Yeşilçam’da ev kadını temsili

Neşeli Günler
Neşeli Günler

"Sultan filmindeki karakteriyle Türkan Şoray’ı anımsadım. Güzel ve çocuklu, yalnız bir kadındı. Onu ev içinde, dışında bir şeylerle uğraşırken hatırladım. Mahalledeki kadınlar ağızlarında sakız, an olur çocukları yüzünden saç saça baş başa kavga ederlerdi."

Genelde ev kadını ikincil rollerde ve konumda geleneksel rollerle kuşatılmış bir halde karşımıza çıkıyor hep.

İzlediğimiz filmlerde; mahallede sakız çiğneyen, fitne ve dedikodu malzemesi bulmak için camdan sarkarak haber kovalayan, merdiven önünde geleni gideni gözetleyen, ağzında mandalla çamaşırlarını asan, çocuğunu yıkayan, hayattan ve dahi halinden memnuniyetsiz ev kadını imajı ile pek çoğumuz karşılaşmışızdır. Bu tecrübemizden yola çıkarak sinema izleyicisi kadınlara sorduk: Ev kadını karakteri deyince hangi filmler ve hangi aktrisler aklınıza geliyor? Filmlerdeki ev kadının hali nasıldır? Kadın, Yeşilçam filmlerinde nasıl temsil edilmiştir?

Sultan
Sultan

Hümeyra Çınar, 37 yaşında, Ev hanımı (Sosyal bilgiler öğretmenliği okumuş fakat çalışmamış):

Küçük Emrah’ın annesi geldi aklıma. Sürekli oğlunun ona gün yüzü göstereceği günleri bekleyen, oğlu acılı bakışlı, kendisi de zamanlı zamansız ağlayan bir kadındı. Ve Neşeli Günler filmindeki haliyle Adile Naşit tabii ki...

Hafize Temürci, 40 yaşında, Fen bilgisi Öğretmeni:

Türkan Şoray’ın evladını yıkarken elindeki tası yorgunluk ve iç sıkıntısıyla çocuğunun kafasına vurduğu kaynar suyu dökerek leğende çömelen çocuğu yaktığı; çocuk ağladığında da çimdiklediği sahneyi hatırlıyorum.

Tülay Bülbül, 41 yaşında, Mali İşler Uzmanı:

Çocuklarının yemek yediren onlar yedikçe mutlu olan Adile Naşit’in hayat verdiği bir sürü karakter geldi aklıma.

Tuba Çalışkan, 38 yaşında, Butik işletmecisi:

  • Sultan filmindeki karakteriyle Türkan Şoray’ı anımsadım. Güzel ve çocuklu, yalnız bir kadındı. Onu ev içinde, dışında bir şeylerle uğraşırken hatırladım. Mahalledeki kadınlar ağızlarında sakız, an olur çocukları yüzünden saç saça baş başa kavga ederlerdi. Yahut çocuklarını azarlar veya kulaklarını çekerlerdi. Oysa çalışan kadın ya da şehirli kadın filmlerde hiç böyle işlenmez. Tane tane konuşan, daha seviyeli, sabırlı ve düzenli bir tip olarak resmedilir.

Gaye Temiz, 42 yaşında, Basın Danışmanı:

Sinemada kadın illaki yalnız yapamayan, hapisteki kocasını bekleyen, beklerken başına istenmedik işler gelen, zavallı, talihsiz bir hikâye unsurudur. Çağan Irmak filmlerinde ise ev kadını temsili daha iyi ve başarılıdır. Dolmalar dolduran, sofralar kuran, eve neşe katan, baba ile oğul arasında bir denge kuran, şefkatli ve erkeğe karşı kudretli anneyi çok güzel işlemiştir. Ya da hikâye gereği, tam tersi, babasından korkusuna evladına arka çıkmayan suskun işbirlikçi anne psikolojisini de çok güzel yansıtmıştır.

Bizim Aile
Bizim Aile

Nesibe Gördebil, 30 yaşında, Öğretmen:

Genelde ev kadını ikincil rollerde ve konumda geleneksel rollerle kuşatılmış bir halde karşımıza çıkıyor hep. ‘Evinin kadını, çocuklarının anası’ vurgusu Yeşilçam'da sürekli tekrarlanmıştır. Çocukları için kötü adamlara katlanma vurgusu vardır. ‘Sezercik’ filmlerinde çok dikkatimizi çeker bu durum. Kapıların önünü süpüren, bir olay çıktığında çocuğunun gözünü kapatan veya onu içeri alan kadınlar gibi ikincil üçüncül hatta çok daha geri planda rollerde görürüz.

Çöpçüler Kralı’nda Kemal Sunal'ın evinde kaldığı akrabası geliyor aklıma, ev kadını deyince. Kedilere yem verirdi. İbo ile Güllüşah filminde hep evi temizleyen, evin önünü süpüren, evdeki çocuğu okula hazırlayan, alüminyum tenceredeki patates yemeğini sofraya getiren kadın tiplemesi bir de... Leman Akçatepe oynadığı filmlerde çoğunlukla, şehirde okuyan haylaz oğullarına merhamet eden, babanın kızgınlığını hafifletmeye çalışan, çocuklarını sürekli kollayan, harçlıklar veren anne rolündedir. Neriman Köksal ise içki içen ve ince başlıklı sigara tüttüren, fütursuz kahkahalar atan ev hanımı olarak farklı, dönüştürücü bir semboldür.

Mübeyyen Pirci, 32 yaşında, Halkla İlişkiler Uzmanı Yazılımcı:

Sinemada sıra dışı örnekler o kadar abartılmıştır ki sıradan ev hanımları toplumun marjininde kalmış gibidir. Mesela Ortadirek Şaban filminde, asla az olanla yetinmeyen, sürekli daha fazlasını isteyen, kocasını aşağılayan, ona her türlü eziyeti reva gören, cazgır kadın karakteri aklıma geliyor.