Krizin ilk kurbanı: Develer

Komşuları tarafından Katar’a uygulanan abluka, 5 Haziran’da birinci yılını doldurdu. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Suudi Arabistan ve Bahreyn’in öncülük ettiği abluka, hem siyasi hem de ekonomik anlamda istenen sonucu vermedi. Krizin ilk haftalarında, Katar’ın bu kuşatmaya ancak birkaç ay dayanabileceği, sonrasında diz çökeceği veya siyasetini değiştireceği öngörülüyordu. Her iki durum da gerçekleşmedi. Katar, krizde kendisine destek veren Türkiye’nin de ciddi yardımıyla kuşatmayı aşmayı başardı. Ekonomik ve siyasi yönden ise, eskisinden daha güçlü bir devlet haline geldi.

Abluka bugün de devam ederken, krizin en çarpıcı sahnelerinden biri de hâlâ hafızalardan çıkmış değil: Suudi Arabistan’ın kara sınırını kapatması nedeniyle, susuzluk ve kan kaybı nedeniyle can veren develer.

Katar’a ait olan söz konusu develer, krizden önce, Suudi Arabistan topraklarındaki çiftliklerde yaşıyordu. Katar’ın toprakları yeterli büyüklükte çiftlik kurup hayvan yetiştirmeye müsait olmadığı için, komşu ülke Suudi Arabistan’dan yardım istenmişti. Katarlıların süt ve et ihtiyacı için komşu topraklarda beslenen bu develerin sayısı, kriz patlak vermeden evvel 30 bini buluyordu.

5 Haziran 2017 günü Suudi Arabistan, abluka kararıyla birlikte Katar’ın karayla tek bağlantı noktası olan Selva Kapısı’nı kapatınca, on binlerce deve ve küçükbaş hayvan da Suudiler tarafından sınır dışı edildi. Katar tarafında hayvanların barınabileceği büyüklükte alan bulunmadığından ve Katarlılar da Suudilerden böyle bir adım beklemediklerinden, krizin en büyük faturası hayvanlara çıktı. 40 dereceye yaklaşan çöl sıcağı altında, geçici barınak hazırlama çalışmaları sürerken, binlerce deve sınırdaki ara bölgede susuzluk ve tedavi edilemeyen yaralar sebebiyle can verdi.

Savaşlar ve işgaller sebebiyle yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği Ortadoğu’da, sadece insanların değil hayvanların bile çatışmalardan direkt şekilde etkilendiğini gösteren bir örnekti bu.