Hikayenin başladığı topraklar: Bilecik

Bilecik, Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nin Güney Marmara Bölümü'nde kalmaktadır.
Bilecik, Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nin Güney Marmara Bölümü'nde kalmaktadır.

Tarihte pek çok büyük medeniyete ev sahipliği yapan Bilecik, yeni keşif yerleri bulmak isteyenlere, geçmişten günümüze kadar gelen eserleriyle unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Bilecik tarihe yön veren, Selçukluların bir boyu olan Kayıların 400 çadırlık bir oba ile gelip otağını kurduğu şanlı Osmanlı İmparatorluğu’na ev sahipliği yapan ve Kurtuluş savaşı yıllarında halkın topyekün vermiş olduğu mücadelelerden dolayı da kurtuluşun şehridir.

Şehri dolaşırken yeterince eski yapıya rastlayamamızın sebebi ise Yunan işgali olarak gösteriliyor. Üç defa Yunan işgali altında kalan şehir, ekonomik ve sosyal yönden büyük sarsıntı geçirmiş. Yunanlıların şehre girişi adeta bir felakete sebep olmuş. İşgal sırasında ve işgalden sonra şehri boşaltırken çıkardıkları yangın sonucunda Osmanlı dönemi yerleşiminin yoğun olduğu bölgede aralarında han, hamam, imarethane ve camilerin bulunduğu birçok yapı işgalde yıkılmış ve zarar görmüştür. Yine de birçok ibadethane tarihin ve işgallerin getirdiği yorgunluğa rağmen ayakta kalabilmeyi başarmış.

Ertuğrul Gazi Türbesi

Şehrin 4 km güneybatısında yerleşimin M.Ö 3000'lere kadar uzadığı düşünülen Agrilion antik kenti bulunmaktadır.
Şehrin 4 km güneybatısında yerleşimin M.Ö 3000'lere kadar uzadığı düşünülen Agrilion antik kenti bulunmaktadır.

Bilecik sokaklarında dolaşırken Türk tarihinin en önemli beylerinden Ertuğrul Gazi’nin oğlu Osman Gazi’ye öğüdü kulaklarımızda çınlıyor:

"Bak oğul! Beni kır, Seyh Edebalı’yı kırma. O, Bizim boyumuzun ışığıdır. Terazisi dirhem şaşmaz. Bana karşı gel, ona karşı gelme. Bana karşı gelirsen üzülür incinirim, ona karşı gelirsen gözlerim sana bakmaz, baksa da görmez olur. Sözümüz Edebalı için değil senceğiz içindir, bu dediklerimi vasiyetim say." diyor Ertuğrul Gazi.

Ertuğrul Gazi, Söğüt'ü Söğüt yapan değerlerin başında geliyor. Ertuğrul Gazi’nin mezarını ziyaret etmek elbette Bilecik’e yolu düşen herkesin isteği. Türbenin iç kısmında Ertuğrul Gazi’nin medfun bulunduğu alanda bir mihrabiye bulunuyor ancak burada namaz kılınmıyor. Sandukanın etrafında şimdiye kadar kurulmuş tüm Türk devletlerinin toprakları ve bayrakları yer alıyor. Türbenin içerisinde milli mücadele yıllarında yaşanılan acı hatıralar da yer alıyor.

Yunan işgaline maruz kalan Söğüt yakılmış, Ertuğrul Gazi türbesi kurşunlanarak tahrip edilmiş.

Bugün türbenin kepenklerinde gördüğümüz delikler bu mezalimin kalıntıları. Hatta dönemin Yunanistan Başbakanı Venizelos’un yedek subayı Sofokles, Ertuğrul Gazi’nin mezarını tekmeleyerek;

Bilecik, 1299 yılında ani bir baskınla Osmanlı topraklarına katıldı.
Bilecik, 1299 yılında ani bir baskınla Osmanlı topraklarına katıldı.

"Kalk koca Türk! Senden ırkımın intikamını almaya geldim. Bak kurduğun devlet parça parça oldu. Bursa’yı eski sahibine iade ettik. Zelil neslin şimdi elimizde bir köle durumunda bulunuyor. Kalk! Seni bir kere daha öldüreyim de ırkımın intikamını alayım" diye nidaların atıldığı çirkin saldırılara da maruz kaldığı söyleniyor.

Bilecik’in Gazi Camileri

Şehre öyle güzel bir proje kazandırılmış ki turizmin en uğrak mekânı olan Osmalı padişahları tarih şeridine gidiyoruz.

 Bilecik'in ele geçirilmesiyle Osman Gazi burada bir mescid yaptırmış, küçük oğlu Ali ve eşi ile aynı zamanda eşinin babası olan Şeyh Edebali burada yaşamıştır.
Bilecik'in ele geçirilmesiyle Osman Gazi burada bir mescid yaptırmış, küçük oğlu Ali ve eşi ile aynı zamanda eşinin babası olan Şeyh Edebali burada yaşamıştır.
Osmanlı Tarih Şeridi Projesi, Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu, Seyh Edebali Hazretleri’nin türbesinin bulunduğu mevkii içerisinde türbeye hilal şeklinde konumlandırılarak yapılmıştır.

Osmanlı Devleti'nin kurulduğu bu topraklarda geçmişin yaşanmışlıklarını günümüz teknolojisiyle harmanlayarak yeniden ortaya koymak, "Geçmişini Bilmeyen, Geleceğe Yön Veremez" anlayışından yola çıkarak, tarihe; destanlar yazan, bir devrin kapanıp, yeni bir devrin başlamasını sağlayan ve dört kıtaya hükümdarlık etmiş şanlı Osmanlı Devleti’nin 36 Padişah’ı ve devirleri hakkında bilgi vermek amaçlanmıştır.