Muharrir iş başında!

Giovanno Papini’nin Gog’unu ilkgençliğinde okuyanlar iflah olmaz birer hikaye avcısına dönüştü
Giovanno Papini’nin Gog’unu ilkgençliğinde okuyanlar iflah olmaz birer hikaye avcısına dönüştü

Sivri dilli, keskin zekalı ve ince görüşlü muharrir iş başında! Papini için söyleyeceklerimiz özetle bundan ibaret. Ama unutmayın ki şeytan ayrıntıda gizlidir! Papini için de durum bundan farklı değil. Papini’nin alamet-i farikası kayıtsız ve kasıtsız bir göze oldukça sıradan ve olağan görülecek durumların içindeki kötücül yanı bulması olmalı.

Giovanno Papini’nin Gog’unu ilkgençliğinde okuyanlar iflah olmaz birer hikaye avcısına dönüştü, Monsignore Papini ile üniversite yıllarında tanışanların bir kısmı halen sinizmin doruklarında dolaşıyor, bir kısmı ise keskin birer şüpheci olarak kamuya hizmet ediyorlar. Ancak şunu rahatlıkla iddia edebiliriz ki Papini, okurunda unutulmaz izler bırakan bir yazar. Bu kadar üretken bir yazarı biz Türkçe okurlarının onu yalnızca Gog ile tanıması ise esefle karşılanmalı. Gerçi durum yalnızca Türkçede böyle değil. Borges bile Papini için “zorla unutturulmuş bir yazar” diyordu, bunu bertaraf etmek içinse Babil Kitaplığı’nda kendisine manzaralı bir oda ayarlamıştı. MonoKL Edebiyat ise güzel bir işe girişerek, biz ölümlülerin dünya üzerindeki günleri tükenmeden Papini’nin toplu öyküleri olan Düşsel Konçerto’yu dilimize kazandırdı. 2012’de konçertonun ilk kısmını çevirmişlerdi, 2015’te ise ikinci cildin basımıyla nihayete erdi. Darısı Opera Prima’nın başına1.

2012’de konçertonun ilk kısmını çevirmişlerdi, 2015’te ise ikinci cildin basımıyla nihayete erdi.
2012’de konçertonun ilk kısmını çevirmişlerdi, 2015’te ise ikinci cildin basımıyla nihayete erdi.

Sivri dilli, keskin zekalı ve ince görüşlü muharrir iş başında! Papini için söyleyeceklerimiz özetle bundan ibaret. Ama unutmayın ki şeytan ayrıntıda gizlidir! Papini için de durum bundan farklı değil. Papini’nin alamet-i farikası kayıtsız ve kasıtsız bir göze oldukça sıradan ve olağan görülecek durumların içindeki kötücül yanı bulması olmalı. Bir kez o kötücüllüğü yakaladığınızda ise sizin de görüşünüzü ele geçirip dünyada o kötücüllüğü aramaya başlıyorsunuz. Papini’nin bakışı, insanların maskelediği, türlü kılıflarla gizlediği ancak bir şekilde o örtünün altından kaçmayı başaran kötücüllüğü bir radar gibi yakalıyor.

Yine unutmamak gerekir ki, Papini sıkı bir tenkitçi. Batı felsefe tarihinin ululaşmış figürleriyle de, kendi çağının entelektüelleriyle de giriştiği felsefi münazaralardan mağrur zaferlerle ayrılmış bir yazar. O nedenle, kelimelerinin altından felsefi problemlerin nanik çekmesi de mümkün, öykülerin tamamen Batı entelektüel tarihinin figürlerinden oluşması da. Demem odur ki, bir felsefe öğrencisi için de Papini’nin öykülerinde sayısız dersler vardır.

Anlaşılan Papini’nin dünyasında sıradanlığa yer yok.
Anlaşılan Papini’nin dünyasında sıradanlığa yer yok.

Yazımızın bu aşamasına vardığımıza göre, Düşsel Konçerto’daki öykülerin kurgusundan bahsedebiliriz. İster üslup deyin ister Papini’nin gazetecilik ve dergicilik günlerinden kalma bir alışkanlık; öyküler genelde anlatıcının bir olaya tanık olması ve o olayı biz saygıdeğer okurlara anlatması, e anlatırken de o olay hakkında neler düşündüğünü araya sıkıştırmasından müteşekkil.

Unutmadan ekleyelim, yine gazeteci hassasiyetiyle, bu olaylar her zaman haber niteliği taşıyan tuhaflıklar, ilginçlikler olarak arz-ı endam ediyor. Anlaşılan Papini’nin dünyasında sıradanlığa yer yok.

Herhalde şöyle söylememize izin vardır: Papini, kurguladığı ilginç olaylar, iflah olmaz bir şüpheci olarak o olaylara yaklaştığında gördüğü kötücül güçler ile gündelik hayata sinmiş ideolojik ve dogmatik tavırları, biz ölümlülerin sakatlanmış vicdanlarını ve köreltilmiş sağduyularını, ifademi mahzur görürseniz, yüzümüze çarpıyor.

Tabii bunu yaparken keyifli bir dil kullanması ve acayip olayların arkasına gizlemesiyle gerçeklik duygusunu kırmayı başarıyor. Bize de okuması düşüyor.

  • 1 Meraklısına not: Opera Prima, Papini’nin şiirlerini topladığı kitabın adı. Öykülerini konçerto, şiiri opera olarak görmesi ilginç. Burdan bir poetika çıkar mı? İtalyan dili ve edebiyatı mezunları göreve!
  • Sadece hikayeden ibaret öyküleri, “e bunu bizim İsmail usta da anlatıyor” diye beğenmiyorum. Biçimsel oyun, zekâ gösterisi içeren öykülere “Hani bunun hikayesi?” diyorum. Off ya! Herkes benim gibi yazsa da kurtulsam! (İsmail usta: mahallemizin berberi) (AE)