Düşlerdeki doğa Matka Kanyonu

Matka Kanyonu
Matka Kanyonu

Çocukken yaptığımız resimler vardı ya, iki dağ arasından akan nehir, bu dağların üzerinden yükselen güneş ve biraz da eklediğimiz kuşlar... Bu manzaranın sadece yaptığımız resimlerde var olduğunu düşünüyorsanız demek ki Makedonya’daki “Matka Kanyonu”nu henüz görmediniz.

Vizesiz ülkeler uzun süredir gezginlerin rotasını çiziyor. Bu anlamda Balkanlar, popülerliğini koruyor. Genel tur paketlerinde Makedonya hiç şüphesiz biraz üstünkörü geziliyor ancak bu ülkenin keşfedilmesi gereken çok sayıda doğal güzelliği var. İnternetten “Makedonya’da nereleri gezebilirim?” diye aradığınızda bile karşınıza çok çıkmayan Matka Kanyonu, dünyada mutlaka görülmesi gereken 100 doğa yerinden biri olarak tanımlanıyor. 5 bin hektara yayılan bu tabiat harikası Makedonya’nın başkenti Üsküp’ten ortalama 20 km uzaklıkta yer alıyor. Makedonya’da 2-3 gün geçirecekseniz kesinlikle bir tam gününüzü buraya ayırabilirsiniz.

Cennete açılan kapı

Üsküp’ten Matka Kanyonu’na çeşitli alternatiflerle ulaşabilirsiniz. Makedonya oldukça ucuz bir ülke olduğu için taksiyi kullanmak en pratik yöntemlerden biri... Bin Dinar’a yani ortalama 45 TL’ye gidip dönebilirsiniz. Yine de seyahatinizi daha ekonomik gerçekleştirmek istiyorsanız (pazar günleri hariç)Üsküp eski çarşıdaki merkez duraktan, 60 numaralı otobüse binip son durakta inebilirsiniz. Matka’ya gitmeyi bu şekilde seçerseniz 45 dakikada, 35 Dinar’a yani ortalama 1.5 TL’ye ulaşabilirsiniz. Ulaşım için önemli bir notum daha var eğer araç kiralayacaksanız tabelalar çok sağlıksız o yüzden mutlaka navigasyona ihtiyacınız olacak.

Matka Kanyonu'nda hayattan romantik bir gün çalabilirsiniz.
Matka Kanyonu'nda hayattan romantik bir gün çalabilirsiniz.

Matka Kanyonu’nda bir gün

Matka Kanyonu’na iner inmez kendi öz benliğinizi hissedeceksiniz. Neredeyse el değmemiş doğal bir güzelliği barındıran kanyon, size burası için neden daha önce gelmediğinizi sorgulatacak. Matka Kanyonu’nda yapabileceğiniz alternatiflerin başında 6 km’lik dar ve zor bir yolda yürüyerek bölgeyi tanımak geliyor. Ardından tekne turuna katılıp, yürüyerek dahi göremeyeceğiniz yerleri fotoğraflarını çekebilirsiniz. Ayrıca girişteki restoranda özel lezzetleri tadabilir, Aziz Andrew Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Tüm bunlardan sonra hayran kalacağınız doğada, içinizden bir ses size “Bu gece gitme burada kal” derse emsalsiz manzaraya sahip bölgedeki tek konaklama yeri Matka Canyon Otel’de hayattan romantik bir gün çalabilirsiniz. Gelin şimdi bu masal diyarındaki bu aktivitelerin detaylarına göz atalım.

Vrelo Mağarası’nın içerisinde 2 göl, sarkıtlar ve dikitler var.
Vrelo Mağarası’nın içerisinde 2 göl, sarkıtlar ve dikitler var.

