Döneminin son temsilci Prof. Dr. Orhan Okay vefat etti

Fuzulî’den Tanpınar’a kadar Türk edebiyatının önemli isimlerine dair eserlere imza atan Prof. Dr. Orhan Okay 86 yaşında vefat etti.

Türk edebiyatı tarihi üzerine önemli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Orhan Okay dün kalp yetmezliği sebebiyle 86 yaşında vefat etti. Fuzulî'den Şeyh Galib'e, Ahmet Midhat Efendi'den Ahmet Hamdi Tanpınar'a kadar Türk edebiyatını bütün yönleriyle kuşatan eserler veren Okay, modern edebiyat tarihi araştırmalarının kurucusu Fuad Köprülü ekolünün son temsilcilerindendi.

Üstadların elinde yetişti1931'de kökleri Osmanlı'ya uzanan İstanbullu bir ailenin oğlu olarak Balat'ta doğan Okay, Vefa Lisesi'nde Nurettin Topçu, Behice Kaplan ve Reşad Ekrem Koçu; İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünde Macit Gökberk, Takıyettin Mengüşoğlu, Mustafa Şekip Tunç, Mümtaz Turhan; Türkoloji bölümünde Mehmet Kaplan, Tanpınar, Ahmet Caferoğlu, Reşit Rahmeti Arat gibi her biri sahasının dev isimleri olan hocalardan dersler aldı.



20 kitap binlerce öğrenciProf. Mehmet Kaplan'ın yanında ilk Türk pozitivisti Beşir Fuad üzerine doktora yapan Okay, 35 sene Erzurum Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde çalışmış, binlerce öğrenci yetiştirdi. İslam Ansiklopedisi'ne her biri alanında referans kabul edilen 50'yi aşkın madde ve başta Batı Medeniyeti Karşısında Ahmet Midhat Efendi, Mehmet Akif: Bir Karakter Heykelinin Anatomisi, Bir Hülya Adamının Romanı olmak üzere 20 civarın kitap yazan Okay, Türk kültürüne hizmetlerinden dolayı çeşitli kurumlarca pek çok ödüle layık görülmüştü.
Haysiyetli bir hayat
Prof. Dr. Handan İnci: "Yeri dolmayacak, çünkü akademik dünyada onun gibi, ilmini sevgiyle yayan, cömertçe paylaşan bir hoca daha görür müyüz bilmiyorum. Dikkat, ciddiyet, çalıştığı konunun peşini bırakmamak, her yeni baskıda kitabın bilgisini güncelleyerek yayımlamak, yorumlarında objektif olmak, olamayacağı yerde bunu kendi eliyle göstermek, ömrünün son demine kadar elini kitaptan, kalemden, dirseğini masadan çekmeden bir derviş gibi, yoluna adanarak çalışmak. Kısacası haysiyetli bir akademik hayat."
Haysiyetli bir hayat Prof. Dr. Handan İnci: "Yeri dolmayacak, çünkü akademik dünyada onun gibi, ilmini sevgiyle yayan, cömertçe paylaşan bir hoca daha görür müyüz bilmiyorum. Dikkat, ciddiyet, çalıştığı konunun peşini bırakmamak, her yeni baskıda kitabın bilgisini güncelleyerek yayımlamak, yorumlarında objektif olmak, olamayacağı yerde bunu kendi eliyle göstermek, ömrünün son demine kadar elini kitaptan, kalemden, dirseğini masadan çekmeden bir derviş gibi, yoluna adanarak çalışmak. Kısacası haysiyetli bir akademik hayat."
Kadim medeniyeti günümüze taşıdı
Prof. Dr. Hayati Develi: "Yıkıcı bir kültür devriminin yaşandığı yıllarda yetişmiş, ancak yolunu bularak kadim medeniyet geleneğinin günümüze taşınmasında bir köprü olmayı başarabilmiştir. Onun Ferid Kam-Yahya Kemal-Tanpınar-Necip Fazıl yoluyla gelen düşünce ve edebiyat birikiminin dikkatli bir araştırmacısı ve taşıyıcısıdır. Tabii çelebi kişiliği, nezaketi, İstanbul şehir kültürüne dair engin birikimi kaybıyla hep kederlenip hayıflanacağımız yönleridir."
Kadim medeniyeti günümüze taşıdı Prof. Dr. Hayati Develi: "Yıkıcı bir kültür devriminin yaşandığı yıllarda yetişmiş, ancak yolunu bularak kadim medeniyet geleneğinin günümüze taşınmasında bir köprü olmayı başarabilmiştir. Onun Ferid Kam-Yahya Kemal-Tanpınar-Necip Fazıl yoluyla gelen düşünce ve edebiyat birikiminin dikkatli bir araştırmacısı ve taşıyıcısıdır. Tabii çelebi kişiliği, nezaketi, İstanbul şehir kültürüne dair engin birikimi kaybıyla hep kederlenip hayıflanacağımız yönleridir."
Başka bir iklimin insanıydı
Sakarya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa İsen: “1971-75 yılları arasında Orhan Hoca'nın öğrencisi oldum. Hoca ile en son geçen hafta görüştük. Kendi sağlık durumunu konuşmak istemedi çok, her zaman şükrederdi. Hocanın şahsında bir şehirli Müslüman, entelektüel Müslüman nasıl olur, onu gördük. Odasında üç kişinin resmi vardı: İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Celaleddin Ökten ve Nurettin Topçu. Orhan Hoca, başka bir ortamın ve iklimin insanıydı.”
Başka bir iklimin insanıydı Sakarya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa İsen: “1971-75 yılları arasında Orhan Hoca'nın öğrencisi oldum. Hoca ile en son geçen hafta görüştük. Kendi sağlık durumunu konuşmak istemedi çok, her zaman şükrederdi. Hocanın şahsında bir şehirli Müslüman, entelektüel Müslüman nasıl olur, onu gördük. Odasında üç kişinin resmi vardı: İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Celaleddin Ökten ve Nurettin Topçu. Orhan Hoca, başka bir ortamın ve iklimin insanıydı.”
Herkesin derdine çare bulurdu
Prof. Dr. Abdullah Uçman: “Hoca artık tamamen ortadan kaybolan eski İstanbul beyefendilerinden biriydi. Sadece yakın çevresinde olan bizlere değil, kendisinden yardım isteyen hiç kimseyi gerçi çevirmez, herkesin derdine çare bulmaya çalışırdı. Son derece alçak gönüllü, çalışkan ve dervişmeşrep bir insandı. Özellikle yenileşme dönemi Türk edebiyatı alanındaki birçok isim üzerine önemli çalışmalar yaparak hem bizlere hem bizden sonraki nesillere değerli eserler bıraktı.”
Herkesin derdine çare bulurdu Prof. Dr. Abdullah Uçman: “Hoca artık tamamen ortadan kaybolan eski İstanbul beyefendilerinden biriydi. Sadece yakın çevresinde olan bizlere değil, kendisinden yardım isteyen hiç kimseyi gerçi çevirmez, herkesin derdine çare bulmaya çalışırdı. Son derece alçak gönüllü, çalışkan ve dervişmeşrep bir insandı. Özellikle yenileşme dönemi Türk edebiyatı alanındaki birçok isim üzerine önemli çalışmalar yaparak hem bizlere hem bizden sonraki nesillere değerli eserler bıraktı.”
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >