Gazze sınırı diken üstünde
Filistinlilerin işgal edilen topraklarını geri alma talepleri, İsrail-Filistin barış müzakerelerinin önündeki en büyük engellerden biri.
Gazze’de abluka altında yaşayan Filistinlilerin 30 Mart’ta başlattığı “Büyük Dönüş Yürüyüşü”, İsrail askerlerinin saldırıları sonucu, ciddi bir insani krize dönüştü. İşgale dikkat çekmek ve mültecilerin dönüş hakkını gündeme getirmek için düzenlenen yürüyüşte Gazze sınırına toplanan on binlerce Filistinlinin üzerine açılan ateş nedeniyle şimdiye kadar 45 kişi yaşamını yitirdi, en az 5 bin kişi de yaralandı. Ölenler arasında çok sayıda çocuk da bulunuyor.
Bütün etkinlikler iptal
“Büyük Dönüş Yürüyüşü”nü organize eden gruplar, normalde herhangi bir çatışma öngörmediklerini, tamamen barışçıl niyetlerle sınıra geldiklerini açıkladı. İsrail’in saldırılarından önce, Gazze sınır bölgesinde kampların kurulması ve kültürel faaliyetlerin düzenlenmesi için hazırlıklar yapılıyordu. Askerlerin açtığı ateş nedeniyle, bölgedeki bütün faaliyetler iptal edildi.
İsrail ordusu, Gazze sınırına Filistinlilerin yürüyüşünden Hamas’ı sorumlu tutuyor. İsrail Güney Saha Komutanlığı yetkililerinden Eyal Zamir, “Ayaklanma görüntüsü altında, terör saldırısı girişimlerini tespit ettik” diyor.
Filistin yönetimi ve Hamas ise, olayların bu derece tırmanmasından İsrail’i sorumlu tutuyor. Filistinliler, İsrail’in sınıra yaklaşan herkese rastgele ateş açtığını belirterek, Gazze tarafından herhangi bir provokatif eyleme girişilmediğine dikkat çekiyor.
“Büyük Yürüyüş Günü”nün başlangıcı, aynı zamanda Filistinlilerin “Toprak Günü” anmalarına da denk geldi. İsrail’in 1976’da altı silahsız Arap köylüyü öldürmesinin anısına her yıl 30 Mart’ta düzenlenen törenler, geniş çaplı katılımlara sahne oluyor.
“Bir gün geri döneceğiz”
İngiliz The Guardian gazetesine konuşan, Gazzeli göstericilerden Fatıma Nasır (65), “Onurumuzla ölmek, bu aşağılayıcı şartlar altında yaşamaktan çok daha iyidir. İsrail bizi zaten her türlü öldürüyor: Ya vurarak ya da ablukayla” açıklamasında bulundu. Nasır, “Topraklarımızı geri alacağız, vatanımızı geri alacağız” ifadelerini kullandı.
Filistinlilerin işgal edilen topraklarını geri alma talepleri, İsrail-Filistin barış müzakerelerinin önündeki en büyük engellerden biri. Filistin tarafı, 1948 öncesi ve sonrasında yerlerinden edilen yaklaşık 5 milyon dolayında mülteciye geri dönüş hakkı verilmesini talep ederken, İsrail buna kesinlikle karşı çıkıyor.
Askeri yöntemlerle Filistinlilerin yurtlarını insansızlaştıran İsrail yönetimi, buralarda yerleşim siyasetini yoğun biçimde uygulayarak, kolonileştirme siyasetini sürdürüyor.
Dünya “illegal” diyor, ama…
ABD ve Batılı ülkeler başta olmak üzere bütün dünya tarafından “illegal” olarak adlandırılan yerleşim birimlerinin inşası, onlarca BM kararına rağmen devam ediyor. ABD bir yandan yerleşimlere resmen karşı çıkarken, bir yandan da İsrail’in var olma hakkıyla ilgili bütün tartışmaların önünü tıkayarak, yerleşim siyasetine zımni destek veriyor.
ABD Başkanı Donald Trump tarafından geçtiğimiz yıl İsrail’e büyükelçi olarak atanan David Melech Friedman, işgal edilen Filistin topraklarında inşa edilecek yerleşimler için bağış toplayan bir isim.
Hâlâ durumun sakinleşmediği Gazze sınırının, İsrail’in kuruluş yıldönümü olan 14 Mayıs ve sonrasında daha da gerginleşmesi bekleniyor. Binlerce Filistinlinin gösteriye devam ettiği bölgede, ABD’nin Tel Aviv’deki büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınacak olması münasebetiyle gösterici sayısının da artacağı tahmin ediliyor.
ABD Başkanı Donald Trump, seçim vaatlerini gerçekleştirme bağlamında, ülkesinin Tel Aviv’deki büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasını öngören kararı 6 Aralık 2017’de resmen onaylamıştı. Trump’ın bu adımı İsrail yönetimini sevindirirken, İslâm dünyasında büyük tepkiye neden olmuştu.
İkinci felaket kapıda
İsrail’in kuruluşunun ertesi günü, 15 Mayıs’ta patlak veren ilk Arap-İsrail Savaşı’yla birlikte yüz binlerce Filistinlinin yurtlarından ayrılmak durumunda kalması, “Nekbe” yani “Büyük Felaket” olarak adlandırılıyor.
Nekbe’nin bu yılki anma törenlerinin, ABD’nin büyükelçilik adımıyla da çakışacak olması, Filistin tarafından geniş kapsamlı gösterilerin düzenlenme ihtimalini ortaya çıkarıyor. Filistinliler, İsrail’in kuruluşunun 70’inci yıldönümünde, ABD’nin atacağı adımın yeni bir “felaket” olacağına işaret ediyor.