Duyguların tamamı doğrudur

Sanat, araçtır; bir kanaldır, oluktur.
Sanat, araçtır; bir kanaldır, oluktur.

Çünkü duygu kendisinden başka referans aramaz. İnsanın yaşadığı her duygu gerçektir. Kavram böyle değildir. Kavram olguyu referans aldığı için onunla çelişip çelişmediğine bakılır.

• Edebiyat tasavvurları dönemseldir. Ama insanlar, tasavvurlarının evrensel olduğuna inanma eğilimindedir.

• Modern bireyin anlam arayışına, bunalımına yönelen edebiyat, aslında insanı yeni değerlerle teçhiz etmek gibi bir işlevi de yerine getirdi.

Modern bireyin inşasında, geleneksel değerlerin ve onun etrafında örülmüş anlamların tasfiyesi önemliydi. Edebiyat, öznel deneyimleri, ruh hallerini öncelerken, aynı zamanda insan için bir “iç dünya” da öneriyordu. Böylelikle yeni toplum için, yeni insan modeli de geliştiriliyordu.

• Dünyayı, insanı, eşyayı ve olayları kültürel çerçevemize uygun olarak genel şemalara yerleştirerek anlarız.

Edebiyatta tipler ve tipik durumlar bu şemaları gösterirler. Tipleri ve tipik durumları kullanmadan dünyayı anlamak zorlaşır. Anlam üretmenin temeli tiplemedir.

Tipler basit, yalın, değişime asgari düzeyde ayak uydurdukları için kolayca hatırlanır, tanınır. Basit ve yalınlıklarına uygun olarak, eserlerde birkaç özelliğiyle öne çıkar ve okur, onu hemen tanır. Böylesi bir tanışma, özel’e ulaşmamızı da mümkün kılar.

• Duyguların tamamı doğrudur. Çünkü duygu kendisinden başka referans aramaz. İnsanın yaşadığı her duygu gerçektir. Kavram böyle değildir. Kavram olguyu referans aldığı için onunla çelişip çelişmediğine bakılır.

Kurmacanın duyguyu esas aldığını düşünürsek, her kurmaca gerçektir diyebiliriz. Kurmacanın olguyla çelişip çelişmediği öncelikli mesele değildir. Çelişmemesi, sadece gerçeklik duygumuzu pekiştirir.

• Kendine karşı dürüst olabilen sanatçı, eserlerinin sıkletini bilir.

Ama gerçek eleştiri, sanatçıya kör noktalarını gösterir.

• Önyargı, insanı kuşatan duvar gibidir; bakışını sakatlar. Bunun tek çaresi sağduyudur.

• Sanat, araçtır; bir kanaldır, oluktur. Aracın, yüklendiği emanetleri nereye taşıdığına bakılır.

Araçla amaç arasındaki uyum, güzelliğin önemli şartlarındandır. Amacına ulaşamamış, onunla buluşamamış her eser zaten yönünü şaşırıp yolda kalmış demektir.