Dünyanın en tuhaf müzeleri

Çirkin Sanatlar Müzesi - ABD

Çirkin Sanatlar Müzesi’nin hikâyesi, bir antika satıcısı olan Scott Wilson’un 1993’te çöpte bir tablo bulmasıyla başlar. Wilson, çerçevesini satıp tablonun kendisini atmayı planlar ancak arkadaşları, tabloyu değerlendirmesini önerir. Emeğe kıyılamayan bu ilk tabloyla birlikte müzenin temelleri atılmış olur. Çirkin Sanatlar Müzesi, başka hiçbir yerde takdir edilemeyecek kadar kötü "sanat eserlerini" dünya ile buluşturmayı hedefliyor. Boston’da yer alan müzede hem çöplerin arasında bulunan, hem ikinci el mağazalardan satın alınan hem de "başarısız" sanatçıların bağışladığı eserler sergileniyor. Bağışladığı eseri müzeye kabul edilecek kadar "kötü" değilse ve müze küratörü tarafından reddedilirse sanatçı, eserinin pek fena sayılmayacağı yönünde cesaretlendirilmiş oluyor. Eser, müzeye kabul edilirse de en azından bir müzede sergilenen eserinin olmasıyla böbürlenebiliyor…

• 600’un üzerinde çirkin sanat eserine sahip müzenin kötü portreleri içeren "Poor Traits" ve ünlülerin çirkin tablolarının sergilendiği "Doppelhangers" gibi koleksiyonları bulunuyor.

İnsan Hastalıkları Müzesi - Avustralya

New South Wales Üniversitesi (UNSW) kapsamında bulunan İnsan Hastalıkları Müzesi’nin sloganı, "Düşmanını Tanı!". Müzenin amacı, hastalıkların insan bedenine neler yapabildiğini gözler önüne sererek insanların yaşam biçimlerini, alışkanlıklarını ve beslenme düzenlerini gözden geçirmelerini sağlamak. Öğretici ama aynı zamanda korkutucu olan sergi kapsamında 2500’ün üzerinde hastalıklı gerçek insan dokusu örneği bulunuyor. Ziyaretçiler, görecekleri enfeksiyonlu organlara, obezite veya kanser gibi hastalıkların insan bedenine neler yapabileceğinin görüldüğü doku örneklerine ve tümörlü beyinlere karşı uyarılıyorlar.

Kırık Kalpler Müzesi - Hırvatistan ve ABD

Kırık Kalpler Müzesi, bir zamanlar sevgili olan ve dört yıllık ilişkileri sona erdikten sonra "eşya paylaşımı" konusunda ne yapacağını bilemeyen Olinka Vištica ve Dražen Grubišić’in imzasını taşıyor. "Bir müze olsa da, ilişkimizi sembolize eden eşyalar çöpe gitmese" diye öylesine ortaya atılan bir laf, ikilinin ayrılsa da beraber kalmasıyla ve gerçekten de müze kurarak "iş ortağına" dönüşmesiyle bambaşka bir boyut kazanmış. Koleksiyonları duyulmaya başladığından bu yana dünyanın dört bir yanındaki kırık kalpliler, eski aşklarından geriye kalan nesneleri hikâyeleriyle birlikte paylaşıp sergiyi sürekli geliştiriyorlar.

Şeytan Müzesi - Litvanya

Litvanyalı sanatçı Antanas Žmuidzinavičius’un birkaç parçadan oluşan özel koleksiyonu, günümüzde 3000’in üzerinde parçaya ev sahipliği yapan bir müzeye dönüşmüş durumda. Yeryüzündeki tüm şeytanları üç katlı bir binaya sığdıran müzede; ahşap, seramik, taş veya kâğıttan yaratılmış şeytan formları, şeytanı simgeleyen maskeler ve resmeden tablolar yer alıyor. Dünyanın dört bir yanındaki "satanik" nesnelerin bir araya geldiği müze, farklı kültürlerin ve mitlerin şeytanı nasıl gördüğünü aktarması açısından önem taşıyor. Sadece Litvanya’da şeytana ilişkin 5000 efsane ve şeytanın adıyla bağlantılı 400 yer adı bulunuyor. Litvancada binden fazla kelimeyle adlandırılan şeytanın insan ve sanatla ilişkisini keşfetmek için eşsiz bir müze.

Uluslararası Muz Müzesi - ABD

Muza "adanmış" Uluslararası Muz Müzesi’nde muz ile ilgili 25.000’in üzerinde nesne bulunuyor! 1999 yılında, "tek bir meyveye adanmış en kapsamlı müze" rekoru ile Guinness Dünya Rekoru’nu kıran müze, kurucusu Ken Bannister’in muz şeklini gülümsemeye benzetmesi ve bu müzenin insanları gülümseteceğine inanmasıyla ortaya çıkmıştır. Bannister, aynı zamanda "Uluslararası Muz Kulübü’nü" kurmuş ve kulübe, muz ile ilişkili objeleri müzeye bağışlayanları kabul etmeye ve koleksiyonu genişletmeye başlamıştır.

Dondurma Müzesi - ABD

Çocukların ve yetişkinlerin pembe bir dünyaya adım atıp eğlenebildiği Dondurma Müzesi, aslında dondurma tarihi gibi konularda bilgi edinebileceğiniz bir müze değil. Aksine, müze tanımına kesinlikle uymuyor. Daha ziyade sosyal medya etkisiyle ortaya çıkan "selfie müzesi" tanımına birebir uyan bir mekân. "Selfie müzesi" terimi, Instagram’da paylaşılmak üzere tasarlanan ve göze hitap eden mekânlar ve deneyimler sunan müzeler anlamına geliyor. Bu müzeler için "experience" (deneyim) ve "museum" (müze) kelimelerinden oluşan "experium" portmanteau kelimesi de kullanılıyor. Dondurma müzesi, mevsimlere ve dönemsel kutlamalara göre farklı temalara göre şekillendiriliyor ve Instagram’da beğeni garantisi sunuyor.