Kısa Dünya Tarihinden Bir Bölüm

İnsanlar bir şekilde hayatlarına devam ediyorlardı.
İnsanlar bir şekilde hayatlarına devam ediyorlardı.

Dünya devletleri yeni şifreleme sistemleri için büyük projeler geliştirmeye çalıştı. Elektronik ortamdaki hiçbir bilgi artık güvende değildi. En karmaşık şifreleme sistemleri dahi yeni türeyen hekırlar karşısında zayıf kalıyordu. Sabah uyandığında zengin olan insanların yanında hesapları bir gecede boşaltılan multimilyarderlerin çaresizliklerine çare bulunamıyordu.

13 Mayıs 2123:Büyük Dijital Patlama yaşandı. Üç dakikalığına dünya üzerindeki bütün gizli bilgiler ortalığa saçıldı.

14 Mayıs 2123:Birleşmiş Milletler yaşanan bu durumda herhangi bir saldırı şüphesi olmadığını, sebebinin araştırılmaya devam ettiğini açıkladı. ABD yaşanan olay karşısında tüm dünya gibi şaşkın olduklarını bir saldırı şüphesi üzerine odaklandıklarını bildirdi. Yirmi yıl evvel kurulmuş olan İslam Devletleri Teşkilatı patlama sonrası oluşan kaos ortamına karşın bütün üye ülke vatandaşlarını sükunete davet ettiğini açıkladı. Afrika Ülkeler Birliği ise gereken tedbirlerin alındığını, yaşanan patlamadan en az zararı Afrika kıtasının gördüğünü açıkladı.

25 Mayıs 2123: Kendilerini “İsimsizler” olarak tanıtan bir grup hekır Fransa Merkez Bankası’dan 120 milyar Frankium’u Afrika ülkelerindeki vatandaşların hesabına yatırdı. Ulusal Bankalar Birliği elektronik paraların geri toplanmasının imkânsız olduğunu açıkladı. İsimsizler, Afrikalı vatandaşlara hitaben yaptıkları açıklamada: Atalarınızın çektikleri acıların karşılığı kesinlikle olamaz ama sömürgeci, kan emici Fransa’nın bir şekilde cezalandırılması gerekiyordu. Sizleri ve tüm dünya vatandaşlarını saygıyla selamlar eylemlerimizin devamının geleceğini bildiririz.

28 Ağustos 2123:Türkiye Cumhuriyeti üst düzey basın sözcüsü Nizam Şençoruh: Dünyanın içinde bulunduğu bu kaos ortamına dair bir an evvel çözüm bulunması için Dünya Devletleri Teşkilatına üye devletlerin dargınlıkları bir kenara koyarak toplanmaya davet ettik. Üç aydır her geçen gün kaos ortamı büyümektedir. Bu duruma karşı dünya devletlerinin tek başlarına çözüm üretmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır...

1 Eylül 2123:Dünya Devletleri Teşkilatı toplandı. Yapılan ortak basın açıklamasında yaşanan kaos ortamının bir an evvel düzeltilmesi için ortak çalışma kararı alındığı açıklandı.

3 Eylül 2123: Kendini “Crazy_Badboy” ismiyle tanıtan hekır 800 milyar Dolarium değerindeki elektronik parayı ABD Merkez Bankası’nın sisteminden kendi hesabına geçirdikten sonra takibe alındı. Bir açıklama yapan Crazy_Badboy: “Beni bulamazsınız boşuna uğraşmayın. Parayı kendim için çalmadım, bu eylem ‘çalmak’ fiilinin çok ötesinde bir eylemdir yakında tüm dünya görecektir.” Açıklamasından birkaç saat sonra Ulusal Bankalar Birliği çalınan elektronik paraların geri alınmasının şu anda mümkün olmadığını açıkladı. Crazy_Badboy üç gün sonra dünya üzerindeki neredeyse bütün banka kredilerini ödedi.

