'Güvenli Bölge' savaşı!

GZT takipçilerinin her salı merakla beklediği programı "Güvenli Bölge" Türkiye gündemini yakından ilgilendiren Fırat'ın doğusunu, bölgedeki ABD ve Rusya güçlerini, Pakistan ve Çin yakınlaşmasını İsmail Halis ve Mete Yarar'ın sunumuyla ele aldı.

Sorularınız canlı yayında cevap buluyor

"Suriye çok karmaşık bir denklem içinde"

Suriye'de kurulması düşünülen Güvenli Bölge’ye değinen Güvenlik Politikalı Uzmanı Mete Yarar, "Güvenli Bölge'nin tezleri çok karıştı. Rusya’nın İran’ın söyledikleri farklı, ABD’nin koalisyon isteği var. Türkiye’nin tezi 993 çekiç güç benzeri bir yapı yapılmaması için kararını koruyor. Şuan Suriye çok karmaşık bir denklem içerisinde. Trump’ın ilk günkü söyleminden çok farklı bir yana gidiyor koşullar." dedi.

• İsmail Halis programa, Hocalı soykırımını anarak başladı. Deliler filmindeki Mibariz karakterinin bir Azeri karakter olduğuna dikkati çekti.

Mete Yarar da Hocalı Katliamı'na işaret ederek, "İkinci bir olay daha var bugün yaşanan tam Hocalı Katliamı’nın olduğu tarihten 1964 tarihine gidelim. Kıbrıs’ta bir köyün Rumlar tarafından çevrilip bir eve toplanmasıyla orada yaşanan olaylarla ilgili görüntüler bugün paylaşıldı. 1990’lı yıllar Müslümanlar için çok ıstıraplı geçti Bosna savaşı, Ermenistan işgali, Irak ve Kuveyt savaşı dönemi çekiç gücün bölgeye gelmesiyle başlayan kargaşa 1990’lı yılların özellikle soğuk savaşın bitip tek kutuplu dünyaya geçmenin büyük değişiminin olduğu yıllardı.

Bu dönemde çok kutupludan tek kutupluya geçme döneminde herhâlde hayatlarına en fazla kastedilen toplumlarda Müslümanlar oldu." ifadelerini kullandı.

• Mete Yarar'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Azeriler biz de Türküz diyor"

"İki devlet millet ben bu sözü çok severek söylüyorum şu tabiri biz çok yanlış kullanıyoruz. Azeri lafını çok kullanmaya başladık. Azeriler biz de Türküz bize neden bunu söylüyorsunuz diye itiraz ediyorlar. İran’da Türkçe konuşan nüfus yüzde 60. Bizim sınırımız yok. Gönül bağımız olan her yer ayak bastığımız her yer bizim bir toprağımız. Biz başkaları gibi değiliz Amerika'ya gittiğimde çok hoşuma giden bir şey olmuştu ABD’ye göç etmiş kişiler orada yaşıyordu. Gömülmek için yine Türkiye'ye gelmek istiyorlar, bu o kadar büyük bir olgu ki.

• 1980 öncesinde Türkiye'de çok büyük gemi yakalandı. Geminin içinde 70 bine yakın tabanca vardı. Bir silah geldi, sıfır değil, içerisinde küçük küçük hasarlar var. Aldık belimize taktık aradan yıllar geçti 1990'ların ortasında. 2000'lere geldiğimizde Türkiye’de yerli üretimler çıkmaya başladı. O kadar çok sevinmiştim ki hemen gittim kendime aldım o kadar sevinmiştim ki kendi ülkemin ürettiği silahı alınca.

İlk motorun adı: TÜMOSAN

Çin ve Pakistan arasındaki yakınlaşma

Son dönemde Çin’in Pakistan üzerinde yaptığı yatırım çok yüksek boyutta. Hem savunma sanayinde hem de teknoloji transferi olarak yüksek boyutta hem limanlar hem petrol boru hatları gibi birçok konuda bu yatırımlar artırıldı.

Bununla beraber özellikle Çin ve Hindistan arasında nüfus rekabeti var aynı zamanda teknolojik anlamda da ikisi de güçlü ülkeler iki ülke de daha büyük potansiyellere doğru gidiyor.

Bu rekabette Çin, Pakistan’ı yanına almak istiyor. Dikkat edelim Amerika’da Hindistan’a yaklaşmaya başladı. Hindistan, İranla ilişkilerini geliştirmeye başladı. Çin Pakistan'la, Hindistan da İran'la ilişkilerini geliştiriyor. Diyebiliriz ki Pakistan’ın Çin’e yaklaşmasından en çok rahatsız olan ülke ABD. ABD’nin endişe etmesinin nedeni Pakistan’ın nükleer güç olması, Pakistan’ın elden çıkmış olması açıkçası bölgede bütün dinamikleri değiştirecek olan bir yapıya dönüştürür."

Mısır'da düzenlenen AB-Arap zirvesi

Mete Yarar ve İsmail Halis, tarihte ilk defa düzenlenen AB-Arap zirvesinin, 9 gencin idam edildiği Mısır'da düzenlenmesine de dikkati çekti.

Avrupa Konseyi Başkanı ise birçok konuda 'görüş birliği' içinde olmadıkları ülkelerle, Rusya ve Çin tehlikesi nedeniyle bir araya geldiklerini ima etmişti.

İngiliz The Guardian gazetesi, dün yayımlanan 'Etkinliğin kendisi bir ilk ama yaklaşım tanıdık' başlıklı başyazıda, “Mısır'ın yakın geçmişindeki en kötü insan hakları krizi devam ederken, AB ülkeleri bu gibi meselelerdeki 'sessiz diplomasi'lerinden söz ediyorlar. Sonra da (Mısır Cumhurbaşkanı) Sisi ile ilişki kurmaya devam ederek 2013'de darbeyle iktidarı ele geçirmesinden bu yana oluşan zulüm sicili nedeniyle ihtiyaç duyduğu uluslararası meşruiyet havasını sağlıyorlar" ifadelerini kullandı.

Ne Olmuştu?

Mısır Yargıtayı, 2015'te Mısırlı başsavcı Hişam Berekat'a düzenlenen suikasta ilişkin davada yargılanan Müslüman Kardeşler'e yakın 9 sanık hakkında verilen idam cezalarını Kasım 2018'de onaylamıştı. Sanıklar ise ifadelerinin işkenceyle alındığını belirtmişti. 9 sanık yine de geçen hafta idam edilmişti. Son idamlarla 2013 darbesinden sonra idam edilenlerin sayısı 42'ye yükselmişti.

19 Şubat 2019'da Güvenli Bölge'de ne konuşuldu?