Meleklere iman ile ligili kitaplar

Tasavvuf kitabiyatında, sufi ıstılahlarını açıklayan eserler arasında Ta’arruf’un büyük bir yeri vardır.
Tasavvuf kitabiyatında, sufi ıstılahlarını açıklayan eserler arasında Ta’arruf’un büyük bir yeri vardır.

Gerek Şerhu’l-akaid dersi veren hocalar gerek Şerhu’l-akaid üzerine makale, tez çalışması yapan akademisyenler için bu şerh ve haşiyelerden yararlanmak bir mecburiyet olmuştur. Şerhu’l-akaid, günümüzde bazı geleneksel İslamî eğitim kurumlarının müfredatında yer aldığı gibi ilahiyat fakülteleri bünyesinde zaman zaman düzenlenen kelam seminerlerinde de temel metin olarak kabul görmektedir.

Tövbekarlar kitabı

Tövbekarlar kitabı
Tövbekarlar kitabı

Kullarım, zulmü kendime haram kıldım. Sizler arasında muharrem kıldım. Zulmetmeyin birbirinize. Kullarım, hepiniz kayıpsınız; doğru yolu gösterdiklerim müstesna. Doğru yolu sorun, göstereyim. Kullarım, hepiniz açsınız; doyurduklarım müstesna. Dileyin, doyurayım. Kullarım, hepiniz çıplaksınız; giydirdiklerim müstesna. İsteyin, giydireyim. Kullarım, gece- gündüz hata işliyorsunuz ve ben suçların hepsini affederim. Af dileyin, bahşedeyim.

Günah, insana mahsustur; tövbe de öyle. İbn-i Kudâme el-Makdisî, Tövbekârlar Kitabı’yla çağlar öncesinden sesleniyor insanlara. Yeis yok, kapı hâlâ açık.

İbn Kudame el-Makdisi, Tövbekarlar kitabı, Kitabu't-Tevvabin. çev. Sare Öztürk, Şule yayınları, 2015.

Peygamberler ve melekler

Peygamberler ve melekler
Peygamberler ve melekler

Elinizdeki kitap büyük düşünür İbnü’l-Arabi’nin Fütühat-ı Mekkiyye’sinin bir bölümünün müstakil basımıdır. Kitap Fütühat’ta c. 11, 13'ten başlayan ve c. 11 s. 177'de biten kısımdan müteşekkildir. İbnü’l-Arabi okurlarından gelen büyük ilgi v edestekle Fütühat’ı müstakl kitaplar halinde yayınlama rojesi yeni bir kitaba kavuşmuş oldu. Bunun ardından yayınlanacak kitaplarla projenin tamamlanmasını hedefliyoruz

Muhyiddin İbn Arabi, Peygamberler Melekler. Çev. Ekrem Demirli, Litera yayıncılık, 2016.

Melekler alemi

Melekler alemi
Melekler alemi

Bu kitap, insanlık tarihi boyunca her devirde, gerek inanç bazında, gerekse bu inancın maddî hayata ve sanat dünyasına yansıtılması sonucu güncelliğini hep muhafaza etmiş olduğuna inanılan bu varlıklara dinlerin nasıl baktığını objektif bir tarzda irdelemeye çalışmaktadır.

Ali Erbaş, Melekler Alemi / İlahi Dinlerde Melek İnancı. Nun yayıncılık, 2012.

Akaid şerhi

Akaid şerhi
Akaid şerhi

Şerhu’l-Akaid, Mâtürîdî âlim Ömer Nesefî’nin Akaid-i Nesefî adıyla bilinen meşhur akaid risalesine Eş’arî âlim Sa’düddin Taftâzânî tarafından yazılmış bir şerhtir. Şerh, hacim olarak metne göre geniş olduğu gibi, dil ve problematik itibarıyla da seviye olarak metnin çok üstündedir. Bu bakımdan Taftâzânî’nin Şerhu’l-akaid’i üzerine geçmişten bugüne hayli çalışma yapılmış; gerek şerh, gerek haşiye türünden etrafında yüzlerce eserden oluşan zengin bir literatür oluşmuştur. Söz konusu şerh ve haşiyeler, bir yandan şerhin kapalı ve zor noktalarını açıklayarak diğer yandan Taftâzânî’nin şerhte gündeme taşıdığı bazı soru ve sorunları, getirdiği kimi cevap ve çözümleri tartışarak kelamî düşüncenin gelişimine önemli ölçülerde katkı sağlamışlardır. Nitekim Giritli Sırrı Paşa Şerhu’l-akaid’i tercüme ederken belirtilen şerh ve haşiyelerden önemli bulduklarını da çevirerek bir nevi Osmanlıca “Şerhu’lakaid Külliyatı” ortaya koymuştur.

