Güzel kuleler kenti: San Gimignano
Gelin şurada anlaşalım, nereye gitsem diye düşünüyorsanız eğer; İtalya her zaman iyi fikirdir. Misafirlerini hiç pişman etmez. Gidenin pişman olmadığı bir ülke olan İtalya, malumunuz, idari yapılanması gereği, toplamda -hepsi gezilesi, görülesi- 20 farklı bölgeye ayrılır. Benim gönlümün efendisi tartışmasız Sicilya olsa da, bu bölgeler arasında en kartpostal kıvamında olan ve Etrüsk uygarlığından, Roma harabelerine, Romanesk Mimari’den, Gotik Katedrallere değin her üslup ve dönemi yansıtan Toskana bölgesi, hem tanınırlık hem de turistik alaka açısından açık ara ilk sırada yer almaktadır.
Başşehri Floransa olan alabildiğine yeşil Toskana bölgesi, İtalya’nın tamamında olduğu gibi görülmeye, keşfedilmeye değer birçok tarihi güzellik ve esenlik barındırıyor içinde. İşte onlardan biri; UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmiş bir Ortaçağ kasabası, San Gimignano. Etrafı surlarla çevirili, dev kuleleriyle meşhur, 12. yüzyıldan kalma atmosferi ve mimarisiyle göz alıcı bir kasaba.
Siena-Floransa hattında nispeten Siena’ya daha yakın mesafede, Toskana Vadisi’ne hâkim bir manzarada konumlanan San Gimignano, adını Attila ve Hunlara karşı şehri savunan bir Aziz’den almış. Buraya adım attığınızda aklınıza gelen ilk şey, bir dağın üzerine kondurulmuş gibi duran bu kalekent’e saldırmak isteyen düşman ordularının bu kadar yorgunluğu göze alıp-alamayacakları oluyor.
"Bir adam girdi şehre koşarak"
Şehir kapısından kasabaya girdiğinizde iki yana sıralı; seramik-hediyelik eşya dükkânları, galeriler ve kafelerden oluşan canlı bir hayat karşılıyor sizi ve insan kalabalığı her daim. San Gimignano, genel olarak küçük bir alanda büyük bir dünya kurmayı başarmış bir yerleşke, bu yüzden sanat eserleri ve mimari güzelliğiyle her noktası keşfe değer. Sarnıç Meydanı / Piazza della Cisterna ve Duomo Meydanı / Piazza del Duomo bu küçük kasabanın iki ana meydanını oluşturuyor. San Gimignano Katedrali’nden başlayarak, kuleleri ve ara sokakları... Podesta Sarayı’nı, sıralı dükkânları ve surların etrafındaki uzun yürüyüş yolunu gezmek ruhunuzu güzelleştirecektir.
Ayakta Kaldıkça Güzelleşen Kuleler
Kasabaya "Güzel Kulelerin San Gimignano'su" (San Gimignano delle belle Torri) unvanını veren, görsel açıdan oldukça ilgi çekici dev taş kulelerin hikâyesi daha çok yapıldıkları yüzyılın şartlarıyla ilgili bir durumu kapsıyor. Servet ve güç simgesi olarak diktirilen kuleler, bölgedeki hâkim aristokrat sınıfın birbirleriyle yarışmak için kullandıkları bir gösteriş mimarisi aslında. İlerleyen yıllarda, değerli eşyalarını ve kadınlarını sakladıkları güvenli sığınaklara dönüşen bu kuleler, Floransalıların sık sık yaptığı baskın ve yağmalardan elleri boş olarak dönmelerini sağlamış. O dönem yaptırılan 72 kuleden, 13’ü bugün hâlâ ayakta.(Taş merdivenlerden tırmanarak ulaşabileceğiniz Rocca di Montestaffoli’den kulelerin tamamını izleyebilirsiniz)
Zamanın donduğu bu kasabada eğer karnınız acıktıysa dilim pizza seçeneğiyle birlikte, önündeki kuyruktan da anlaşılacağı üzere üç kez dünya dondurma şampiyonu olmuş meşhur Gelateria Dondoli’nin ilginç lezzetlerini de deneyebilirsiniz. Burası Toskana'nın en güzel köyü, Ortaçağ’ın Manhattan’ı ve haç işaretini kolye olarak satmayı akıl ederek zengin olmuş bir erken dönem girişimciler diyarı. İtalya ve Toskana’yı uzun uzun sevmeye buradan başlayabilirsiniz.