Dünyanın sonu: Ushuaia

Ushuaia, Arjantin'in en güneydeki şehridir.
Ushuaia, Arjantin'in en güneydeki şehridir.

Arjantin’in Tierra del Fuegobölgesinde bulunan Ushuaia’nınçevresi, karlı dağlar, Beagle Kanalıve ıssız çorak topraklarla sarılı.Ancak bu şehre her yıl neden bukadar ziyaretçi geliyor? "Dünyanınen güneyindeki şehir" ya da "Dünyanın sonu" gibi unvanlarıbulunan Ushuaia elbette meraklıgezginlerin gözdesi.

Öyle ki "Dünyanın Sonu" tabiri, otel, restoran ve dükkânlar yanında, yerel bir gazete, demiryolu hattı ve bir tango kulübünün adında da yer alır. Ushuaia, çetin geçen kışları nedeniyle suçluların sürüldüğü "Güney Sibiryası" lakaplı bir mahkûm kolonisine ev sahipliği yapmış olmasına rağmen, bugün turistik ve modern bir şehir.

Şehrin trajik hikâyesi

Diğer birkaç şehirle, Dünyanın en güneydeki şehri unvanı için tartışma halinde olan bir şehirdir.
Diğer birkaç şehirle, Dünyanın en güneydeki şehri unvanı için tartışma halinde olan bir şehirdir.

Ülkenin başkenti Buenos Aires’ten 3068 km uzaklıktaki bu şehirde yaşamanın melankolik bir hal alacağı malum. Ancak bölgenin dünyadan izole olmuş durumu ve şaşırtıcı doğal güzelliği insanda ayrı bir bağ oluşturuyor.

Bölge 6 bin yıl boyunca Onas ve Yamanes adlı iki yerli halka ev sahipliği yapmış. Bölgedeki huzur 16. yy’da Avrupalı yerleşimcilerin gelişiyle bozulmaya baslamış. Ünlü kâşif Ferdinand Macellan bölgeye ayak basan ilk Avrupalı kâşif olmuş ve gemisinden yerli halkın tutuşturduğu ateşi gören Macellan, burayı önce "Duman diyarı" olarak adlandırmış. Daha sonra bölge "Ateş diyarı" olarak anılmaya başlanmış burası. Avrupalılar, yerli halkların avcı toplayıcı yaşam tarzını özellikle altının keşfiyle rahatsız etmeye başlamış. Günler geçtikçe bölgede yerli nüfus azalmış ve maalesef bugün de bu halkların soyundan gelen kimse kalmadı.

Mahkumların insa ettigi şehir

Ushuaia, bölgenin eski sahipleri Yámana dilinde Doğuya bakan koy anlamına gelir.
Ushuaia, bölgenin eski sahipleri Yámana dilinde Doğuya bakan koy anlamına gelir.

Şehrin tarihsel açıdan belki de dönüm noktası, meşhur Ushuaia cezasının çekildiği hapishane. Şili ve Arjantin bölge için mücadele ederken, Arjantin bu topraklardaki hakimiyetini güçlendirmek için bir koloni kurmaya karar verir. 1885 yılında hükümet, ülkenin en tehlikeli mahkumları için, kaçacak bir yerleri olmadığını bildiğinden, Ushuaia’ya bir ceza kolonisi kurar. Mahkumların da emeğiyle şehir inşa edilmeye başlanır. Hatta mahkumlar zamanlarının çoğunu atölyelerde geçirir. 1947’de kapanan hapishane ziyaretçiler için yeniden düzenlenir.

Ushuaia’nın çevresi de görülmeli

Bu arada Ushuaia’nın güzelliğini görmek için şehrin dışına da çıkmak gerekiyor. Yukarıdan muhteşem Bengal Kanalı’na bakan şehir, ziyaretçilere çarpıcı bir gün batımı sunuyor. Şehir dışındaki grafiti kaplı terk edilmiş binalar, kanal boyunca kuru arazilere demirlemiş gemiler insanı bambaşka bir atmosfere taşıyor.

Tierra del Fuego Ulusal Parkı’nın

Arjantin eyaleti olan Tierra del Fuego'nun başkentidir.
Arjantin eyaleti olan Tierra del Fuego'nun başkentidir.

Essiz güzelliği Tierra del Fuego Ulusal Parkı da Ushuaia’ya ve çevresinde görülmesi gereken yerlerden. Park bünyesinde bulunan Ensenada Koyu çevresinde yemyeşil ormanlar ve büyük göller gerçekten etkileyici. Körfeze doğru inerken dünyanın en güneyindeki postaneye de uğranılmalı. Patagonya olarak da adlandırılan bu geniş bölgede vahşi hayatın birer parçası olan hayvanları gözlemlemek bile ayrı bir keyif.

Yecapasela Penguen Adası’na da 15 dakikalık bir tekne yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Adaya çıkarken etraftaki 6 bine yakın Macellan pengueniyle göz göze geliniyor. Ziyaretçilerin meraklı bakışlarına alışan penguenleri doğal ortamlarında görebilmek bir ayrıcalık.

Antarktika’ya son durak

"Dünyanın sonu" olarak ünlenen bir şehrin aslında varılacak son durak olması gerekir gibi bir algı var. Ancak çoğu gezgin Ushuaia’yı Antarktika’ya geçiş için bir durak olarak da kullanıyor. Soğuk ve rüzgârlı Ushuaia'nın doğal güzelliği, dünyanın dışına çıkıldığı algısını oluşturan Antarktika’ya bir giriş kapısı gibi…