Sağlık Karavanı'yla Mağrib'de birkaç gün

Marakeş, yılın her mevsimi turistlerin gözdesi bir şehir.
Marakeş, yılın her mevsimi turistlerin gözdesi bir şehir.

Tarihler 2018 ağustosunun 8’ini gösterdiğinde Türkiye’de faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla güzel işler yapmaya çalışan, çoğunluğunu tıp fakültesi öğrencilerinin oluşturduğu bir grup ve 5 kişiden müteşekkil AID (Alliance of Internationla Doctors- Uluslararası Doktorlar Derneği) ekibi Fas’ın Kazablanka şehrine doğru yola koyulduk. TİKA, 2018'de üçüncüsünü düzenlediği ve başvurularına bahar aylarında başladığı Tecrübe Paylaşım Programı çerçevesinde dünyanın farklı bölgelerine gençleri gönderdi. Organizasyonların ülkeden ülkeye değişiklik gösterdiği bu program vesilesiyle biz de çeşitli sağlık taramalarına ve görüşmelerine katılma amacıyla Fas’a gittik.

Yola çıkarken nasıl bir ülkeye gideceğimi az çok tahmin ediyordum, zira yıllar evvel bir belgesel kanalında izlediğim görüntüler beni çok etkilemişti ve Fas, zihin dünyamda farklı bir yere işlemişti kendisini. Gidiş amacımızın güzelliği de duruma renk katıyordu. Her insanın doğal hakkı olan ‘sağlık’, ne yazık ki dünyanın her tarafına aynı imkânlarla ulaşabilen bir kavram değildi ve bu şekilde bir organizasyonla insanların yardımına koşuyor olmak beni fazlasıyla heyecanlandırıyordu.

Yunus Emre Enstitüsü Fas Müdürü Ensar Fırat, ülke hakkında tecrübe ve izlenimlerini aktarırken...
Yunus Emre Enstitüsü Fas Müdürü Ensar Fırat, ülke hakkında tecrübe ve izlenimlerini aktarırken...

Mayıs 2017’de Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nde öğrencilerin organize ettiği Uluslararası Acil Tıp Kongresi'ne katılan Sınır Tanımayan Doktorlar Yunanistan Temsilcisi Apostolos Veizis’in söylediği sözler, uzun süredir aklımdan çıkmıyor: “Zor koşullar altında yaptığımız çalışmalarda düşündüğüm tek şey var: Bu dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek.” Devamında Veizis, kendi yaşadığı koşullarda neden bir başkasının da yaşayamadığını devamlı bir şekilde düşündüğünü, hareketine bu düşünsel çabanın da aktivite kazandırdığını söylemişti. Önemli sözlerdi benim için. Zira yaklaşımı oldukça doğal ve temeldi Veizis’in. Dünyada dönüp duran her türlü hengâmede olan, hangi coğrafyaya gidersek gidelim karşımıza çıkan mazlumlar, çocuklar, kadınlar ve yaşlılara oluyordu. Böyle bir realite karşısında yapılması gereken de, dertli her insanın karınca misali az ama devamlı bir hâlle ‘iyilik’ adına koşturması olsa gerek. Dolayısıyla Fas’a böyle bir çaba için gitmek önemliydi.

Muhammed VI Üniversitesi yetkilileriyle görüşmeden bir kare.
Muhammed VI Üniversitesi yetkilileriyle görüşmeden bir kare.

Fas’a Türkiye’yi temsilen gittiğimiz için, 10 günlük öykümüz boyunca birtakım ziyaretleri gerçekleştirdik zamana yayılı bir şekilde: Muhammed VI Üniversitesi Tıp Fakültesi, özel bir hastane, Türk Hava Yolları temsilciliği, Türkiye Cumhuriyeti Fas Büyükelçiliği, Yunus Emre Enstitüsü, engellilere yönelik hizmet veren bir merkez ve Fas’ın önde gelen doktorlarının yer aldığı doktorlardan oluşan bir dernek. Zamana dağıtarak gerçekleştirdiğimiz bu ziyaretlerde, Fas’ın Marakeş, Rabat, Kazablanka gibi önemli şehirlerini ziyaret etme imkanını bulmanın yanı sıra, özellikle Fas’ta ilerleyen eğitim süreci, hastanelerin durumu, Fas bürokrasisi konularında bilgi sahibi olduk.

Fas’ta bulunduğumuz süre içerisinde bizimle ilgilenen ve muhabbet ederek, oldukça önemli şeyler anlatan Fas Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Ensar Fırat’la da Fas’a dair konuşma imkânı bulduk. Fas’ta Arapça bilmenin yanında, ‘toplumsal işlevselliğin’ Fransızcayla kazanıldığını söyleyen Fırat, otoyollardan ziyade demir yolu ağının bu ülkede fazlasıyla gelişmiş olduğunu belirtti. 5’te 1 oranında bir nüfusun Avrupa’ya yakın olduğunu, dillerini konuştuklarını ve ‘neredeyse Avrupalı’ olduklarını söyleyen Ensar Fırat, Fas’ta oldukça sakin bir yaşantının devam ettiğini belirtti. Fas’ta bulunduğumuz süre zarfında, turistik olduğu için kalabalık olan bazı yerler dışında genel bir sakinlik, ağır yaşam hâlinin söz konusu olduğunu bizler de gözlemledik.