Gerek Şerhu’l-akaid dersi veren hocalar gerek Şerhu’l-akaid üzerine makale, tez çalışması yapan akademisyenler için bu şerh ve haşiyelerden yararlanmak bir mecburiyet olmuştur. Şerhu’l-akaid, günümüzde bazı geleneksel İslamî eğitim kurumlarının müfredatında yer aldığı gibi ilahiyat fakülteleri bünyesinde zaman zaman düzenlenen kelam seminerlerinde de temel metin olarak kabul görmektedir. Yeterli klasik Arapça eğitimi almamış olan bazı kelam okuyucuları ve bilhassa medrese ve ilahiyat talebelerinin metinle daha kolay ve sağlıklı biçimde temas kurabilmeleri için Şerhu’l-akaid’in günümüz Türkçesiyle tercüme edilmesi bir ihtiyaçtı. Elinizdeki çalışma böyle bir ihtiyaca cevap olarak ortaya çıkmıştır.

Sa'düddin et-Taftazani , Şerhu'l Akaid. Tercüme ve izahat: Talha Hakan Alp, M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı yayınları, 2017.

Kimya-i Saadet (Mutluluk hazinesi)

Kimya-i Saadet (Mutluluk hazinesi)
Kimya-i Saadet (Mutluluk hazinesi)

Bakırı ve pirinci arıtıp, temizleyip hâlis altın yapan kimya zor ele geçer. Bunu herkes bilemez. Bunun gibi, insanlık cevherini hayvanlık seviyesinden kurtarıp melek temizliğine ve nefasetine ulaştıracak ve bununla ebedî saadete kavuşturacak kimya da zor bulunur ve bunu herkes anlayamaz.

Bu kitaptan (Kimya-yı Saadet’ten) maksat, hakikatte ebedî saadet kimyası olan bu karışık kimyanın izahıdır. Bu kitaba bunun için “Kimya-yı Saadet” ismini verdik. O madenlerle ilgili kimyadan ziyade asıl buna kimya demek lazım gelir. İkisinin de rengi sarı olmakla hiç bakırla altın bir olur mu? Hem o kimya dünya nimetinden başka bir şey değildir. Fakat dünyanın müddeti nedir ki? Halbuki hayvani sıfatlarla melek sıfatları arasında, esfel-i sâfilinden a’la-yı ılliyyine kadar ne kadar dereceler vardır. Bu kimyanın neticesi ebedî saadettir. Müddetinin sonu yoktur. Çeşit çeşit nimetlerinin nihayeti yoktur. Onun nimetleriyle nimetlenene hiçbir sıkıntının yolu yoktur.

İmam Gazali, Kimya-i Saadet, Çev. A. Faruk Meyan, Bedir Yayınları, 2013.

Efendimiz'in Dilinden Dualar ve Zikirler

Efendimiz'in Dilinden Dualar ve Zikirler
Efendimiz'in Dilinden Dualar ve Zikirler

Kitabın ilk basımı "Gündüz ve Gece İbadetleri" adıyla yayımlanmıştır.

Allah Sevgilisi’nin dilinden göğe yükselmiş bir dua geri çevrilmez. O’nun mübarek dudaklarında tekrarlanan bir zikir Rabbimizin yüce katından mutlaka ses getirir. Dahası bu gaye-insan, Allah’tan neyi, ne zaman, nerede, nasıl ve niçin dileyeceğini bilecek nebevî irfana da sahiptir.

Dolayısıyla O’nun devam ettiği dua ve zikirler Rabbimize hangi kelimelerin aydınlığında yakaracağımıza dair en iyi örnekliği teşkil eder. Yeter ki, dualarımız olmasaydı Rabbimizin katında hiç bir değerimiz olmazdı, bunu unutmayalım.

Büyük İslam bilgini İmam Nesâî’nin Amelü’l-yevm ve’l-leyle adlı eseri bu inanç ve fikirle yazılmış değerli bir dua mecmuası. Daha önce "Gündüz Gece İbadetleri" adıyla yayınlanan eser, Efendimizin Dilinden Dualar ve Zikirler adıyla yeniden kitapseverlerin ilgisine sunulmakta. Kitabın bu yeni baskısında dua ve zikirlerin Arapça metinleri de kitaba eklenmiş bulunuyor.

İmam Nesai, Efendimiz ’in Dilinden Dualar ve Zikirler, Çev: Naim Erdoğan, Derleyen: Yusuf Özbek, İz yayıncılık, 2005

Doğuş Devrinde Tasavvuf Ta'arruf

Doğuş Devrinde Tasavvuf Ta'arruf
Doğuş Devrinde Tasavvuf Ta'arruf

Tasavvuf kitabiyatında, sufi ıstılahlarını açıklayan eserler arasında Ta’arruf’un büyük bir yeri vardır. Yalnız Kelabazi, tasavvuf ıstılahlarına girmeden önce, sufi kavramına ve sufilerin iman (akaid) la ilgili konulardaki anlayış ve kabul edişlerine açıklık getirmeye çalışmakla, tasavvufi eserlere yeni bir muhteva kazandırmıştır. Kelabazi’ye göre gerçek tasavvufla, bozulmaya yüz tutmuş tasavvufu ayırabilmek için, sufilerin akaidle ilgili anlayışlaranı kavramak gerekmektedir. Sufi kavramı üzerinde durulurken büyük sufiler ve eser bırakan sufilerden de isim olarak bahsedilir. Daha sonraki bölümlerde tasavvuf ıstılahları, sufilerin makamları ve halleri ele alınmaktadır.

Kelabazi, başta hadis olmak üzere fıkıh ve diğer İslami ilimlere de ciddi şekilde ilgilenmiştir. Köklü bir tasavvuf kültürü yanında diğer İslami ilimlere de vakıf olması, tercümesini sunduğumuz eserin değerini artıran unsurlar arasındadır.

Kelabazi, Doğuş Devrinde Tasavvuf Ta'arruf, Der. Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Dergah Yayınları, 2013

Kitabu'l-Envar

Kitabu'l-Envar
Kitabu'l-Envar

Osmanlı dönemi tasavvuf düşüncesi, gerek ortaya çıkan türlü akımlar ve gerekse yetiştirdiği tesiri çağlar ötesini aşan mütefekkir mutasavvıflar açısından son derece calib-i dikkattir. İsmail Hakkı Bursevi de bu coğrafyanın 120 eser vermiş bir değeri, velüd bir müellifidir.

Bursevi kendini zahiri ve batını ilimler bakımından çok iyi yetiştirmiş, müteşerri bir mutasavvıftır. XVIII. Yy. da Osmanlı Devletinin bütün müesseselerinde yaşanan çöküş, tekkelerde de başlamış, ehil olmayan kimseler kendilerini ilan etmişlerdir. Bursevi bu tür şeyhlerin müteşeyyih, onlara tabi olan müridlerin de merid olduklarının belitmiş ve buna şiddetle karşı çıkarak, kalemi ve kalamı ile bu çöküntüyü durdurmaya çalışmıştır. Kitabü'l-Envarında tasavvufun bir çok konusuna temas etmiş, bunları değişik babalar altında vermiştir. Zaten kitabın ismi de bu babları çağrıştırmaktadır. Eserde 99 bab vardır. Her bab bir nur kabul edilirse bu bablar Envarı oluşturmaktadır. Bursevi bu bablarda mürid, nefs ve mertebeleri, şeriat, tarikat, hakikat, zehirbatın, fakr, fena, baka, kabz, bast, marifet, yakin, sekr sahv, aşkmuhabbet, mücahede, müşahede, mükaşefe, zikir, vahdet-i vücud gibi tasavvufi kavramları ele almaktadır.

İsmail Hakkı Bursevi, Kitabu'l-Envar, Çev: Naim Avan, İnsan yayınları, 2016.