Hindistan’da Hintçenin kullanılmadığı şehir: Chennai

Olağanüstü renklerle işlenmiş Kapaleeshwarar Tapınağı ve Chennai şehrinden manzaralar.
Olağanüstü renklerle işlenmiş Kapaleeshwarar Tapınağı ve Chennai şehrinden manzaralar.

Hindistan’ın önemli ticaret merkezlerinden biri olan Chennai; şehir boyunca uzanan sahilleri, kendine özgü dansları ve yemekleri, Hindistan’ın kuzeyine kıyasla daha esmer olan halkı ve çok hızlı konuşulan yerel dili Tamilce ile birlikte, ülkede eyaletlere göre farklılaşan sosyolojik ve kültürel yapıyı gözler önüne seriyor. Hindistan’ın şehirleri arasındaki çeşitliliği görmek açısından uygun bir ortam sunan bu şehir, özellikle Hindistan’da ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Kuzeyinden güneyine, batısından doğusuna kültürün ve yaşam tarzının değiştiği Hint alt kıtası, dil, din ve etnik açıdan sahip olduğu çeşitlilikler dolayısıyla ilginç bir mozaik yapıya sahip. Bu bölgedeki çeşitliliğin en fazla göze çarptığı ülkelerin başında ise Hindistan geliyor. Yüzölçümü açısından bakıldığında dünyadaki en büyük 10 ülkeden biri olan Hindistan’ın topraklarının geniş bir alana yayılmasının da etkisiyle ülkenin ikliminden yemek kültürüne kadar birçok unsur büyük farklılıklar içeriyor. Ülkede bir taraftan tropikal iklimin yaşandığı şehirlere şahit olurken diğer taraftan ise muson ikliminin yaşandığı yerleri görebilmek mümkün. Velhasıl, ülkenin güneyi ile kuzeyi arasındaki farklılıklar oldukça dikkat çekici.

  • Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’den yaklaşık 2000 km uzaklıktaki ülkenin güneyinde yer alan Chennai şehrine gittiğinizde ise bu farklıklara şahit olmak işten bile değil.
Büyük bir sahil şeridi olan Chennai şehri, ülkenin güneydoğusunda kalmaktadır.
Büyük bir sahil şeridi olan Chennai şehri, ülkenin güneydoğusunda kalmaktadır.

Chennai şehri, ya da İngilizlerin Hint Alt Kıtası'nı sömürdüğü dönemdeki adıyla Madras olarak bilinen şehir, Hindistan’ın önemli ticarî ve kültürel merkezlerinden birini oluşturmaktadır.

Güneydoğu Hindistan’da yer alan Chennai, Tamil Nadu eyaletinin başkentidir. Tapınaklar, camiler ve kiliseleri bünyesinde harmanlamış olan Chennai, bir liman kentidir.

Ülkenin güneyindeki uç bir kesimde bulunan Chennai’ye ulaşabilmek için tren, uçak ya da otobüs kullanılabilir. Ülkenin federal başkenti Yeni Delhi’den yaklaşık 33 saatlik bir tren yolculuğuyla ya da 3.5 saat süren bir uçak seferiyle Chennai’ye ulaşabilmek mümkün.

Chennai, merkezindeki tren istasyonunun etrafını saran garip kokuların da etkisiyle, ilk başta “nereye geldim ben böyle” dedirtecek cinsten bir yermişçesine göze çarpıyor. İstasyonun yakınındaki sokaklara dalınca sanki kaosun içine girer gibi bir izlenim oluşuyor. Büyük resmi görebilmek adına şehrin tamamını dolaşmaya başlayınca ise bu düşüncelerden eser kalmıyor. Doğal güzelliklerin şehre verdiği huzur kendini hemen belli ediyor. Oldukça temiz ve düzenli bir yapıya sahip olan Chennai’de insanların rahat tavırları dikkatlerden kaçmıyor. Yolların geniş, trafiğin ise Yeni Delhi’ye oranla çok daha az olduğu bu şehirde, kadınlar sari (saree), erkekler ise veşti (veshti) denilen geleneksel kıyafetlerle dolaşmayı seviyor.

  • Hintçenin günlük hayatta neredeyse hiç kullanılmadığı Chennai şehrinin yerel dili ise Tamilce. Bazı turistik mekânlarda ve tapınaklarda dahi Hindistan’ın resmî dili olan Hintçenin kullanılmaması göze çarpıyor.
Madras Fener Kulesi'nden Marina Sahili'nin görünümü. (Fotoğraf: Ahmet Sücüllülü)
Madras Fener Kulesi'nden Marina Sahili'nin görünümü. (Fotoğraf: Ahmet Sücüllülü)

Bengal Körfezine kıyısı bulunan ve sahil boyunca uzanan bu şehirde, balıkçılık yaygın olarak yapılıyor. 12 km uzunluğundaki oldukça geniş bir alana yerleşmiş olan Marina kumsalı ve Edward Elliot kumsalı gibi sahil yerlerinin girişinde balıklarını satmaya çalışan insanlar oldukça renkli görüntüler oluşturuyor. Marina Sahili girişine yakın bir konumda bulunan Madras Fener Kulesi'nin tepesinden bu güzel liman şehrini temaşa etmek ise oldukça hoş.