Larache kentindeki sağlık taramasına ilgi büyüktü.
Larache kentindeki sağlık taramasına ilgi büyüktü.

Ziyaret ettiğimiz yerler arasında üniversitelerin olması ve sağlık taraması organizasyonu kapsamında kafilemize Fas’tan katılan öğrencilerle muhabbet etme şansı yakalamamız, kısa sürede güzel gözlemler yapma imkanını verdi bizlere. Faslı üniversite öğrencileri, üniversiteyi bitirdiklerinde hem Fransızca hem de İngilizceyi öğrenmiş oluyorlar. Bu, onların ufkunu genişleten bir avantaj olarak göründü gözümüze. Ekibimiz tıp fakültesi öğrencilerinden ve doktorlardan oluştuğu için ister istemez Fas’taki tıp eğitimi ve sağlık sistemine odaklandık. Detaylı bir istatistiksel araştırma yapamadık, ama görüşmelerimiz ışığında Fas’ın sağlık sisteminin gelişime açık, kat etmesi gereken uzun bir yolu olduğunu gördük. Kırsala doğru ilerledikçe iyice daralan imkânlar söz konusu ve büyük şehirlerde dahi sağlık alanında ciddi eksiklikler bulunduğunu söyleyebiliriz.

Fas’ta görevli doktorlarla yaptığımız, 1 buçuk saati aşan bir görüşme bizim için oldukça önemliydi. Burada Fas’ın özellikle Fransa’ya çok sayıda doktor gönderdiğinden ve kendilerini geliştirmek üzere giden sağlık görevlilerinden bahseden yetkililer, İnsan Kaynakları noktasında kendilerini geliştirmek istediklerini ifade ettiler. ‘Productive Health’ olarak belirttikleri ve Türkiye’nin özellikle son yıllarda ciddi mesafe kat ettiği Halk Sağlığı kavramına da önem gösterdiklerini belirten doktorlar, aşı ve aile planlaması konularında iyi bir noktada olduklarını söylediler. Karşılıklı fikir alışverişleriyle geçen bu görüşme, Faslı doktorların Türkiye’deki sağlık sistemine dair fikir sahibi olması açısından da verimliydi.

İkinci Hasan Camii, Kazablanka'nın simgesi.
İkinci Hasan Camii, Kazablanka'nın simgesi.

"Sağlık Karavanı" isimli programımızın esas amacı, Larache (El Arâiş) kırsalındaki insanlara yardım edebilmekti. Larache, Fas’ın kuzeyinde kalan bir şehir. Atlas Okyanusunun kenarında, oldukça küçük bir yerleşim yeri ve bu sebeple insanlarına temas etmek bizim için daha kolay oldu. Sağlık taraması için gidişimiz dolayısıyla da diyaloga geçmek isteyen insan sayısı fazlaydı. Larache’ta ilk olarak, şehrin meydanında farklı sivil toplum kuruluşlarından katılımcılarla ve çeşitli branşlarda farklı sağlık personelleriyle çocuklara yönelik ağız bakım eğitimi ve taraması gerçekleştirildi. Çok ciddi bir yoğunluğun olmadığı bu organizasyonda, çocuklara dişlerini nasıl fırçalayacakları, ağız hijyenlerinin nasıl sağlanacağı gibi konularda oyunlar eşliğinde bilgiler verildi. Sonrasında Larache’ta bulunan belediyenin de yer aldığı bir organizasyon ekibiyle, TİKA’nın sünnet olacak çocuklara kıyafet ve sünnet operasyonuyla alâkalı desteği sağlandı. Burada annelerin çocuklarıyla beraber tatlı bir heyecanla gelmeleri, çocukların dünyanın her yerinde aynı doğallık ve samimiyetle adım attıklarını gözlemlemek önemliydi bizler için. Balonu gören bir çocuğun, etrafında olan biteni unutup tamamen o balona odaklanarak tebessüm etmesi, değişen coğrafyalarda değişmeyen bazı önemli güzelliklerin olduğunu tekrar tekrar hatırlattı bize.

Başkent Rabat, maviyle yeşilin kucaklaştığı bir şehir.
Başkent Rabat, maviyle yeşilin kucaklaştığı bir şehir.

Farklı bir coğrafyada böyle bir amaç için insanlara dokunabilmek ve yeni gelenek- göreneklerle tanışmak oldukça önemliydi. Dünyanın neresine gidersek gidelim, insanlarının dertlerinin, tebessümlerinin, acılarının ve sevinçlerinin aynı olduğu gerçeği Fas’ta bir kere daha karşımıza çıktı. Bu farkındalık, ufuk açıcı etkisinin yanı sıra, insanın aslında ne de değişmez bir canlı olduğunu bizlere tekrar hatırlatmış oldu.