Gezdim Gördüm Yedim: Sedat Demir

Güney Kore - Seoul
Güney Kore - Seoul

Dedalus Kitap Genel Yayın Yönetmeni öykücü yazar Sedat Demir, Seul seyahatini Skyroad okuyucuları için değerlendirdi.

En son evinizden çok uzağa nereye gittiniz?

En son Seul’e gittim. İlk öğrendiğim, biz yazdığımız gibi bu kentin isminin sesini çıkartıyorken, asıl sesin bizden uzak olduğunu öğrenmek oldu. “Sool” gibi bir şey çıkarmamız gerekiyormuş. Fark az gibi görünse de, bir fark olduğu ortada. Kültürlerin farkı da bu düzeyde. Dünyanın bir ucuna da gitseniz yine insanla karşılaşıyorsunuz. Bu fark bana bunu öğretti.

Sedat Demir
Sedat Demir

Ne umdunuz, ne buldunuz?

Umduğumu buldum. Uzun yıllar önce olsa şaşırırdım.

Gittiğinize değdi mi?

Önemli olan gitmekti, gittim, değdi.

"İlk öğrendiğim, biz yazdığımız gibi bu kentin isminin sesini çıkartıyorken, asıl sesin bizden uzak olduğunu öğrenmek oldu."
"İlk öğrendiğim, biz yazdığımız gibi bu kentin isminin sesini çıkartıyorken, asıl sesin bizden uzak olduğunu öğrenmek oldu."

Gittiğiniz yerlerde önceliğiniz mimari mi doğa mı sanat mı?

Mimariyi önemsiyorum sanırım. Ancak Seul’da kendi mimarilerinden daha çok modern batı tarzı geçerli. Kore için Avrupa’nın Danimarka’sı demişler. Doğruydu. Teknoloji ve gökdelen üretiminde oldukça iyiler.

Sizi en çok ne etkiledi? Neden?

İnsanların çok genç görünmesi derdiyle uğraştım sürekli orada. Lise öğrencisi olduğunu düşündüğünüz kişi torun sahibi olacak yaşta çıkıveriyor.

"İnsanların çok genç görünmesi derdiyle uğraştım sürekli orada."
"İnsanların çok genç görünmesi derdiyle uğraştım sürekli orada."

Ya insanlar, orada yaşayanlar?

Kültürleri çok farklı, duyarlılıkları da… Bu anlamda bize Japonya’dan bile uzak.

Hangi yemeği meşhur? Tadına baktınız mı, sevdiniz mi?

Çimki yedim. İlginçti ama sıklıkla yemek istemem. Kimbap diye bir şey yedim, bildiğimiz pilav. Sujebi ve şu an adlarını telaffuz edemeyeceğim makarna (noddle) nev’inden yiyeceklerin de tadına bakmadım değil. Birçok mutfağa açık ama Türk ve Ortadoğu mutfaklarına kapalı.

Orada nasıl gezdiniz? Ulaşım kolay mı?

Oldukça kolay. Metro ağı çok geniş.

En çok neye para harcadınız?

Hediyelik eşyaya harcadım sanırım. Ama bize göre yaşamları pahalı biraz. Bildiğim kadarıyla pahalılıkta Tokyo ve New York’tan sonra üçüncü sırada.

Geçmişle geleceğin kesiştiği yer.
Geçmişle geleceğin kesiştiği yer.

Türkiye’yle ortak bir noktası var mıydı?

Açıkçası bu konuda gözümü dört açtım. Halk oyunlarını seyrederken, bir ara Harmandalı’ya benzettiğim bir figür gördüğümü sandım, ancak sanırım sadece ben benzettim bu oyunu Harmandalı’ya. Açıkçası Kuzey bölgesiyle yaptıkları savaşa ortak dâhil olmamızın dışında hiçbir ortak noktamız yok.

"Birçok mutfağa açık ama Türk ve Ortadoğu mutfaklarına kapalı."
"Birçok mutfağa açık ama Türk ve Ortadoğu mutfaklarına kapalı."

Orada yalnız sizin keşfettiğiniz bir şey?

Özellikle Gangam’a yakın bölgelerde, her binanın önünde modern sanata dair bir heykel mevcut. Ama bence başkaları da görmüştür bunu. Bir de sanırım sinemada çok iyiler, ancak edebiyat üretimine pek katkıları yok gibi. Belki de çok gerekli görmüyorlardır.

Eve dönerken ne aldınız?

Defter, biblo, magnet, takı, mücevher kutusu gibi hediyelik eşyalar aldık. Bazı arkadaşlarım telefon ve dizüstü gibi teknolojik gereçler aldı.