Buram buram tarih kokuyor: İstanbul’un 6 tarihi fırını

İstanbul'un fırınları
İstanbul'un fırınları

Esnaf ilişkileri, dostluk, ticaret gibi birçok bağın temelini oluşturan mahalle fırınlarının yıllara meydan okuyan tarihi ve günümüze kadar ulaşan isimleriyle beraber semt semt sizlere kısaca anlatalım. Yolunuz düştüğünde mutlaka uğrayıp bu nefis lezzetleri tadın mutlaka bizden söylemesi!

16. yy’a kadar hemen hemen her ev kendi ekmeğini kendi fırınında pişirirdi. Fakat bu tarihten sonra yavaş yavaş mahalle fırınları sıcacık ekmek kokularıyla mahalleyi sarmaya başladı. Devlet kontrolünde olan bu fırınlar sabahın erken saatlerinde ekmekleri pişirip yük arabaları ile beraber tüm mahalleye dağıtırdı. Birçoğunu veresiye olarak satın alan İstanbul halkı ay sonunda ödemelerini yapardı.

Boğazın iki yakasına birden yayılmış, tüm dünyanın hayranlıkla izlediği, doğal güzellikleriyle tarihi binlerce yıl öncesine dayanan bu kadim şehirde yaşayanlar için her gün ayrı bir keşif ve her gün ayrı bir macera. Sanat ve kültür mozaiği olan bu şehir tarihin hemen hemen her döneminde imparatorluklar için vazgeçilmez bir şehir olmuştur. 1453 fethiyle beraber Türklerin eline geçen Konstantinopolis her köşe başıyla, her sokağıyla içinde tarih barındırarak günümüze kadar gelmiştir. Farklı medeniyetlere ev sahipliği yaparak yıllardan beri devam eden yemek kültürüyle bizi etkilemeye devam ediyor. Bugünkü yazımızda bu kadim şehrin tarihi fırınlarını konu alıyoruz.

Galata Simitçisi

İstanbul’un simgelerinden bir tanesi Galata’dan aşağı inerek ulaştığımız Karaköy’ün ara sokaklarında karşınıza çıkan küçük bir dükkanda karşımıza çıkıyor, Galata Simitçisi. Yıllara meydan okuyan İstanbul’da kendine bir yer edinmiş ve her saat çıkan sıcacık gevrek simitleriyle beraber sizi kucaklıyor. Odun ateşinde pişen bu simitleri sıcak bir çayla beraber yemeniz tavsiyemizdir. Simitlerine alternatif olarak harika çatallar pişiren bu fırına mutlaka uğrayıp tarihi dokuyu keşfetmelisiniz.

Tarihi İsmail Has Ekmek Fırını

Çengelköy’de bulunan hem İstanbul’un hem de o bölgenin en eski tarihi fırınlarından biridir. Bu konu ile ilgili araştırma yaptığınızda ilk karşınıza çıkan fırınlardan biridir. Çengelköy sahile yakın özellikle hafta sonu önünde uzun kuyruklar görebileceğiniz bu fırında yaklaşık olarak 4000 çeşit ürün çıkıyor. İlk olarak Ermeni bir usta ile başlayarak günümüze kadar ulaşan fırında çeşit çeşit ekmek bulmak mümkün. Tam buğday ekmekleri, pideler, tam tahıllı ekmekler, mısır ekmeği ve tabii kurabiyelere kadar dilediğinizden seçebilirsiniz. Minik bir tarihi yolculukla beraber lezzetleri ekmeklere ulaşmak için mutlaka listenizde bu fırına yer verin.

Keçiburnu Fırını

Sırada tarihi Keçiburnu fırını var… Rusya’da başlayıp, Ordu’ya oradan İstanbul-Kireçburnuna uzanan bu hikaye özellikle kurabiyeleriyle ün salmış bir fırını içinde barındırıyor. Harika manzarasıyla beraber içerde oturup deniz manzarasına karşı keyifli vakit geçirebilirsiniz. Hem börekleri, hem baklavaları hem de kurabiyeleri ayrı ayrı usta ellerden çıkmaktadır. 1957 yılından beri hizmet veren ve lezzetin sırrını özenle seçilmiş ürünlerin el ile tartılarak yoğrulması şeklinde tanımlıyor. Sizde rotanızda mutlaka bu fırına yer verin, özellikle dereotlu poğaçasını denemeden dönmeyin!

Yedi-Sekiz Hasanpaşa Fırını

Beşiktaş çarşıya çıkarken kokularıyla sizi kapısına kadar götürecek, ünü Avrupa’ya kadar yayılan bu fırına girdiğinizde harika bir ortam sizi karşılıyor. Üzümlü ve portakallı kurabiyeleri için çok uzaklardan gelen müşterilerini görebilmeniz mümkün. İsmini bir Osmanlı mareşalinden alan bu fırına ilk girdiğinizde portresiyle karşılaşarak o tarihi hikayenin içine girmeniz mümkün. Çay saatlerinize eşlik edecek minik acıbadem kurabiyelerini de mutlaka denemelisiniz. Şimdiden afiyet olsun!

Tarihi Beşçeşmeler Fırını

Adını meydandaki 5 çeşmeden alan ve tarihi 1810 yılına dayanan bu tarihi fırın Rum bir ailenin ellerinden çıkmıştır. Onu diğer fırınlardan ayıran tarihi dokusu haricinde bir de pekmezli simitleri. Öyle ki bu simitler için uzun yollar gelen müşterilerle her gün karşılaşıyor ustabaşı. El değmez sıcacık odun ateşinde pişen simitlerin yanına galetalardan da alıp yolunuza devam edebilirsiniz.

Akmanoğlu Fırını

137 yıldır Eyüp’de tam caminin karşısında bulunan ve İstanbul’un çok farklı semtlerinden misafirler kabul eden bu fırın özellikle Eyüp halkası ile ün salmış ve imzası haline gelmiştir. Un, su ve tuz ile yapılan bu tarifte sadece üç malzeme kullanılmıştır. Her ürünü taze ve lezzetlidir. Dilerseniz tatlı kurabiyelerinden de satın alıp hem sevdiklerinize hediye edebilir hem de daha sonra yemek için evinize saklayabilirsiniz. Özellikle koko kurabiye ve acıbadem kurabiyelerinden mutlaka tatmanızı öneriyoruz.