Yeni başlayanlar için edebiyat

Okunmayan Şair Pasiflorası: Şiirleri okunmayan, etkilemeyen, bir çıtırtı bile uyandırmayan kimi şairin ilk aklına gelendir.
Okunmayan Şair Pasiflorası: Şiirleri okunmayan, etkilemeyen, bir çıtırtı bile uyandırmayan kimi şairin ilk aklına gelendir.

Henüz onu anlayacak, o ulvi okuyucu dünyaya gelmemiştir. Zamanının çok ötesinde gittiği için dikkat çekmemekte, ancak ilerideki o kutlu günlerde büyük bir şair olarak anılacaktır. Eğer okunan ve etki alanı geniş bir şaire rastlarsa, onu sıradan ve yüzeysel olarak nitelendirecektir.

Eğer okunan ve etki alanı geniş bir şaire rastlarsa, onu sıradan ve yüzeysel olarak nitelendirecektir.

Okunmayan Şair Pasiflorası: Şiirleri okunmayan, etkilemeyen, bir çıtırtı bile uyandırmayan kimi şairin ilk aklına gelendir. Rahatlayıp, kibrini muhafaza edebilmek için her gün bir kaşık alması gerekir. Okunmayan Şair Pasiflorası’nın prospektüsü ise takribi şöyledir: Henüz onu anlayacak, o ulvi okuyucu dünyaya gelmemiştir. Zamanının çok ötesinde gittiği için dikkat çekmemekte, ancak ilerideki o kutlu günlerde büyük bir şair olarak anılacaktır. Eğer okunan ve etki alanı geniş bir şaire rastlarsa, onu sıradan ve yüzeysel olarak nitelendirecektir. Yoksa kendisi dururken, onun tercih edilmesinin başka bir açıklaması olamaz. Bütün bunları her gün tekrarlar. Ağzından kolay kolay olumlu bir cümle dökülmez.

Devamlı kötüler ve eleştirirse eğer, egosunun çılgın kalabalığında metinlerinin yetersizliğini gizleyebileceğine inanır. Böylece yoluna devam eder ve kötü şairler kıraathanesinde herkese çay söyler. Olur da birisi yazdığı şiirlerden bir bölümü beğenir ve bunu sosyal ortamlarda paylaşırsa, kalbinde bir Nobel tertiplenir o vakit. Smokinini giyer ve övgüye doğru koşar adım gider. Övgü ile onun arasına girmek çok tehlikelidir. O an bütün o “yüzeysel olduğu için beğeniliyor” temalı düşünce balonları patlar, övgünün etkisi geçene kadar tedavüle girmez. Zamanla tesiri azalınca, şairimiz pasiflorası’nın kapağını açar ve o bildik formülü beynine yedirir. Böylece yaşar gider. Kuduzun sudan korkması gibi yetenekten korkar. Ona düşmanlığını belli edecek kadar cesareti olmadığı için arka sokakları kullanır. Oraları iyi bilir.

Şiir hakkında söyledikleri ve yazdıkları ile şiirinin genellikle alakası yoktur. Bu öyle bir uçurumdur ki, her gün egosu ile oradan atlar durur. Fakat büyük poetikasını, istifade etmek isteyen genç dimağlara sunacağını düşünür ve yüksek sanat görüşünden onlara ikram eder, lütfeder. Tatmin olmamış nefsini böylece memnun eder ve bir kaşık daha alır. (Furkan Çalışkan)