Neden olmasın?

MUTLAK BİR ÇIKMAZ YOL - ABDULLAH KASAY - LORAS KİTAP
MUTLAK BİR ÇIKMAZ YOL - ABDULLAH KASAY - LORAS KİTAP

Öykülerde bireyin ruhsal durumunu çözümleme denemeleri ile karşılaşılıyor. Bu öykülere yoğun bir anlatımın eşlik etmesine haliyle betimsel bir üsluba sebep oluyor. Bazen anlaması zor olabilecek cümlelerle muhatap oluyor okuyucu.

"Pazarda pamuk şeker satan on yaşlarındaki çocuk, kızımı göstererek; al abi, dedi. Çocuk sevinsin. O an şekeri almakla kimin sevineceğini bilmezdim." Bu satırlar Abdullah Kasay'ın Mutlak Bir Çıkmaz Yol1 kitabındaki "Kim Sevinsin?" öyküsünden. Öykü de bu kadar zaten. Bu küçürek öykü kitabın içindeki tüm anlatılar hakkında fikir verebilecek türden: Tema, kurgu ve dil üzerine bu küçürek öyküden yola çıkarak konuşulabilir. Genel itibariyle Kasay'ın öykülerini kurguladığı fikirler güzel. Öykülerin başlangıç noktaları, sağlam bir kurgu ile muhatap olunacağı hissini veriyor. Ama bunun her öykü için geçerli olduğunu söylemek tabii ki mümkün değil. Küçürek öyküdeki kahraman bir çocuk. Öykülerdeki kahramanların çoğunun ve anlatıcıların dahi çocuk olduğunu belirtmek gerekiyor. Kırsalda yaşayan çocuklar, bu çocukların izlenimleri, gözlemleri kimi zaman çocuk üslubu ile okuyucuya anlatılıyor. Yazarın çocuk/luğun derin yaralarını, bunların ince izlerini yaşayan bir kişi olarak yazması, öykülerdeki gerçekçi havayı okuyucunun da solumasını sağlıyor.

"Sırası mı Şimdi"de anlatılan ay tutulması, ayın kaybolduğunu zanneden bir çocuğun safiyane üzüntüsü, bu hususun yakalanabileceği iyi örneklerden biri. Öykülerdeki gerçekçi atmosfere ayrıca parantez açarak dikkat çekilebilecek bir noktayı belirtmekte fayda var. Gerçekçi atmosferin her öyküde başarı ile kurgulandığı söylenemez. "Yarım Kalan" öyküsünde hurda mezarlığına bir arabayı görmek isteyen kahraman var; Oğuz. Mezarlığın sahibi birkaç gün önce getirilen bir arabayı görmek isteyen Oğuz'a mihmandarlık yapıyor ve bu arada da mezarlığın hikâyesini anlatıyor. "Adam usulca arkasına dönüp konuştu; her birinin ayrı bir hikâyesi vardır. Bu işe başladığımda, yani çok önceleri gelen her aracın hikâyesini merak eder, araçları getiren çekicilere uzun uzun sorardım." Bir hurdacı kendisine getirilen bir arabanın hikâyesini neden merak eder, onun hakkındaki ayrıntıları neden öğrenmek için uğraşır diye sorabilir okuyucu.

Genel mantıkta hurdacı arabayı alır ve ondan kazanacağı parayı düşünür. Belki de kapitalist sistemin kattığı düşünme şekillerinden biri olarak akla gelen ilk sorgulama bu. Kasay, genel bakış tarzının dışına çıkmayı isteyerek, daha hikmet barındıran, kendini arayan kahramana bir usta kazandırmak istemiş olabilir. Mezarlık sahibi anlattıklarıyla, Oğuz'u yönlendirme şekliyle bu kisveye bürünebilecek şekilde sergileniyor çünkü. Karakterlerin betimleme yerine çoğunlukla diyaloğa girmeleri öykülere bazen film, dizi senaryosu okuyormuş hissini yaşatabiliyor, şiir okuyormuş tadı bırakıyor okuyucunun zihninde. Hem bu minvaldeki hem küçürek hem de tam öykü formatında yazılan anlatılar, okuyucuyu ironi ve hikmet atmosferine sokarak, dünyadaki yolculuğuna kimi zaman gülümseyerek kimi zaman üzülerek bakmasına neden oluyor.

Öykülerde bireyin ruhsal durumunu çözümleme denemeleri ile karşılaşılıyor. Bu öykülere yoğun bir anlatımın eşlik etmesine haliyle betimsel bir üsluba sebep oluyor. Bazen anlaması zor olabilecek cümlelerle muhatap oluyor okuyucu. Bu nokta bir örnek verilerek daha açık kılınabilir. "Baygın bir elma kokusu var, sevinçliyim, zıplasam göklere adım atacak gibiyim." cümlesine "Sırası mı Şimdi?" adlı öyküsünde yer veriyor yazar. "Bu Yeni Değil"deki şu cümleye de dikkat çekilsin: "Bilmezdi, insanlar ne denli büküp, ezer içimi, görmezdi hiç." Cümleleri tek seferde kurgu içine oturtmak kimi zaman zor olabiliyor, örnek cümlelere benzer diğer öykülerdeki daha uzun cümleler de yorucu olabiliyor. Yine "Bu Yeni Değil"deki bir cümle ile anlaşılırlığı gölgeleyen bulut gösterilebilir: "Konuşmasak da buz içinde ölü balık gibi dursak da insanın hala o keşfedilmemiş yanlarını şıp diye bile Necip adım adım benimleydi."

Ama öykülerin geneli için şu tespit yapılabilir: Cümlelerin hepsine yazar tarafından ayrıca bir anlam yüklenmiş gibi duruyor. Yazar belki de yeni anlatım şekillerinin ilk anlatıcısı olmak için deneme girişimlerinde bulunuyordur. Neden olmasın?

  • 1 Loras Yay., 2021, 96 s.