Bu eylemden sonra dünyadaki kaos ortamı daha da körüklendi. Dünya devletleri yeni şifreleme sistemleri için büyük projeler geliştirmeye çalıştı. Elektronik ortamdaki hiçbir bilgi artık güvende değildi. En karmaşık şifreleme sistemleri dahi yeni türeyen hekırlar karşısında zayıf kalıyordu. Sabah uyandığında zengin olan insanların yanında hesapları bir gecede boşaltılan multimilyarderlerin çaresizliklerine çare bulunamıyordu. 2100 yılında tüm dünya elektronik para sistemine dâhil olurken buna karşı olduğu için deli muamelesi gören Türk asıllı Çin vatandaşı Namık Zhang’ın o muhteşem konuşmasının son cümleleri hatırlandı: “Kafanıza dank ettiğinde aklınıza Zhang gelecek.”

8 Kasım 2128: Dünya devletleri seneler evvel kapattıkları darphanelerini tekrardan faaliyete geçirdi. Kağıt para tekrardan tedavülde.

15 Kasım 2128:Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilk etapta on parmak daktilo kullanabilen 1800 katip için ilan açtı. Devletin her kademesinde görev alacak olan katipler için tek koşul okuma yazma bilmesi ve on parmak daktilo kullanabilir olması olarak belirlendi.

25 Kasım 2128:Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2000 arşiv personeli alımı için ilan açtı. Yapılan açıklamada katip ve arşiv personeli alımları ilerleyen süreçte ihtiyaca binaen devam edecektir denildi.

2 Kasım 2128: Birçok dünya devleti Türkiye’nin çözüm için yaptığı son hamlelere benzer adımlar atmaya başladı.

3 Kasım 2128: Bilişim Uzmanı Neil Stottelmeyer: “Büyük patlamadan bugüne geçen beş senede maalesef elektronik güvenlik noktasında hiçbir gelişme sağlanamadı. Büyük projelerin hedeflediği yeni şifreleme sistemleri maalesef gelişmiş korsan yazılımlar tarafından kısa sürede kırıldı. Teknolojik gelişmeyi geriye doğru işletmekten başka çaremiz olduğunu düşünmüyorum. Sinyalle bağlılığı geçtim, kablo gibi ilkel bir yöntemle herhangi bir yere bağlı aletler bile artık çöp olmaktan kurtulamayacaktır.”

5 Kasım 2128: Ünlü yapımcı-yönetmen Nizar Shalaman çalınan senaryosu için endişe duyduğunu ve bundan sonra sadece dolma kalemle yoluna devam edeceğini açıkladı.

İnsanlar bir şekilde hayatlarına devam ediyorlardı. Kaos döneminde hedef olan büyük devletler, nüfuzlu insanlar, bankalar ve zenginler iken geçen beş yıllık sürede daha küçük çaplı eylemler de görülmeye başlandı. Kocalarından şüphelenen kadınlar internetten buldukları dedektif hekırları kocalarını takip için tutmaya başladılar. Bunun yanında hatırı sayılır oranda dolandırıcılık hadisesi cereyan etti. İnsanlığın gitgide daha kötüye sürüklendiği bu zamanlarda bir köy evinde küçük bir çocuk dedesinin önünde duran bir tas suya gözlerini dikmiş ara ara suda oluşan dalgalanmalardan müthiş bir haz duyuyordu. İhtiyar dudaklarını kımıldattıktan sonra sanki nefesinde zuhur eden haleleri suyun içine üflüyordu. Etkileyici merasimin sonuna gelindiğinde ihtiyar hemen tasın önünde duran bir çocuk atletine tasa değdirdiği parmaklarından sular serpti. Sonra tastaki suyu bir şişeye doldurup üç adım ötedeki sedirde oturan adama atlet ile birlikte verdi.

— Suyu içirin, atleti de en az üç gün giysin.

— Allah razı olsun Emmi.

— Amin cümlemizden evladım, selametle.

İhtiyar misafirini uğurladıktan sonra pencerenin önüne gelip gökyüzüne bakarak derin derin nefes alıp verdi. Küçük çocuk dedesinin nefesinden gökyüzüne doğru yükselen siyah bir duman gördüğünü düşledi. Yüzündeki şaşkın hali henüz kaybetmemişti ki dedesi gülen gözlerle dönüp torununa şefkatle baktı.

— Dede demin n’oldu?

Rıza’nın küçük bebesi var. Bir şeyden korkmuş sabi, şifa için sure ve ayetler okudum.

— Suya mı?

— Tabii.

— Dede suya okudukların nasıl bebeğe gidecek.

— Bilmem ki ben okumayı bilirim nasıl gittiğini Allah bilir.

Bu konuşmanın sonunda dedesi bakışlarını tekrardan pencereden gökyüzüne yönelttiği sırada küçük çocuk tasın dibinde kalmış bir iki damla suya gözlerini dikmiş nasıl mümkün olabileceğini düşünüyordu.

17 Mart 2138: Basına sızan bazı haberlerde yeni bir şifreleme sisteminin bulunduğu, kısa sürede açıklama yapılacağı söyleniyordu.

28 Mart 2138:78 yaşındaki Namık Zhang, reklam yüzü olduğu bir çelik kasa firmasıyla yeni sözleşme imzaladı.

3 Nisan 2138:Dünya Devletleri Teşkilatı yaşanan onca korsan eyleme rağmen dünya üzerindeki açlık sorunun devam ettiğini açıkladı. Bunun yanında sadece ekonomik hayata zarar veren eylemlere odaklanılmasının doğru olmadığını, geçen on beş yılda özel hayatın mahremiyetine de ciddi saldırıların yaşandığını bu durumun hiçbir ahlaki sistem içinde kabul göremeyeceğini açıkladı.

4 Nisan 2138:Dünya Devletler Teşkilatı’nın açıklamasına karşın İsimsizler grubu İngiliz kraliyet ailesi mensubu bir soylunun Ortadoğulu bir kız çocuğuna tecavüz ettiği görüntüleri yayımladı. Videoyu buzlandırarak yayınlayan grup yaptıkları açıklamada: “Videoyu buzlama nedenimiz o soysuz İngiliz’den ötürü değil zavallı kızcağızın hâlâ hayatta olduğunu bildiğimizdendir. Hayatını, yaşadığı bu ağır travmadan sonra dahi sürdürebiliyor olmasına duyduğumuz büyük saygıdan ötürü bunca zaman beklettiğimiz bu video bize ahlak dersi vermeye çalışan ahlak yoksunlarına ayaklarını denk almaları için bir mesajdır. Böyle iğrenç bir olayı kendisine tekrar hatırlattığımız için o güçlü insandan da özür diliyoruz. Lütfen bizi affet.”

5 Nisan 2138: Tecavüze uğrayan kız çocuğu bir yazılı açıklama yaptı: “Ülkeme yapılan tecavüzün yanında benim yaşadıklarımın hiçbir önemi yok. Her şeyden haberi olduğunu bildiğim ama hiçbir şey yapmadığından da emin olduğum kraliçe benim ayağım altındadır, ABD ayağımın altındadır. Kaldırın sansürü ve öyle yayınlayın görüntüleri ki tüm dünya ülkemin başına gelenleri görsün. Size hakkım helal ama onlara değildir. Şükürler olsun ki bir hesap günü var.”

