İthaka’nın Yolları Taştan

Zackary Mason
Zackary Mason

Zackary Mason, Odyyseia’nın Kayıp Bölümleri’ne, Mısır’da, arkeolojik bir kazı alanında bulunan freskler, mezar çömlekleri ve papirüslerde Odise Destanına ait olduğu anlaşılan 44 yeni parçaya rastlandığı haberiyle başlar. Bu parçalar, Odise Destanının hiç de Homer’in anlattığı gibi olmadığını gösterir. Kitap, bir roman alt başlığını taşısa da, 44 kısa hikâye olarak okunmaya da açık.

Zackary Mason’ın ismini bir yerlere not edin Odyyseia’nın Kayıp Bölümleri nam kitabını da mutlaka edinin deriz biz. Niyesini şimdi anlatacağız.

Borges, bir yerlerde, romancıların uzun ve sıkıcı anlatılar yaratmak yerine hayali kitaplara kritikler yazmalarının daha iyi olacağını söyler. Malum, Umberto Eco da Borges’in bu tavsiyesini tutmuş, Yanlış Okumalar’da has edebiyat okurunu mest eden pseudo- akademik tarzda denemeler kaleme almıştır. Gerçekliğinden yahut sahteliğinden tam emin olunamayan yine de bir kurmaca olduğu sezilen ve hali hazırdaki kültür birikimine göndermede bulunan öyküler, denemeler, romanlar, edebiyat dünyasına bildiğimiz kadarıyla Borges’in katkısıdır ve başımızın tacıdır.

Odyyseia’nın Kayıp Bölümleri Zachary Mason İletişim Yayınları Öykü
Odyyseia’nın Kayıp Bölümleri Zachary Mason İletişim Yayınları Öykü

Zackary Mason da, Odyyseia’nın Kayıp Bölümleri’ne, Mısır’da, arkeolojik bir kazı alanında bulunan freskler, mezar çömlekleri ve papirüslerde Odise Destanına ait olduğu anlaşılan 44 yeni parçaya rastlandığı haberiyle başlar. Bu parçalar, Odise Destanının hiç de Homer’in anlattığı gibi olmadığını gösterir. Kitap, bir roman alt başlığını taşısa da, 44 kısa hikâye olarak okunmaya da açık. Yahut köşe başlarında Borges ve Calvino’nun müstehzi bakışlarla size her seferinde farklı bir yönü gösterdiği devasa bir labirent de denebilir.

Bu pseudo-akademik çerçeve içinde, Odise’ye ait olduğu iddia edilen, bazen neredeyse inandığımız ama her zaman okumaktan keyif aldığımız hikayeler, ana hikayenin varyantlarından oluşuyor. Hani şöyle kitaplar vardır: Eğer karakteriniz şunu seçerse sayfa 17’ye gidin, yok değilse bu sayfadan devam edin. Mason da, eğer Odise cesur değilse ne olurdu, savaşa gitmeseydi ne olurdu, Penelope’yi örgüsünün başında bulamazsa ne olurdu gibi sorulara verdiği cevaplar üzerinden farklı anlatılar oluşturmuş. Bu anlatıların istisnasız hepsi de zekice kurgulanmış, okuma zevki yüksek metinler. Birbirine bağlanan, iç içe geçen, zaman zaman muğlaklaşan ancak sağlam üst kurgusundan ödün vermeyen bir kitap Odyyseia’nın Kayıp Bölümleri.

Esasen İthaka’ya bir dönüş hikâyesi olan Odise, Mason’ın kaleminde epik tarafları tıraşlanarak kendine dönüş yahut öze dönüş vurgusu arttırılmış. Odise’yi burada insanın arketipi olarak görmek, her bir hikayeyi de insanın kendini, kendisinin farklı vechelerini tanıma yolculuğu olarak okumaya o kadar müsait ki, başka türlüsü güç. Mason’un oluşturduğu bu farklı anlatıların yine eski masallarla, bizim geleneğimizdeki menakıbvari hikayelerle benzerliği ise okumayı zenginleştiren ayrıntılar.

Geleneğin yeniden üretimini tartışıp durduğumuz, çözümler aradığımız bir çeşit “öze dönüş” araştırması yapıp, nereye döneceğimizi bilemeyip yine veçhemizi batıya çevirdiğimiz günlerdeyiz. Çare yok. Edebiyatta, özellikle de anlatının olduğu öykü ve roman gibi türlerde, kendi geleneğimizle bağımızı ancak postmodern anlatı teknikleriyle kurabiliyoruz. Kulağa ne kadar anakronik gelse de belki de gelenek postmoderndi. Yine, belki de kendi geleneğimizi batı üzerinden yeniden keşfedeceğiz. Zira Mason, Odyyseia’nın Kayıp Bölümleri ile kendi dahil olduğu geleneği yeniden üretmeyi, onun özünü korumaya alarak farklı tezahürlere büründürmeyi, bunu da sağlam bir kurgu ve edebi bir lezzet katarak yapmayı başarmış. Darısı başımıza.

Son olarak, duyduğumuz söylentilere göre, Kafka’nın Dönüşüm’ü üzerine çalışıyormuş şu sıralar Mason. Kulak kesilin, çevrildiğinde haberimiz olsun.