Game of Thrones dizisinden alabileceğiniz liderlik dersleri

GOT
GOT

Game of Thrones (Taht Oyunları) aslında liderlik için mükemmel doneler sunuyor.

İşte Yedi Krallık'tan alabileceğiniz liderlik dersleri?

Her zaman tetikte olmak önemli bir özelliktir.

                                    Taht Oyunlarının dördüncü sezon - sekizinci bölümü, televizyonda izlediğim en dehşet dolu, ama en muhteşem sahneleri içeriyordu – o kadar ki, insan o sahneleri izledikten sonra bir fincan çayla birlikte koltuğa oturup sakinleşme ihtiyacı duyuyordu.

4. sezonda 8. bölümde (The Mountain and the Viper), nispeten ufak tefek bir kişi olan Prens Oberyn'in dev cüsseli rakibi Ser Gregor'a karşı verdiği ve kazanması mümkün görünmeyen savaşı konu ediliyordu. Tıpkı bir küçük işletme gibi, Oberyn de çevik olduğu için dev rakibine taş çıkartıyordu. Ama ne yazık ki konsantrasyonu bir an için bozulunca, Gregor bu fırsatı kaçırmadı ve Prensin hayatına son verdi. (Eğer bu bölümü izlemediyseniz, küçük bir çocuğun avucundaki bir üzümü keyifle sıkıp suyunu çıkarttığı gibi bir sahne düşünebilirsiniz).

Tabii ki vahşice bir sahneydi. Ama iş hayatı açısından bakıldığında, bu sahneden alınabilecek çok basit bir ders vardı: Her zaman uyanık olacak ve yaptığınız işe odaklanacaksınız!
Her zaman tetikte olmak önemli bir özelliktir. Taht Oyunlarının dördüncü sezon - sekizinci bölümü, televizyonda izlediğim en dehşet dolu, ama en muhteşem sahneleri içeriyordu – o kadar ki, insan o sahneleri izledikten sonra bir fincan çayla birlikte koltuğa oturup sakinleşme ihtiyacı duyuyordu. 4. sezonda 8. bölümde (The Mountain and the Viper), nispeten ufak tefek bir kişi olan Prens Oberyn'in dev cüsseli rakibi Ser Gregor'a karşı verdiği ve kazanması mümkün görünmeyen savaşı konu ediliyordu. Tıpkı bir küçük işletme gibi, Oberyn de çevik olduğu için dev rakibine taş çıkartıyordu. Ama ne yazık ki konsantrasyonu bir an için bozulunca, Gregor bu fırsatı kaçırmadı ve Prensin hayatına son verdi. (Eğer bu bölümü izlemediyseniz, küçük bir çocuğun avucundaki bir üzümü keyifle sıkıp suyunu çıkarttığı gibi bir sahne düşünebilirsiniz). Tabii ki vahşice bir sahneydi. Ama iş hayatı açısından bakıldığında, bu sahneden alınabilecek çok basit bir ders vardı: Her zaman uyanık olacak ve yaptığınız işe odaklanacaksınız!
Asla kendinizi küçümsemeyin. 

                                    Eğer Taht Oyunlarını izlediyseniz, “Hiçbir şey bilmiyorsun Jon Snow” cümlesini hatırlarsınız. Ne var ki, bu sözün gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Lord Eddard Stork'un gayrimeşru oğlu olan Snow, ailenin kara koyunuyken hızla yükselip Gece Bekçilerinin komutanı olmayı başarıyor.
Asla kendinizi küçümsemeyin. Eğer Taht Oyunlarını izlediyseniz, “Hiçbir şey bilmiyorsun Jon Snow” cümlesini hatırlarsınız. Ne var ki, bu sözün gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Lord Eddard Stork'un gayrimeşru oğlu olan Snow, ailenin kara koyunuyken hızla yükselip Gece Bekçilerinin komutanı olmayı başarıyor.
Şans her zaman cesur olandan yanadır. 

                                    Savaş konusundaki tutkularıyla Dothraki'lerin korkulacak bir rakip olmalarını beklersiniz. Ancak Lannister, Starks ve Baratheonların onlardan çekinmemelerinin çok basit bir nedeni vardı: Dothraki'ler denizden korkuyorlardı ve bunu herkes biliyordu.