6 Nisan 2138: İsimsizler sansürsüz videoyu yayımladı. İngiltere kraliçesi hiçbir açıklama yapmadı...

7 Nisan 2138:Nizam Şençoruh yaptığı basın toplantısında patlak veren video krizine değindi: “Bu bir savaş suçudur, bu bir insanlık suçudur bu ne desek tarifi eksik kalacak iğrenç bir suçtur ve ivedilikle sorumluları cezalandırılmalıdır.” Nizam Şençoruh yeni şifreleme sistemi hakkında gelen bir soru üzerine: “Bakın on beş yıldır sizin karşınıza çıkıp konuşan biriyim. Lütfen sözlerime dikkat edin, söylentileri tamamen yalanlayamam ama kesin bir şeyler söylemek için çok erken. Büyük bir gizlilik ile yürüttüğümüz bu çalışmayı takdir edersiniz ki en doğru zamanda sizlerle paylaşacağız. Lütfen bu husus hakkında toplumda beklenti oluşturacak haberler yapmayınız.”

8 Nisan 2138: Video krizinden sonra bir açıklama yapan Namık Zhang İsimsizler’e ve tüm savaş mağdurlarına destek amaçlı bir kilometrelik bir koşu gerçekleştireceğini ve bunu da çıplak halde yapacağını açıkladı. Yüksek güvenlikli bir binaya elinde bir kap su ile giren genç bir adam hayran bakışlar eşliğinde yürüdü soğuk koridorları. Asansörle en üst kata çıktılar. Anahtar ile açılan her kapının arkasında uzanan koridorun sonunda başka bir kapı vardı. Geçilen her koridorun sonunda açılan her kapının ardında başka biri ile yoluna devam etti. En son heybetli bir kapının önünde durduklarında içinden “Sonunda geldik,” dedi. Kapıda bulunan nazik ama bir o kadar da tehditkar teşrifatçı ezberlenmiş o cümleleri tekrar etmek için ilk adımı attı.

“Yusuf Bey hoş geldiniz. Sizi ağırlamak bizim bir için bir şeref. Birazdan Beyefendi ile görüşeceksiniz. Kapıdan girdiğinizden bu yana biraz olsun dikkat ettiyseniz burası yüksek güvenlikli bir bina. Sizin ve tabii ki de Beyefendi’nin güvenliği için her şey düşünülmüş durumda. Lütfen içeride size şu anda bildireceğim güvenlik sınırlarını aşmamak için özen gösterin. Lütfen bu durumu şahsi algılamayın, bu herkes için işletilen bir güvenlik prosedürü. Şimdi güvenlik amiri üzerinizi arayacak. Akabinde sizinle içeri gireceğiz ve daha önceden bizden istemiş olduğu ekipmanlar içeride hazır bulunacak. Beyefendi ile yaklaşık iki metre mesafeden konuşabileceksiniz ama merak etmeyin oda yeterince sessiz olduğundan bu durum sorun olmayacaktır. Sunumunuzu yaptıktan sonra herhangi bir sual olmazsa zaman kaybetmeden dışarı çıkmanızı rica ediyoruz. Bunun dışında Beyefendi’ye hitap ederken Efendim diye hitap etmeniz öyle zannediyorum ki en doğrusu. Bunun dışında her şey içeride doğal bir akış içerisinde olacaktır hiç merak etmeyin.”

Hiçbir şey söylemeden kollarını havaya kaldırdı Yusuf, üzeri arandı ve bitti. Güvenlik amiri elindeki suya elini uzattığında Yusuf geri çekti. İlk cümleler o sıra döküldü ağzından.

— Bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu bilsen elini sürmezdin.

Yusuf Bey kabın içinde silah olmadığından emin olmamız gerekmekte kusura bakmayın.

— O zaman Beyefendiye uygun cevabı siz verin ben gidiyorum. Geldiği yoldan geri dönmek için bir iki adım atmıştı ki teşrifatçı, amir ile göz göze geldikten sonra seslendi.

Yusuf Bey buyurun lütfen.

Büyük kapı açıldı ve içeri ilk adımı attıkları andan, ekipmanların başına geldiği on ikinci adıma kadar Yusuf üç sene evvel dedesi ile yaptığı son konuşmayı hatırladı.

İyi dinle evladım, benim vaktim tamam artık gidiyorum. Çocukluğundan bu yana sorup durdun şimdi cevap zamanı... Bize varlıkları canlı ve cansız varlıklar diye öğrettiler ama bu doğru değil. Cansız diye bir şey yoktur evladım. Cemadat dediğimiz varlıklar dahi canlıdır ve her canlı gibi bir hafızaları vardır. Su da canlıdır ve suyun da bir hafızası vardır. Ben suya okuduğumda su okuduklarımı hafızasına alır ve aktarırdı. Bu söylediğim çoğu insan için sır olsa da hakikate temas etmişler için sır değildir. Sen de elbet bu hakikati herkesin anlayacağı şekilde anlatacaksın.

— Buyurun Yusuf Bey. Efendim her şey hazır başlayabiliriz.

— Tabii. Hoşgeldiniz Yusuf Bey.

— Hoşbulduk efendim. Vaktinizin değerli olduğunu bildiğimden sözü uzatmak istemiyorum. Yeni şifreleme sistemi işte bu suyun içinde efendim. Suyun hafızasına aldığı herhangi bir şeyi hiçbir sistem çözemez, ben dahi. Size bunu bir deneyle göstermek istiyorum.

Buyurun devam edin.

Yusuf o soğuk koridorları tekrardan yürüyüp dışarı çıktığında tıpkı dedesi gibi başını gökyüzüne çevirip derin derin nefes alıp verdi. Rahatlamıştı. Ve tıpkı dedesi gibi gülümseyip yürümeye devam etti.

1 Ocak 2139:Yusuf Özkan isimli genç mucit suyun hafızasının olduğunu ispatladı. Bu durumda yeni şifreleme sistemlerinin su üzerinden yapılabilmesinin önü açıldı. Dünyada bu keşif büyük yankı uyandırdı. Uzmanlar uzun zamandır su üzerine yaptıkları çalışmaların Yusuf Özkan’ın keşfini destekler nitelikte olduğunu açıkladı.

2 Ocak 2139: Bir haber kanalına çıkan su uzmanı Salih İşbu: “Laboratuar ortamında yaptığımız incelemelerde en basitinden bahsediyorum; üç ay boyunca kötü sözler söylenen suyun yapısı ile güzel sözler söylenen suyun yapısındaki muazzam farklılık aslında Yusuf Özkan’ın bu keşfinin en bariz kanıtı. Biz bu bilgiye uzun yıllardır vakıfız lakin bunu bir hafıza olarak yorumlamak açıkçası hiç birimizin aklına gelmemişti.”

28 Şubat 2139: Üzerinde su haznesi bulunan yeni kimlik kartları dağıtılmaya başladı. Uzmanlar hızla Büyük Patlama öncesine dönülebileceğini, yeni sistemin hayatın her alanında kullanabilecek düzeyde güvenli olduğunu açıkladı.

3 Mart 2139:Crazy_Badboy, yaptığı son açıklamada emekliye ayrıldığını ve Yusuf Özkan’ı tebrik ettiğini açıkladı.

4 Mart 2139: Dünyaca ünlü çelik kasa firması, Namık Zhang ile yapmış olduğu sözleşmeyi tek taraflı fes ettiğini açıkladı. Fesih nedeni olarak Zhang’ın yapmış olduğu çıplak koşuyu gösterse de asıl nedenin “suyun hafızası” keşfi olduğu iddialar arasında.

5 Mart 2139: Hızla dünya çapında bir reklam yıldızına dönüşen Namık Zhang yaptığı açıklamada: “Kimse Zhang ile dalga geçemez, hakkımı mahkemede savunacağım,” dedi. Bir gazetecinin yeni şifreleme sistemi hakkındaki sorusuna karşın tarihe geçmiş o sözlerini tekrarladı. “Saçmalık... Kafanıza dank ettiğinde aklınıza Zhang gelecek,” dedi...