Doğu ile Batı’yı buluşturan kokular: Nishane’nin yeni parfümleri

2015 yılında ortaya çıkardığımız giriş koleksiyonumuzda İstanbul'un kozmopolit yapısını kokularla anlattık. İlerleyen süreçte 2016'da Mevlana, 2017'de Hacivat - Karagöz, 2018'de Küçük Prens, sonrasında da dostluk, barış ve ırkçılık karşıtı mesajlar verdiğimiz "No Boundaries" koleksiyonumuzu yaptık. İnsanların gözünde kokuları ve vereceği mesaj merak edilen bir marka hâline geldik.

Nanshe

Bu sene çıkardığımız Ege ve Nanshe için çalışmaya aslında bir buçuk sene önce başladık. 2020'de salgın, yangınlar ve deprem gibi kötü olaylar yaşadık. Sadece Türkiye için değil, dünya için de kötü bir yıldı.

Dünyaya bereket ve huzur sağlaması niyetiyle Sümer Tanrıçası olan Nanshe isimli kokumuzu yaptık. Kadim kültürlerde, insanlar bereket ve doğurganlık için neyi kullanmış diye düşündüğümüzde bu kokumuzda beraber çalıştığımız Cecile Zarokian'la birlikte yüzyıllar boyunca insanların gülü kullandığını fark ettik. Bütün medeniyetlerde gül kokusu ve gül yağının doğurganlığı artıran ana madde olarak kullanıldığını gördük. Sümer ve Mezopotamya'nın topraksı havasıyla birlikte mistik bir gül kokusu yaptık. Ama net, klasikleşmiş gül kokusu tanımına uyan bir koku değil. Mistik, topraksı, iyi hissettiren bir gül parfümü ortaya çıkardık.

Ege

Ege'de, İstanbul doğumlu Yunan parfümör Ilias Ermenidis'le çalıştık. Ortak yaşamayı, beraber paylaşılan kültürü, Ege'de birbirimize yakın olduğumuzu, dışarıdan çok farklı gibi gösterilmeye çalışılsa da mutfakta, müzikte, duygularda ne kadar çok ortak değerimiz olduğunu görüyoruz ve bunların altını çizmek istedik. Dünyanın cennet köşesi olan Ege'nin mavi ve berrak suyunu, anason kokusunu ve yeşil notalarla Ege'nin yaz akşamlarını andıran bir parfüm yaptık. Ege'yle yaz esintisi ve onun verdiği mutluluğu, ferahlığını ortaya çıkardık.

*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.