Arap tüccarların 7. yüzyılın sonlarına doğru Hint Alt Kıtası'nın güneybatı kısmında bulunan Malabar kıyılarına gelmesiyle birlikte Hindistan’ın güneyi ilk kez İslâm ile tanışmıştı. Bu dönemde başlayan etkileşim, Arap tüccarların Kerala gibi ülkenin kıyı kesimlerine yerleşip yerel halk ile kaynaşmasıyla devam etmişti.

8. yüzyıla gelindiğinde ise ülkenin batısından bugünkü Pakistan sınırları içerisinde yer alan Sind eyaletine ordusuyla gelen Muhammed bin Kasım önderliğinde, İslâm bu kıtada giderek etkisini arttırmaya başlamıştı. Kerala ve Chennai gibi Hindistan’ın güneyinde yer alan şehirler de bu vesileyle İslâm’ı daha çok tanımaya başlamıştı.

Wallajah Camii, Chennai'daki en eski camilerden biridir.
Wallajah Camii, Chennai'daki en eski camilerden biridir.

Bugün Chennai’de şehri dolaşırken camilere ya da mescitlere rastlamak mümkün. Bunlardan en eski olanı ise Wallajah Camii’dir. Büyük Camii olarak da adlandırılan bu cami, Muhammed Ali Khan Wallajah ailesi tarafından 1795’te yaptırılmıştı. Yaklaşık 40 metre uzunluğundaki iki büyük minareye sahip, geniş avlulu bu cami, demir ve ahşap yerine granit malzeme kullanılarak oluşturulmuştur. Babürlülerin mimarî tarzını yansıtan bu önemli yapı, ibadete açıktır.

Yaz aylarının sıcak ve kurak geçtiği bu bölgede, zaman zaman sıcaklığın aşırı artması sonucunda ölümlerin olduğu dahi gözleniyor. Şu anda sıcaklıkların mevsim normallerinin altında olduğu bu şehir nemin pek fazla hissedilmediği bir dönemi yaşıyor.


San Thome Kilisesi'nde bir pazar ayini. (Fotoğraf: Ahmet Sücüllülü)
San Thome Kilisesi'nde bir pazar ayini. (Fotoğraf: Ahmet Sücüllülü)

16.yüzyılın ortalarında Portekizli kâşiflerin buralara ayak basmasıyla Hıristiyanlığın giderek yaygınlaşmaya başladığı şehirde birçok kilise bulunuyor. Bunlar arasında en dikkat çekeni ise dindar Hintlilerin ve yabancıların sık sık ziyaret ettiği San Thome Kilisesi.

Kapaleeshwarar Tapınağı'nın önündeki yapı, Hindu inancındaki tanrıların tasvirini barındırıyor. (Fotoğraf: Ahmet Sücüllülü)
Kapaleeshwarar Tapınağı'nın önündeki yapı, Hindu inancındaki tanrıların tasvirini barındırıyor. (Fotoğraf: Ahmet Sücüllülü)
Birçok Hindu tapınağı bulunan şehirde gezilmesi gereken yerlerin başında Kapaleeshwarar Tapınağı geliyor.

Chennai’daki en eski ve en çok bilinen tapınakların başında gelen Kapaleeshwarar, Hindu inancındaki ana tanrılardan Shiva'yı (Şiva) temsil etmektedir. Bu tapınağın giriş kapısı yaklaşık 38 metre yüksekliğinde olup çeşitli tanrı figürleriyle süslenmiştir. Hindu dinine mensup Hintliler, bu tapınakta Shiva’ya özel ibadetlerini gerçekleştirmektedir.

Yaklaşık 10 milyon insanın yaşadığı Chennai’de ulaşım ve konaklama Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’ye oranla daha uygun. Özellikle şehir içi ulaşımda Hindistan’ın vazgeçilmezi olan rikşalar yaygın olarak kullanılıyor.

7.-8. yüzyılda inşa edildiği düşünülen Kaplan Mağaraları.
7.-8. yüzyılda inşa edildiği düşünülen Kaplan Mağaraları.

Gezilip görülebilecek yerlerden bir diğeri ise şehrin biraz dışında kalan ve merkezden yaklaşık 30 dakika kadar uzaklıktaki Madras Timsah Bankası'dır. Timsah, yılan ve kaplumbağa gibi hayvanların farklı türlerini burada gözlemleyebilmek mümkün. Chennai’den Mahabalipuram’a doğru giderken yol üzerinde kalan Kaplan Mağarası da ziyaret edilebilecek diğer yerlerden.

Hindistan’ın önemli ticaret merkezlerinden biri olan Chennai; şehir boyunca uzanan sahilleri, kendine özgü dansları ve yemekleri, Hindistan’ın kuzeyine kıyasla daha esmer olan halkı ve çok hızlı konuşulan yerel dili Tamilce ile birlikte, ülkede eyaletlere göre farklılaşan sosyolojik ve kültürel yapıyı gözler önüne seriyor. Hindistan’ın şehirleri arasındaki çeşitliliği görmek açısından uygun bir ortam sunan bu şehir, özellikle Hindistan’da ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında geliyor.