"Gannuşi, Tunus'taki siyasi krizin toplumsal krize dönüşmesini engelledi"

Raşid el-Gannuşi, Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz'da aldığı "istisnai" kararlara karşı sergilediği sükunet yanlısı tutumuyla öne çıkıyor.
Raşid el-Gannuşi, Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz'da aldığı "istisnai" kararlara karşı sergilediği sükunet yanlısı tutumuyla öne çıkıyor.

Tunus'ta Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin lideri olduğu Nahda Hareketi, Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz'da aldığı "istisnai" kararlara karşı sergilediği sükunet yanlısı tutumuyla öne çıkıyor.Gannuşi'nin, Cumhurbaşkanı Said'in kararlarına karşı meclis önünde eylem yapan destekçilerini oradan ayrılmaya ve sükunete çağırması üzerine uzmanlar, Gannuşi'nin bu sükunet çağrısıyla mevcut siyasi krizin toplumsal krize dönüşmesinin önüne geçtiğini söylüyor.

Tunus'taMeclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin lideri olduğu Nahda Hareketi, Cumhurbaşkanı Kays Said'in25 Temmuz'da aldığı "istisnai" kararlara karşı sergilediği sükunet yanlısı tutumuyla öne çıkıyor.

  • Gannuşi'nin, Cumhurbaşkanı Said'in kararlarına karşı meclis önünde eylem yapan partilileri oradan ayrılmaya çağırması üzerine uzmanlar ise Nahda'nın şu ana kadar sükuneti koruma yanlısı tavrının nedenlerine ilişkin farklı değerlendirmeler yapıyor.

Siyasi krizin toplumsal bir krize dönüşmesinin önüne geçti

Tunus Üniversitesinde Sosyoloji Profesörü Mehdi Mebruk, Nahda'nın bu tavrının, olayların ve onların yansımalarının hızlı bir okumasından kaynaklandığını savundu.

Said'in karalarını sevinçle karşılayan Tunuslular.
Said'in karalarını sevinçle karşılayan Tunuslular.
Gerilimi tırmandırma ve sokağa inmenin, ordunun duruma müdahale etmesini meşrulaştıracağını söyleyen Mebruk, 'Sokağa inmek, cumhurbaşkanını destekleyen yeni bir toplumsal gücün doğmasına ve şiddete sebep olacak toplumsal bir çatlağın oluşmasına neden olabilir. Bunun öncüllerini meclis binası önünde gördük.' dedi.

Tunus Meclisi önünde Said'in kararlarını protesto eden Tunus vatandaşları.
Tunus Meclisi önünde Said'in kararlarını protesto eden Tunus vatandaşları.
  • Mebruk, "Nahda aldığı bu isabetli kararla, düşmanlık çağrıları yapanların altından halıyı çekti ve yaşanan anlaşmazlığı sokağa taşımak yerine siyaset dairesine geri döndürdü. Bu sayede cumhurbaşkanının sadece anayasayı değil demokratik geçiş tecrübesini de baltalayacak senaryolara müracaat etmesine engel oldu." diye konuştu.

Said'in kararlarını benimsemeyenler muhalif cephede birleşti

Mebruk, alınan kararlarla ilgili akademisyenlerin, "anayasaya aykırı olduğu ve Said'in yasama ve yürütme organlarını ele geçirmeye çalıştığı" şeklindeki yorumlarının, söz konusu cephenin oluştuğuna işaret ettiğini söyledi.

Ülkede Said'e karşı oluşan muhalif kanadın nasıl bir tutum izleyeceğinin Said'in ileriki günlerde alacağı kararlara bağlı olduğu ifade ediliyor.
Ülkede Said'e karşı oluşan muhalif kanadın nasıl bir tutum izleyeceğinin Said'in ileriki günlerde alacağı kararlara bağlı olduğu ifade ediliyor.
  • "Bu durum, Nahda'yı meşruiyetin tek sözcüsü olmaktan çıkarıp bunu tüm entelijansiyanın yer aldığı toplumsal bir mücadeleye dönüştürdü. Nahda bu muhalif cephenin liderliğinden uzaklaştıkça anayasa müdafileri kanadı daha da güçlendi." diyen Mebruk, şunları dile getirdi:

"Bu nedenle, Nahda ile aralarındaki radikal farklılığa rağmen Tunus İşçi Partisi ve benzeri pek çok kesimin, demokrasiyi popüler ve otoriter eğilimlerin dışında müdafaa etmek istediğini gördük. Burada da Nahda lider olarak değil diğerleri gibi bir aktör olarak yerini aldı. Nahda bu cepheye liderlik ederse cephe dağılır, Cumhurbaşkanı yeni istisnai kararlar alırsa da bu cephenin yelpazesi genişler."

Nahda sokağın desteğini alamadı

Siyasi analist Bulbabe Salim ise Nahda'nın sükunetten yana tavır almasının arkasında sadece gerilimi tırmandırmama ve tüm güçleri anayasayı müdafaa cephesine dahil etme isteği olmadığını ileri sürdü.

  • Salim, "Nahda, sokağın büyük kısmının kendisini desteklemediğini ve özellikle ekonomik, sosyal ve sağlık alanındaki krizlerin derinleştiği bir ortamda kendi yandaşlarını sokağa çıkarmanın da karşılık bulmayacağını biliyor." değerlendirmesinde bulundu.

Hükümetin özellikle sağlık alanında son dönemde aldığı kararların sorumluluğunun Nahda'ya yüklendiğini aktaran Salim, halkın Nahda'ya olan güveninin kırıldığını dile getirdi.

Nahda, yaşananları, "Said-Gannuşi savaşı" gibi göstermek istemiyor

Salim ayrıca "Nahda, yaşananları Gannuşi-Said ya da Nahda-Said savaşı gibi göstermek istemiyor. Bunun, anayasayı savunanların katılacağı bir savaş olmasını istiyor." diye konuştu.

  • Nahda'nın, herkesi demokrasiyi savunma cephesine dahil etmeyi istediğini kaydeden Salim, İşçi Partisi, Cumhuriyet Partisi, Emek ve Özgürlük için Demokratik Blok Partisi (Tekettül) ve Onur Koalisyonu gibi solcu partilerin, yeniden diktatörlüğe dönülmesine karşı çıktığını söyledi.

Gannuşi'nin amacının mevcut muhalefeti demokrasi cephesinde toplamak olduğu belirtiliyor.
Gannuşi'nin amacının mevcut muhalefeti demokrasi cephesinde toplamak olduğu belirtiliyor.

Salim, ülke içinden ve dışından gelen baskılarla herhangi bir diktatörlük kurma çabasının da dizginlendiğine işaret ederek, önceki cumhurbaşkanları Habib Burgiba ve Zeynel Abidin bin Ali dönemlerinden bu yana ülkede diktatörlük karşıtlığıyla bilinen şahsiyetler olduğunu, bu kişilerin Nahda'yı değil, demokrasiyi savunduğunu vurguladı.

Sükunet hali uzun sürmeyebilir

  • Gannuşi'nin Siyasi Danışmanı Riyad eş-Şuaybi ise Nahda'nın, siyasi krizlerde izlediği geleneksel tutumunu takındığını ve tüm siyasi çevreleri diyalog masasına oturmaya çağırdığını söyledi.

Krizin diyalogla çözülebileceğine inandıklarını dile getiren Şuaybi, "Ancak bu tutum, nihai bir tutum değil. Durumda bir gelişme yaşanacak olursa büyük gösteriler düzenlenmesi çağrısında bulunabiliriz." dedi.

Şuaybi, "Başlangıçta Cumhurbaşkanı Said'in anayasayı çiğneyen kararlarına tepki olarak sokağa indik ancak Said'in peş peşe geri adım atmasına olumlu karşılık verdik. Hala bekleme halindeyiz ve nihai tutumumuzu belirlemek için gelişmeleri izliyoruz." ifadelerini kullandı.