Sofraların demirbaşı makarnanın ilgi çeken tarihi

Makarnanın ilgi çeken tarihi
Makarnanın ilgi çeken tarihi

Öğrenci evlerinin gözbebeği, akşam yemeklerinin olmazsa olmazı, ‘aman bugün çok yorgunum hiç yemek yapasım yok’ dediğimiz anlarda akıllara ilk gelen menü; elbette ki makarna. Küçük büyük demeden sadesi, soslusu fark etmeden hepimizin çok sevdiği makarnanın sofralarımıza nasıl geldiğini, ilk nerede yapıldığını hiç düşündünüz mü?

Söz konusu oldukça sık tükettiğimiz besinler olsa bile bunu çoğu zaman düşünmüyoruz. Lakin aramızda bizim gibi sofralarımızla bir bütün haline gelmiş, en zor durumlarda akla ilk gelen yemeklerin sofralarımıza geliş maceralarını oldukça merak eden okurlarımız olduğuna emin olduğumuzdan biz bu defa sofraların demirbaşı makarnanın tarihine şöyle bir göz atalım istedik.

Sade haliyle bile çok sevdiğimiz makarna özellikle birbirinden nefis soslarla buluştuğu vakit neden bu denli sevildiğine dair en net cevabı bulmuş oluyoruz. Gerek gençlik anılarında öğrenci evlerinin, gerek en sevilen köfte-makarna menüsüyle çocukluk zamanlarının, gerek en yorgun anlarımızda şimdilerin favorisi olan makarnanın zaman yolculuğuna dahil olmaya hazır mısınız?

Makarnanın tarihi yolculuğu

Aslına bakarsanız bugün sofralarımızın demirbaşı haline gelmiş olan makarnanın tam olarak ilk nerede yapıldığına dair çok da kesin bulgulara dayanan bir bilgi yok. Lakin bu konuda genel kabul görmüş rivayetler mevcut. İlk olarak 1292 yılında ünlü İtalyan kâşif Marco Polo’nun Çin ziyareti esnasında burada spagetti ile tanıştığı ve tarifini de dönüşünde İtalya’ya götürdüğü en bilindik rivayetler arasında lakin Eski Yunan ve Roma kültürüne bakıldığında bugünkü şekliyle olmasa da makarna yapımıyla ilgili birçok bulguya rastlanması bu tezi çürüten nedenlerden biri.

Öyle ki Yunan ve Roma yazıtlarına baktığımızda M.Ö. 1. yüzyılda o dönemin gurmesi Marcus Gavius Apicius tarafından yazılmış yemek kitabında lagana olarak bahsettiği yemeğin bir çeşit makarna olarak kabul edebileceğimiz lazanya olduğu düşünülmektedir. İlk başlarda irmiğin su ile karıştırılması ile elde edilen makarna hamuru sert olması nedeniyle ayaklarla karıştırılırken 17. yüzyıldan itibaren makinelerle yoğrulmaya başlandı. Napoli Kralı II. Ferdinando bunun için dönemin ünlü mühendislerinden biri olan Cesare Spadaccini’e talimat verdi ve Spadaccini ilk makarna makinesini icat etti. Günümüzde hala kullanılan tam otomatik makarna makineleri ise 1933 yılında Mario ve Giuseppe Braibanti isimli iki Parmalı mühendis tarafından icat edildi.

Makarnanın Türkiye’de ortaya çıktığı tarihlerde ise takvimler 1922’yi gösteriyordu. Lakin bu tarihten çok daha önce Anadolu köylerinde bir çeşit makarna olarak kabul ettiğimiz erişte yapımı oldukça yaygındı. İlk makarna fabrikası ise 1922 yılında İzmir’de Türk Makarna Fabrikası adıyla Hasan Tahsin Bey tarafından kurulmuştu. Türkiye makarna üretiminde öyle bir noktaya geldi ki 90’lı yıllardan sonra dünyada makarna ithalatı verilerine bakıldığında Türkiye, İtalya’dan sonra makarna ithalatı konusunda ikinci sırada ipi göğüsleyen ülke olarak kendini gösterdi. Her sene 25 Ekim’de tüm dünyada kutlanan makarna günü makarnanın ne denli sevildiğinin ve ne sıklıkta tüketildiğinin aslında en büyük ispatı. İşte bu denli sevilen ve sofralarımızın demirbaşı olarak nitelendirdiğimiz makarnanın yolculuğuna hep beraber bir kez daha tanıklık etmenin verdiği mutlulukla yazımızı noktalayıp Lokma’nın birbirinden nefis makarna tariflerinden birini seçip yapmak için makarna suyumuzu koymaya gidiyoruz :)