Sonuçta, üstün savaş yeteneklerine ve 40.000 süvarilik devasa ordularına rağmen Dorakhiler'in bu korkusu onları engellediği için, daha fazla büyümeleri ve güçlenmeleri mümkün olmuyor. Teknik bir benzetme yapacak olursak, onlar için dizinin Blackberry'si diyebiliriz. Blackberry de kendi dünyasında büyük bir oyuncu olmasına rağmen, dokunmatik telefon pazarındaki fırsatları bir türlü göremedi. Buna karşın rakibi Apple yeni dünyalar keşfetmek için denizlere açılmakta tereddüt etmedi. Sonuç mu? Blackberry zarar ettiğini açıklarken, Apple'ın hanesine inanılmaz karlar yazıldı – ve en azından bir süre için de olsa, fethedemeyeceği hiçbir alan olmadığı görüldü.
Şans her zaman cesur olandan yanadır. Savaş konusundaki tutkularıyla Dothraki'lerin korkulacak bir rakip olmalarını beklersiniz. Ancak Lannister, Starks ve Baratheonların onlardan çekinmemelerinin çok basit bir nedeni vardı: Dothraki'ler denizden korkuyorlardı ve bunu herkes biliyordu. Sonuçta, üstün savaş yeteneklerine ve 40.000 süvarilik devasa ordularına rağmen Dorakhiler'in bu korkusu onları engellediği için, daha fazla büyümeleri ve güçlenmeleri mümkün olmuyor. Teknik bir benzetme yapacak olursak, onlar için dizinin Blackberry'si diyebiliriz. Blackberry de kendi dünyasında büyük bir oyuncu olmasına rağmen, dokunmatik telefon pazarındaki fırsatları bir türlü göremedi. Buna karşın rakibi Apple yeni dünyalar keşfetmek için denizlere açılmakta tereddüt etmedi. Sonuç mu? Blackberry zarar ettiğini açıklarken, Apple'ın hanesine inanılmaz karlar yazıldı – ve en azından bir süre için de olsa, fethedemeyeceği hiçbir alan olmadığı görüldü.
Ekibinize yetki verirseniz, siz kazanırsınız. 

                                    Daenery (Khaleesi) güzelliğinin yanı sıra, zekası ve doğal liderlik becerileri sayesinde halkının sahip olduğu güçten en iyi şekilde yararlanmayı bildi.

Örneğin, Lekesizlere özgürlük vererek, mükemmel bir ordu yarattı. Bir zamanlar görevlerini sadece zorunlu oldukları için yerine getiren Lekesizler halkının artık büyük bir heves ve bağlılık sergilediğini ve iyiliğin kötülüğe karşı savaşında tek vücut olduklarını görüyoruz.

İnsanlara “zorunlu ihtiyaç” yerine “tercih” sunabilen her işletme, rakiplerine mutlaka üstünlük sağlar. Ürün olarak düşünecek olursak, örneğin insanların bir cep telefonuna ihtiyacı vardır, ama son model bir Samsung Galaxy, iPhone veya HTC almak isterler. Bu yüzden her girişimcinin hedefi, “tercih” yaratmak olmalıdır.

Aynı şekilde, çalışanlara ilham verebilmek de çok önemlidir. Daha önce çalıştığınız işleri bir düşünün. Kimin için daha çok ve daha istekli çalışmıştınız? Her gün mutsuz olmanıza neden olan bir patron için mi, yoksa size adil davranan ve işten keyif almanızı sağlayan biri için mi?

Çalışanlarınıza iyi davranmak ve onlara ilham vermek, korku gücüyle yönetmekten her zaman daha olumlu sonuçlar doğurur. Ara sıra birkaç ejderha ortaya çıksa bile, annemin her zaman söylediği gibi “sirke yerine bal kullanarak daha çok sinek yakalarsınız”.


Kaynak: Jeff Haden
Ekibinize yetki verirseniz, siz kazanırsınız. Daenery (Khaleesi) güzelliğinin yanı sıra, zekası ve doğal liderlik becerileri sayesinde halkının sahip olduğu güçten en iyi şekilde yararlanmayı bildi. Örneğin, Lekesizlere özgürlük vererek, mükemmel bir ordu yarattı. Bir zamanlar görevlerini sadece zorunlu oldukları için yerine getiren Lekesizler halkının artık büyük bir heves ve bağlılık sergilediğini ve iyiliğin kötülüğe karşı savaşında tek vücut olduklarını görüyoruz. İnsanlara “zorunlu ihtiyaç” yerine “tercih” sunabilen her işletme, rakiplerine mutlaka üstünlük sağlar. Ürün olarak düşünecek olursak, örneğin insanların bir cep telefonuna ihtiyacı vardır, ama son model bir Samsung Galaxy, iPhone veya HTC almak isterler. Bu yüzden her girişimcinin hedefi, “tercih” yaratmak olmalıdır. Aynı şekilde, çalışanlara ilham verebilmek de çok önemlidir. Daha önce çalıştığınız işleri bir düşünün. Kimin için daha çok ve daha istekli çalışmıştınız? Her gün mutsuz olmanıza neden olan bir patron için mi, yoksa size adil davranan ve işten keyif almanızı sağlayan biri için mi? Çalışanlarınıza iyi davranmak ve onlara ilham vermek, korku gücüyle yönetmekten her zaman daha olumlu sonuçlar doğurur. Ara sıra birkaç ejderha ortaya çıksa bile, annemin her zaman söylediği gibi “sirke yerine bal kullanarak daha çok sinek yakalarsınız”. Kaynak: Jeff Haden
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >