Dört kitap 4 öykü

Kasabam Ayrılık
Kasabam Ayrılık

Mustafa Kemal Başol, "Padişah V. Murad", "Nazım", "Sıradan Bir Hikâye: Jr. Max…" başlıkları ile okuru meraklandırırken, zaman zaman yazarın sesinin karıştığı bu öyküler muhatabını metnin dışında bırakabiliyor. Yazarın ilk kitabına -sevincine- eşlik etmek isteyenleri Kasabam Ayrılık raflarda bekliyor.

Mustafa Kemal Başol ilk öykü kitabı Kasabam Ayrılık ile okuyucusunu selamlıyor. Birçok basit ve sıradan olay, heyecanlı bir ritimle yazara eşlik ediyor. Yazarın gündelik hayatın içinde anlamlı bulduğu her kare, bir öykü olmaya hazır kapıda bekliyor. Bu kapıda olma hali, bir kurgu ve hikâyeye dönüşmeyi beklerken yazar sanki yön değiştiriyor. Öykü yazma isteği neşesini, kederini anlattığı bir denemeye dönüşüyor. Yazarın başlattığı bu diyalog, kendisinin de okuyucusu olduğu öykülerde "öykü yazma" isteğinin bir tahayyülü olarak okunabiliyor. Bu tahayyül yazarın içten ve duru üslubuyla kendisini gösteriyor. "Padişah V. Murad", "Nazım", "Sıradan Bir Hikâye: Jr. Max…" başlıkları ile okuru meraklandırırken, zaman zaman yazarın sesinin karıştığı bu öyküler muhatabını metnin dışında bırakabiliyor. Yazarın ilk kitabına -sevincine- eşlik etmek isteyenleri Kasabam Ayrılık raflarda bekliyor.

(Betül Yavuz)

  • KUMRU SIZE EMANET HANDAN TAN - YAZILI KÂĞIT YAYINLARI
  • İnsanların yüzleşmekten kaçtığı gerçekleri okura etkileyici bir şekilde aktardığı öykülerle dikkat çeken Handan Tan, bu öykülerde korkuları olan karakterleri başarılı bir şekilde işlemiş. Korkularıyla yüzleşen, acıları ile yaşamaya alışmış ve takıntılı denebilecek karakterlerinin iç dünyalarını ve duygu geçişlerini şiirsel bir anlatım ile kaleme almış. Öykülerin geçtiği mekânlar, arka planda kalmış izbe yerlerden ibaret. Bu mekânlarda oluşturduğu anlatı atmosferlerini, okura aktarma başarısı ile gerçekçi bir dünyayı resmediyor gibi. Yazar gerek karakterleri gerekse atmosferleri aktarmadaki başarısı ile okuru metnin içine çeken ve gerçeği aratmayan öyküler ortaya çıkarmış. Öykülerin çoğunun sonu ölümle bitiyor.
  • Bu şekilde günümüz dünyasının hızına ve albenisine kapılmış olan insanoğluna, ölümün de hayatımızın bir parçası olduğu gerçeği hatırlatılıyor. Kimi öykülerdeki karakterler, geçmişleriyle yüzleştiriliyor, görünmez yaralarının izleri ortaya çıkarılıyor ve şimdide hissedilir kılınıyor. Bu gibi hamleler okuru etkileyecek türden. İnsanın gündelik hayatında karşılaştığı, yaşayıp geçtiği ve o an için üzerinde durmadığı olayların öyküleri var Kumru Size Emanet'te. Muhtelif dergilerde yayımlanan öyküleri ile bilinen yazarın ilk kitabı olan Kumru Size Emanet, kendine has öykü evreni ve hayatımızın içinden karakterleri ile kendinden söz ettirecek türden.
  • (Uygar Atasoy)

Roman ve öykü kitapları ile bildiğimiz yazarın son kitabı Mahallenin Delisi, yaşadığımız hayatların ortasındaki karakterleri ile dikkat çekiyor. Yirmi beş kısa öyküden oluşan kitap; yazarın hayatına dair aldığı kararları, kendine verdiği sözleri, geçmişine ve geleceğine dair itiraflarını kaleme aldığı bir önsöz ile başlıyor. Önsözde bahsettiği bazı konuları, öykülerinde ayrıca anlatmaya çalışmış. Bu konulardan bazıları sadeleştirilmeye çalışılan hayatlarımız, pişmanlık duyduğumuz hatalarımız, özlemlerimiz ve yaralarımız şeklinde anlatılarda kendini gösteriyor. Öykülerinde en çok mahalle kavramını işleyen yazar, mahalle kültürünün kendine has özelliklerini anlatırken, okuru geçmişe götürüyor ve özlemlerini hissetmesini sağlıyor. Mahallemizden tanıdığımız insanlarla öykülerde karşılaşmak, eseri okurken yabancılık çekmememizi, tanıdık tatlar almamızı sağlıyor. Zorluklarla geçen yaşamları konu edinen öyküler, sade ve etkili bir dile sahip. Hayatın içinden, gerçek karakterlerin merkeze alındığı insan ilişkileri ve sosyal konuların anlatıldığı satırlar okurun öyküleri daha da içselleştirmesini sağlıyor. İnsanların yaralarına, acılarına, mücadelelerine duygusal bir şekilde yaklaşan yazar, karakterlerin duygu geçişlerini yapmacıktan uzak bir şekilde aktarmış. Belki de kitabın en sarsıcı tarafı, bizleri kaçtığımız, yüzleşmekten çekindiğimiz gerçeklerle karşı karşıya getiriyor olması diyebiliriz. Hazırsanız bu karşılaşmaya Mahallenin Delisi sizi bekliyor olacak.

(Uygar Atasoy)

  • Sokaktaki Atlı Kızak, Verita Öykü etiketiyle raflardaki yerini aldı. Eserin başkarakterleri olan imgeler, dile gelip bize kendi öykülerini anlatıyorlar. Öykünün temel izleği, şiirsel bir üslup üzerinde duruyor. Bu öykülerin kendi içlerinde sanatsal ve estetik bir dile sahip olduğunu gösteriyor. Necip Fazıl'ın, "Yaram var, havanlar dövemez merhem; /Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem" dediği; şiirin içine öykünün yerleşmesine şahit olduğumuz gibi, bu eserle de öykünün içindeki şiiri temaşa ediyoruz. Kurguyla alakadar resimler ise metnin içerisine incelikle serpiştirilmiş. Bu da hem görsel hem de zihinsel olarak dimağları dolduruyor. Eserin son kısmında ise Söyler'in 2016 yılında yazdığı bir şiir yer alıyor. Bu şiir, çalışma hakkındaki estetik tespitin doğruluğunu gösteriyor. Öyküde şairane bir bakış açısı arayanların, muhakkak okuması gereken bir kitap.
  • (Ayşenur Önler)