeken bir başka başlıkta da virüsün bulaş yeri. Buna göre 10 yaş altı çocuklarda ev ortamı okula göre yüzde 55 daha riskli çıkması. Ortaokul ve lise öğrencileri bakımından ise yine okul ortamı eve oranla yüzde 37 daha az bulaş riskine sahip. Bu bize bir anlamda öğretmen ve diğer eğitim alanında çalışanların aşılanmasıyla hem çocukları virüse karşı koruyup hem de anaokulu, kreşlerde eğitime devam edilebileceğini gösteriyor"

Özellike küçük yaş grubunda anasınfınıda, ilkokul bir ve ikinci sınıflarda uzaktan eğitimin bir fayda sağalamadığını belirten Prof. Dr. Çetiner, "Çünkü küçük yaş grubunu ekran karşısında uzun süre tutamıyorsunuz. Üstelik bu çocukların yaşıtlarıyla birlikte sosyalleşmeye herkesten daha çok ihtiyacı var. Dolayısıyla artık okulları kapalı tutma lüksümüz yok”

Kaç öğretmen aşı oldu?

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilçe milli eğitim müdürlükleri aracılığıyla okullara gönderdiği yazıyla öğretmenlerin aşı bilgilerinin kaydedilmesini istedi.

“Aşı Olan Öğretmen Bilgileri” başlığıyla gönderilen “Okulunuzda görev yapan kadrolu öğretmenlerinizin isimlerinin ekli listeye işlenmesi ve aşı yaptıranların 1. ve 2. Doz olarak belirtilerek 12/08/2021 Perşembe gününe kadar Müdürlüğümüz Strateji Geliştirme Bölümüne DYS üzerinden gönderilmesi hususunda gereğini bilgilerinize rica ederim” dendi.

Okullar da öğretmenleri arayarak, aşı olup olmadıklarını soruyorlar, bütün bilgiler işlenip ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderilecek. 2021-2022 eğitim öğretim yılı 6 Eylül’de başlayacak.

İlkokul 1. sınıflar ile okul öncesi gruptaki öğrenciler için ise uyum programı kapsamında 31 Ağustos’ta okullar açılacak. MEB’den gönderilen yazı, “Eğitim öğretim yılı başlamadan önce öğretmenlerin aşı olmaları zorunlu mu olacak?” sorusunu akıllara getirdi.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >