Şaşırtıcı psikolojik fenomenler: 'Beynimiz bizi ele geçiriyor'

Neler düşünüyoruz, neler yaşıyoruz? Psikolojik fenomenler bizi ele geçiriyor...

İnsan psikolojisini etkileyen birbirinden farklı onlarca farklı olay, kişi, anı ya da his mevcutken birçok psikolojik hareketlenmenin tanımlanması ciddi bir zorluk oluşturuyor. Sınırları çizilemeyen insan psikolojisine dair en şaşırtıcı fenomenleri sizler için derledik…

19. yüzyılda 'rasyonel' olarak tanımlanan insan, 20. yüzyılda 'irrasyonel' olarak tanımlandığından bu yana aradaki geçişe dair çok sayıda farklı teorinin üretildiği söylenebilir. İnsan psikolojisinin sınırsızlığı da göz önünde bulundurulduğunda psikolojiye dair hemen her yorum farklı bir değere tekabül edebiliyor. Durum böyleyken 'ilginç psikolojik fenomenler' olarak isimlendirilen garip huylarımız bizi daha da dikkat çekici varlıklar yapmaya yetiyor. İşte sizin de kendinizde ya da çevrenizde tespit edebileceğiniz 3 ilginç ve farklı psikolojik fenomen…

İsim-harf etkisi

                                    Bu ilginç fenomen, kişinin gizli özgüven veya egotizmini ölçmek için sıklıkla kullanılan bir testin sonucu olarak karşımızda. İnsanlar, bir kelime listesiyle karşılaştığında genel olarak kendi isminde yer alan harflerin bulunduğu kelimeleri tercih ediyor. Bu teste ilk tercih testi ismi veriliyor. Kişilerin sadece harflerin bulunduğu bir listeden hızlıca harf seçmeleri istendiğinde de kendi isimlerindeki harfleri daha sık tercih ediyorlar. ilginç olan ise, bu araştırmayı takip eden bilim adamlarından bazılarının, kişilerin iş, eş ve yaşanılacak şehir gibi çok önemli seçimlerinde bile, kendi isimlerindeki harflerin bulunduğu yerleri tercih ettiklerini iddia etmesi...
İsim-harf etkisi Bu ilginç fenomen, kişinin gizli özgüven veya egotizmini ölçmek için sıklıkla kullanılan bir testin sonucu olarak karşımızda. İnsanlar, bir kelime listesiyle karşılaştığında genel olarak kendi isminde yer alan harflerin bulunduğu kelimeleri tercih ediyor. Bu teste ilk tercih testi ismi veriliyor. Kişilerin sadece harflerin bulunduğu bir listeden hızlıca harf seçmeleri istendiğinde de kendi isimlerindeki harfleri daha sık tercih ediyorlar. ilginç olan ise, bu araştırmayı takip eden bilim adamlarından bazılarının, kişilerin iş, eş ve yaşanılacak şehir gibi çok önemli seçimlerinde bile, kendi isimlerindeki harflerin bulunduğu yerleri tercih ettiklerini iddia etmesi...
Dunning-Kruger etkisi
Dunning-Kruger etkisi, Cornell doğumlu psikologlar David Dunning ve Justin Kruger tarafından 1999 yılında keşfedildi. Günlük hayat rutininde bizim de çevremizde sıklıkla gözlemleyebileceğimiz üzere bir beceri konusunda yetersiz insanlar, o konuda kendilerini diğer insanlardan genel olarak daha üstün görüyorlar. Bu durum birçok farklı psikolog ve sosyolog tarafından irdelenmiş olmakla birlikte kısaca 'eksik olan konuşturur.' atasözünü anımsattığı söylenebilir.
Dunning-Kruger etkisi Dunning-Kruger etkisi, Cornell doğumlu psikologlar David Dunning ve Justin Kruger tarafından 1999 yılında keşfedildi. Günlük hayat rutininde bizim de çevremizde sıklıkla gözlemleyebileceğimiz üzere bir beceri konusunda yetersiz insanlar, o konuda kendilerini diğer insanlardan genel olarak daha üstün görüyorlar. Bu durum birçok farklı psikolog ve sosyolog tarafından irdelenmiş olmakla birlikte kısaca 'eksik olan konuşturur.' atasözünü anımsattığı söylenebilir.
Ringelmann etkisi

                                    Ringelmann etkisine göre, bir grupta yer alan katılımcıların sayısı arttıkça, grupta bulunan her bireyin verimliliği yüksek oranda düşer. Mesela, halatı tutan ilk üç kişi tüm güçlerini kullanarak halata asılırken, eklenen her bir kişinin eforu, hatta dikkati daha da azalmak zorunda kalıyor. Bu fenomen ilk kez, 1913 yılında Fransız bir mühendis olan Maximillien Ringelmann tarafından keşfedildi. Yani grupta bulunan bireylerin sayısı arttıkça verimliliğin artacağı düşüncesi bu teoriye göre külliyen yalan. İngilizce’de social loafing (sosyal boş gezme) olarak da adlandırılan bu fenomen, grup dinamiklerinde dikkatle incelenen bir duruma dönüşmüş durumda…
Ringelmann etkisi Ringelmann etkisine göre, bir grupta yer alan katılımcıların sayısı arttıkça, grupta bulunan her bireyin verimliliği yüksek oranda düşer. Mesela, halatı tutan ilk üç kişi tüm güçlerini kullanarak halata asılırken, eklenen her bir kişinin eforu, hatta dikkati daha da azalmak zorunda kalıyor. Bu fenomen ilk kez, 1913 yılında Fransız bir mühendis olan Maximillien Ringelmann tarafından keşfedildi. Yani grupta bulunan bireylerin sayısı arttıkça verimliliğin artacağı düşüncesi bu teoriye göre külliyen yalan. İngilizce’de social loafing (sosyal boş gezme) olarak da adlandırılan bu fenomen, grup dinamiklerinde dikkatle incelenen bir duruma dönüşmüş durumda…
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >