Aziz Shokhakimov: Geleneksel Türk müziğini çok seviyorum

​Aziz Shokhakimov, orkestra şefidir.
​Aziz Shokhakimov, orkestra şefidir.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen47. İstanbul Müzik Festivali bu yıl 11-30 Haziran tarihleriarasında "Var Olmanın Aydınlığı, Var Olmanın Karanlığı" temasıyla gerçekleşiyor. Tekfen Filarmoni Orkestrasısürekli şefi ve sanat yönetmeni Aziz Shokhakimov11 Haziran Salı günü Lütfi Kırdar Kongre ve SergiSarayı'nda gerçekleşecek açılış konserinde sahne alacakve 17 Haziran Pazartesi akşamı günümüzün en ünlüviyolonselcilerinden biri olan Daniel Müller-Schott ile biraraya gelecek. 150 eserle 15 farklı mekânda 22 konserlemüziğin aydınlanma yolculuğundaki rolünü ve evrendekiikiliklerden doğan hikayeleri sahnelere taşıyacak olanfestivalin önemli konuklarından, dahi şef lakaplı AzizShokhakimov, Skyroad okuyucuları için sorularımızıyanıtladı.

Öncelikle bize müzik hikayenizin nasıl başladığını anlatır mısınız? Ayrıca çok genç bir yaşta orkestra şefi oldunuz. Bize biraz bu tecrübenizden bahsedebilir misiniz?

Babam klarnet ve saksafon üzerine eğitim almıştı, annem pop ve halk müziği icra ediyordu. Bütün kız kardeşlerim ve erkek kardeşim müzik üzerine eğitim aldılar ama asla profesyonel müzisyen olarak devam etmediler. Beş yaşındayken keman çalmaya başladım. 6 yaşındayken yetenekli küçük çocuklar için Vladimir Uspensky müzik okuluna kaydoldum.

Aziz Shokhakimov,Taşkent’teki Özbek Ulusal Konservatuvarı’nda Profesör V. Neymer’in öğrencisi olarak şeflik okudu.
Aziz Shokhakimov,Taşkent’teki Özbek Ulusal Konservatuvarı’nda Profesör V. Neymer’in öğrencisi olarak şeflik okudu.
11 yaşındayken kemanın yanında şarkı söylemek üzerine de eğitim almaya başladım, birkaç ay içinde şan hocam bir orkestrayla söylememi önerdi.

Okul orkestrasının şefliğini yapan Vladimir Neymer ile gerçekleştirdiğim seçmelerde başarılı olup kendisinden oda orkestrasıyla birkaç Napoli şarkısı söylemek üzere davet aldım. Üstat Neymer ile konser şarkıcısı olarak çalıştığım birkaç ay süren başarılı iş birliğinden sonra, kendisi orkestra şefliğine üzerine eğilmemi önerdi, orkestra şefliğine çalışmam için çeşitli çalışmalar gösterdi, bu çalışmaları da kolayca tamamladım. Bu noktadan sonra üstat Neymer ile yoğun şeflik derslerine başladık, ayrıca okul orkestrasıyla da prova yapma şansım oldu.

13 yaşımdayken, Özbekistan'ın senfoni orkestrasıyla Beethoven'ın 5. senfonisini çaldığımız bir konserde şef olarak görev aldım. Bir yıl sonra Taşkent operasında Bizet'in Carmen'ini icra ettik.2010'da Bamberg'de gerçekleştirilen Mahler Orkestra Şefliği yarışmasında 2.lik ödülünü kazandım. Yarışmadan sonra Staatskapelle Dresden, Deutsche Kammerphilharmonie Bremen, Oregon senfonisi, Teatro Comunale di Bologna ve diğerleri gibi iyi bilinen orkestralarla sahne almak için birçok davet aldım.

Müziğe olan yeteneğinizi kim keşfetti? Müzisyen olmaya ve klasik müziğe odaklanmaya nasıl karar verdiniz?

Sanırım beni her zaman destekleyen annemin yeteneğimin keşfedilmesinde büyük bir payı var, ayrıca beni klasik müzik dünyasına tanıtan hocamın da rolü yadsınamaz. Orkestra şefi olmam tamamen doğal olarak gelişti, hiçbir zaman kendimi başkaları için zorlamadım. Meğer hayatımdaki bütün tesadüfler aslında orkestra şefi olmam için bana yardım ediyorlarmış.

Müzikte kendinize örnek aldığınız idoller kimlerdir? Başka müzik türlerini de dinler misiniz?

İdol kelimesinden pek hoşlanmıyorum, işimi yapmam için bana ilham veren birçok muhteşem müzisyenler ve besteciler var tabii ki; Bach, Beethoven, Brahms, Tchaikovsky, Mahler, Shostakovich ve daha ismini sayamadığım başka birçok besteci de bu isimlere verebileceğim örneklerden.

Bernstein, Solti, Abbado gibi orkestra şefleri de ayrıca bana ilham veriyor.

Halk müziği hayranıyım, özellikle Kafkaslar’da yer alan ülkelerin halk müziğini çok beğeniyorum. Türk geleneksel müziğini de çok seviyorum.

Opera alanındaki ilk şefliğini 2002’de Özbekistan’ın Devlet Akademik Tiyatrosu’nda Bizet’nin Carmen operasını yöneterek yaptı.
Opera alanındaki ilk şefliğini 2002’de Özbekistan’ın Devlet Akademik Tiyatrosu’nda Bizet’nin Carmen operasını yöneterek yaptı.

Sizi ilk kez izleyecek olanlara ne söylemek isterdiniz?

Gelmeden önce çalınacak eserlerle ilgili biraz okuma yapmalarını önerebilirim. Konser süresince de gözlerinizi kapatıp müziğin tadını çıkarın.

2017-2018 sezonundan beri Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın şefi ve sanat direktörü olarak görev yapıyorsunuz. Sizin yönetiminiz altında birçok genç yetenek orkestranıza katıldı. Bize biraz gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?

Benim önceliğim her zaman orkestranın seviyesini yükseltmektir. Orkestramızda birçok yetenekli müzisyen var ve seviyemiz günden güne yükseliyor, bu durum da bizim için iyiye işaret tabii ki. Bu kadar başarılı bir yönetici ekibe sahip olduğum için çok mutluyum. Ekibimiz her zaman destekçimiz, bize her durumda yardımcı oluyor ve müzisyenlerimizle ilgileniyorlar. Benim için diğer adım Tekfen orkestrasını uluslararası üne kavuşturup Türkiye’yi gururlandırmak.