Aynı yolda eski bir adres:Jack Kerouac ve San Francisco

Haight Theater, 1948.
Haight Theater, 1948.

Kerouac ve San Francisco. Batıya doğru bir huruç hareketive Amerikan rüyasına bir başkaldırı denemesi. Liberty Caddesi’ndebulunan ahşap bir evin oturma odasından San Francisco’nunyağmurlu gecelerini aydınlatan bütün o yeşil vekırmızı ışıklarını görmenin mümkün olduğu zamanlar. Beatkuşağının İncil'i olarak anılan On the Road'un yolcusu JackKerouac, 1940'ların ortalarında New York'taki Columbia Üniversitesi'ndebir araya geldiği dostlar çetesiyle birlikte batıyadoğru yol aldığından beri, beat kültürü ile San Francisco şehriarasında kopması imkânsız bağlar var.

Belki Beat hareketi bu şehirde doğmadı ama, North Beach semtinde yaşayan bir Beat kalesi kuruldu.
Belki Beat hareketi bu şehirde doğmadı ama, North Beach semtinde yaşayan bir Beat kalesi kuruldu.

Aslında Kerouac’ın beatkuşağının diğer üyelerine göre San Francisco ile arasındaki ilişki biçimi, güçlü sayılabilecek bir mekân-yazar bağlamı içine oturmaz. Zaten sürekli yolda olmayı, bitmeyen bir arayışı ve dünyayı anlamayı merkezine alan bir edebi hareket için, yol metaforuyla varılacak yerin sabit bir mabet şehir olması beklenemez. Yine de San Francisco, en az Golden GateKöprüsü ve Alcatraz Hapishanesi kadar beatniklerin merkezi olmasıyla da meşhur bugün ve hâlâ aynı yolda eski bir adres olarak bekliyor. Belki Beat hareketi bu şehirde doğmadı ama, North Beach semtinde yaşayan bir Beat kalesi kuruldu. Bu kalenin burçlarında asılı duran beat ruhu taarruz gücünü kaybetse de nostaljik anlamını koruyor.

Jack Kerouac’ın evi, Massachusetts'in küçük bir kasabası olan Lowell’dı. Kerouac burda doğmuş ve nihayetinde yıllar sonra buraya gömülmüştü. Ama ruhu her daim San Francisco’daydı. Güney Pasifik Demiryolu’nda çalışan beat şairi Cassady’in ısrarlı ikna çabalarıyla 1951’de San Francisco’ya gelerek demiryolunda çalışmaya başlayan Kerouac, istasyon yakınlarındaki bir otelde haftalık 4 dolara konaklayarak yaşadığı bu zorlu günlerini, ilerde “mutluluk’’ tasviriyle hatırlayacaktı. San Francisco ücralarında, büyük buhran sonrası, uyku tulumları, ranzalar ve tanıdık bir arayışlar içinde; işçi, mutlu ve yalnız. Ve aklında Amerikan rüyası tarafından Japon semalarına indirilen o ‘‘büyük ve kederli bulut.’’

Sherman Elementary School, 1941.
Sherman Elementary School, 1941.

Kerouac-San Francisco karşılaşmasına şehrin ruhuyla yazdığı “Demiryolu Dünyasında Ekim” şiiri üzerinden bakıldığında, istasyondaki yolcuların ruh hâlinden başlayıp, bir kulüpte sabahın ilk ışıklarına kadar devam eden sohbetlere uzanan bu şehir hikâyesinin, San Francisco’nun baskın, akıl çelici, hareketli ve cazibeli güzelliğine yapılan bir vurguyla ilerlediğini söyleyebiliriz. Peki, şehrin o beatnik ruhunu bugüne bakan tarafıyla da anlamak mümkün mü sorusu, hâlâ güzel ve anlamlı. O hâlde adının verildiği Jack Kerouac Sokağı’ndan, beat kültürünün mabedi Şehir Işıkları (City Lights) Kitabevi'ne doğru yürürken düşünmeli bunları. Kerouac’ın, Vallejo Street’teki kahve içtiği Caffe Trieste’te mola verip, Henry Miller’ı ektiği Vesuvio’s’a uğrayarak, North Beach ruhunu buralardan tanımalı. Beat Müzesi’yle nihayet bulacak bir yolculuktur bu. Jack Kerouac Sokağı’na geri dönülür her seferinde.

  • Polo fields in Golden Gate Park, 1945.
  • Son olarak; beat kuşağının el kitabı On the Road (Yolda) romanındaki San Francisco gelip, bu yazıyı bitirsin o hâlde: Az sonra bir de baktık, Oakland yakınlarındaki bayırlardayız. Ardından, bir noktada, o doyumsuz güzellikteki beyaz şehir San Francisco gözlerimizin önüne serildi: masmavi Pasifik’in kenarında on bir gizemli tepe, etrafında yama yama patates tarlalarından bir sis duvarı, akşamüstü saatlerinin dumanı ve altın rengi. ‘Nefes alışını duyuyorum!’ diye bağırdı Dean.