Dünyanın en derin yeraltı suyuna yolculuk

Kanyonun hemen başlangıç noktasında bile yeşilin tonları adeta bir masal yolculuğuna davetiye çıkarıyor. Merkezin başlangıç noktasında sizi küçük tekneler karşılıyor. Bu teknelere binmenizi özellikle tavsiye ediyorum çünkü bu güzergâh sizi yaya yolunun götüremediği yerlere götürüyor. Ortalama 1 saat süren bu yolculuk, kişi başı 400 Dinar’a yani yaklaşık 18 TL’ye geliyor. Bütün dağların yansımasının ayna gibi suya vuran yüzeyinde yol aldıkça Vrelo Mağarası’na varılıyor. Dünyanın en doğal 7 harikası seçimi projesi olan “New7Wonders” projesine aday gösterilen Vrelo Mağarası’nın içerisinde 2 göl, sarkıtlar ve dikitler bölgeyi daha da mükemmel kılıyor. Burada yer alan büyük göl, coğrafi açıdan çok önemli bir yere sahip çünkü burası dünyanın en derin yeraltı suyu unvanını taşıyor.

Gölde tekne turu yapanlara el sallamak bu kısa yolculuktaki seremonilerin başında geliyor.
Gölde tekne turu yapanlara el sallamak bu kısa yolculuktaki seremonilerin başında geliyor.

Lezzetli göl balıkları

Tekne turu bittiğinde yürüyüş öncesi; çiçekleri, manzarası, ahşabın verdiği sıcak görüntüsü ile iştah açıcı restoranı, menüsü ile emrinize hazır. Makedonya için ucuz dedik ancak ülkedeki görüp görebileceğiniz en pahalı restoranlardan biri burada yer alıyor. Türkiye’ye göre karşılığı çok yüksek olmasa da, ülke standartlarına göre pahalı olan bu restoranda lezzetli yemeklerin arasında göl balıkları ilk tercihiniz olmalı. Hem açık hem de kapalı yeri olan restoranın yemek sunumu da oldukça şık. Eğer karınlar doyduysa ise şimdi hem tehlikeli hem de çok keyifli bir yolculuk sizleri bekliyor...

Mavi ve yeşilin arasında kaybolmanın tadı...

Kanyonu gezebileceğiniz parkur için spor ayakkabı giymeniz size önemli bir rahatlık sağlar. Biraz engebeli bu yolda bir tarafınız alabildiğine yüksek dağlar, diğer tarafınızda ise bu dağların tamamının yansıdığı ayna gibi duran göl, ziyaretçilerini adeta kucaklıyor. Kıvrımlı giden bu yolda bağıra bağıra şarkılar söyleyen gençlere denk gelmeniz an meselesi... Gölde tekne turu yapanlara el sallamakta bu kısa yolculuktaki seremonilerin başında geliyor. Ancak çok dikkatli olmak gerekiyor çünkü yol bazen çok kaygan ve keskin olabiliyor, sıkı tutunmazsanız oldukça tehlikeli olabilir. Bir diğer önemli nokta ise yürüyüş saatine dikkat etmeniz gerekiyor. Dönüşte havanın aydınlık olması çok önemli çünkü aydınlatma yok ve yol tehlikeli... Diğer bir önemli detay ise kanyonu çevreleyen bu patika yolu tamamen bitirecekseniz, yanınıza mutlaka su almalısınız zira yol oldukça uzun.

Hayran kalacağınız doğada, içinizden bir ses size “Bu gece gitme burada kal” diye fısıldayacak.
Hayran kalacağınız doğada, içinizden bir ses size “Bu gece gitme burada kal” diye fısıldayacak.

600 yıllık kilise

Patikayı bitirdikten sonra hâlâ enerjiniz kaldıysa Aziz Andrew Kilisesi’ni ziyaret edilebilirsiniz. 1389’da yapımı biten kilise, İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Andrew’e adanmış. Oldukça küçük olan kilisede fotoğraf çekmek kesinlikle yasak.

Kanyondan ayrılamayanlara özel

Bu kanyona özgü hayvan ve bitki türlerini görmek, incelemek ve adeta belleğinize kazımak için “Bir gün bana yetmez” diyebilirsiniz. Düşlerinizdeki doğayı bulmuşken bir gece konaklamak istiyorsanız “Canyon Matka Otel” bölgedeki tek seçeneğiniz. 2 kişi geceliği ortalama 40 Euro olan otelin her odası dağlara ve göle bakıyor. Gecenin ve gündüzün ayrı keyifli yaşandığı bu eşsiz tabiat harikasından ayrılmak inanın hiç kolay olmayacak tıpkı tüm gidenlerin yaşadığı bu duygu gibi...