İşgalci Yahudi yerleşimlerinin ortasında kalan bir Filistin toprağı: Vadi Kana

10 bin dönümlük bir alandan oluşan Vadi Kana bölgesinde 10 Filistinli aile yaşıyor. II. Oslo Anlaşması uyarınca Batı Şeria'nın C bölgesinde bulunan Vadi Kana'da Filistinlilere inşaat ruhsatı verilmiyor. Dahası, çevresel gerekçeler öne sürerek bölgeyi "doğa rezervi"ne dönüştüren İsrail güçleri, bölge sakinlerini tarımdan hayvancılığa her türlü faaliyetlerine doğa rezervi olduğu gerekçesiyle karşı çıkarken Yahudi yerleşim birimlerinin günden güne arttığı bölgede İsrail sokaklar yapıyor, su, kanalizasyon ve elektrik hatları inşa ediyor, Filistinlilerin diktiği ağaçları kökünden söküyor.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Selfit ve Kalkilya kentleri arasında yer alan Vadi Kana, işgalci Yahudi yerleşimlerinin ortasında kalan bir Filistin toprağı olarak asırlara dayanan mevcudiyetini korumaya çalışıyor.
10 bin dönümlük bir alandan oluşan Vadi Kana bölgesinde 10 Filistinli aile yaşıyor. Verimli topraklarda yaşayan Filistinli aileler, hayvancılık, zeytincilik ve narenciye yetiştiriciliği yapıyor.
Ortasında bir vadi olan birkaç dağın yer aldığı bu bölgeden, sulama ve içmeye uygun 10 su kaynağı çıkıyor.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.

Batı Şeria'nın "C" bölgesinde bulunan Vadi Kana'da Filistinlilere inşaat ruhsatı verilmiyor.
Batı Şeria'nın yüzde 18'ini kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idarî ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idarî yönetimi Filistin'e, güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.
“Cennetten bir parça”
Bölge sakinlerinden Kifah Zeydan, doğal güzelliklerinden dolayı yaşadığı bölgenin "cennetten bir parça" olduğunu ancak İsrail'in, her geçen gün hayatı daha da zorlaştırdığını ifade etti.
İsrail'in, bölge sakinlerini "zorunlu göçe" tabi tuttuğunu aktaran Zeydan, Yahudi yerleşim birimlerinin alanının da Vadi Kana'ya doğru yavaş yavaş genişletildiğini dile getirdi.


Zeydan, İsrail'in betonarme yapılar inşa ederek, Vadi Kana'daki ormanları ve bitki örtüsünü yok ettiğini aynı zamanda Yahudi yerleşim birimlerine yaklaşmalarına da izin verilmediğini kaydetti.
Doğal bölgeler olduğu gerekçesiyle hayvanları otlatmalarının engellendiğini, buna karşılık söz konusu bölgelerde yerleşimciler için evler yapıldığını belirten Zeydan, "Biz burada doğduk. Babam ve dedem gibi bu topraklara sahip çıkacağız, burayı terk etmeyeceğiz." dedi.
Derme çatma bir evde yaşayan ve 350 baş koyunu olan Zeydan, İsraillilerin evlerini birden fazla kez yıktığını söyledi.
Ölene kadar topraklarından ayrılmayacaklar
Filistinli Nassar Mansur'un da vadinin yamaçlarındaki arazide, narenciye ekili 10 dönüm arazisi bulunuyor.
Mansur, topraklarından vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, "Biz burada doğduk, atalarımız da buradaydı. İşgalciler (İsrail) ne yaparsa yapsın buradan çıkmayacağız." ifadelerini kullandı.

Dedesinin I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin ordusunda görev yaptığını dile getiren Mansur, o zamandan itibaren arazinin mülkiyetinin kendilerinde olduğunu aktardı.
İsrail'in, aileleri Vadi Kana'dan çıkmaya zorladığını ifade eden Mansur, İsrail yönetiminin bölgeyi Yahudi yerleşim projeleri için kullandığına ve tarım arazilerini kontrol etmeye çalıştığına dikkati çekti.
Mansur, toprakların kutsal olduğuna inandığını söyleyerek, ölene kadar topraklarından ayrılmayacağını belirtti.
Yahudi yerleşim birimleri inşa etmek amacıyla "doğa rezervine" dönüştürdü
Vadi Kana'yı Koruma Derneği Başkanı Nafiz Mansur'a göre bölge, doğal güzellikleriyle hem turistik hem zirai açıdan adeta bir hazine.
İsrail makamları, 1983 yılında çevresel gerekçeler öne sürerek Yahudi yerleşim birimleri inşa etmek amacıyla bölgeyi "doğa rezervine" dönüştürdü.


Vadi Kana’nın Filistinliler için çok değerli olduğunu anlatan Mansur, "Vadi, insanlarla doluydu ve bölge için bir gıda kaynağıydı. Vadide sebze, meyve ve narenciye yetiştirilirdi ve otlak olarak geniş alanlar vardı." dedi.
Mansur, İsrail'in, arazi ıslahını ve ağaç dikmeyi engellediğini ifade ederek, dikilen ağaçların tapularının uzun mücadelelerin sonunda alınabildiğini söyledi.
- İsrail makamlarının, Vadi Kana'da tarım faaliyetlerine doğa rezervi olduğu gerekçesiyle karşı çıktığını aktaran Mansur, ancak kendisinin bölgede sokaklar yaptığını, su, kanalizasyon ve elektrik hatları inşa ettiğini, Filistinlilerin diktiği ağaçları kökünden söktüğünü belirtti.
Mansur, Vadi Kana'da ikamet eden 10 ailenin evlerinden çıkarılma korkusu yaşadığını ifade ederek, bölgenin ayrıca turistik açıdan da ilgi çekici bir yer olduğunu, çok sayıda kişinin burayı ziyareti ettiğini sözlerine ekledi.