İstanbul'un kalbinin attığı yer: İstiklal Caddesi

İstiklal Caddesi’ni görmenizin delili olarak, bu tramvayla çekilmiş bir fotoğrafınız mutlaka olmalı.
İstiklal Caddesi’ni görmenizin delili olarak, bu tramvayla çekilmiş bir fotoğrafınız mutlaka olmalı.

Ortasından geçen tarihi kırmızı tramvayın “Çın çın!” sesiyle şenlendiği, gece-gündüz hiç uyumayan bir cadde İstiklal. Bu caddede, her adımda insanı şaşırtan ilginç mekanlarıyla keşfedilmeyi bekleyen bir dünya bulmak mümkün. Şimdi gelin birlikte keşfedelim İstanbul’un bu renkli şehrini…

İstiklal Caddesi’ne gitmek için birçok seçeneğiniz var. İstanbul’un hemen her ilçesinden otobüs, metro ile gidebileceğiniz gibi, Bakırköy’den sarı dolmuşlar, Kabataş’tan finiküler ya da Karaköy’deki tünel ile buraya ulaşabilirsiniz. Gezmeye meydandan başlayayım diyorsanız, o zaman metronun Taksim durağında inip, Taksim oklarını takip ediniz.

Evvela Bir şeyler Atıştıralım: Tabii ki Islak Hamburger

Meydana çıktınız mı? O zaman meşhur Taksim Anıtı’nın yanı başından caddeye doğru girerken, hemen solumuzda, Cihangir yönünde muhteşem ıslak hamburger yapan mekanları göreceksiniz. En meşhurları Kızılkayalar ve Bambi! Yol sizi acıktırdıysa, küçük lezzetli bir ıslak hamburger atıştırıp, caddeye akabilirsiniz.

Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’ne bir bakmalı

Caddenin ilk adımlarında hemen sağ tarafta bulunan Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi, sanatı seviyorsanız vazgeçemeyeceğiniz bir adres olmaya aday bir yer. Burada etkinlikler hiç bitmez. Üstelik bu sergi salonu, tarihi bir su deposundan sanat galerisine çevrilmiş. Beş dakikanızı ayırıp, bir göz atın deriz.

Bizans ve Modern Mimarinin Temsili: Aya Tiriada Kilisesi

Eylül 1880’de açılan ve Hristiyan inancında yer alan “Baba, Oğul, Kutsal” üçlemesini temsil eden Aya Tiriada Kilisesi caddenin giriş kısmında sol yakada Meşelik Sokak’ta. Bizans ve Modern mimarinin harika bir sentezini burada görebilirsiniz.

Hüseyin Ağa Camii

Pera yani Beyoğlu, İstanbul’un fetihten sonra halkıyla, mimarisiyle, kültürüyle kendine has yapısını korumuş ve daha çok gayrimüslimlerin yaşadığı bir muhit olarak bilinir. 1596’da ibadete açılan ve halkın Ağa Camii dediği caminin şadırvanını da dünyanın en büyük mimarlarından Mimar Sinan tarafından yapılmış.

Asırlık Hacı Abdullah Lokantası’nda Osmanlı mutfağını keşfedin

Köklü Ahilik teşkilatının devamı olan, İstanbul’un en eski lokantalarından biri Hacı Abdullah Lokantası. Ustadan çırağa ilerleyen lokantanın serüveni 1888’de başlamış. İşletme ruhsatını da bizzat Sultan Abdülhamid vermiş. Çeşitliliği, dillere destan lezzetleriyle lokanta, caddede ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında geliyor. Karnınız aç değilse bile, camekanlarındaki narları, turşu çeşitlerini, rengarenk atıştırmalık lezzetleri görmek için mutlaka bir uğramalısınız.

Kitaplarla Buluşma Yeri: Mephisto

İstiklal’e uğrayan İstanbullu kitapseverlerin, yeni çıkan kitapları ya da başka yerlerde arayıp bulamadıkları kitapları görmek için uğradığı bir kitapçı Mephisto. Burada zamanın çok hızlı aktığı kesin. Birkaç kitap karıştırayım, kafesinde sıcak limonlu bir içeyim derken vaktin nasıl geçtiğini anlamayabilirsiniz.

Bir yanda Halep diğer yanda Atlas

İstiklal Caddesi’nin üzerinde sağlı sollu dizili pasajlar sanki farklı dünyalara açılan birer kapı. Mesela, karşı karşıya iki pasaj Halep ve Atlas. Halep Pasajı’nın içinde Beyoğlu Sineması bulunuyor, bu yüzden diğer bir adı da Beyoğlu Pasajı buranın. 19. yüzyılda burada İstanbul’un ilk tiyatrosu inşa edilmiş ve hala Ferhan Şensoy tarafından işletiliyor. Pasajın içine doğru adımladığımızda hediyelik eşya satan muhteşem dükkanlar görüyoruz. Eski kartpostallar, film afişleri, rengarenk giysiler… Karşı komşu pasaj Atlas’ta da Halep’in bir simitresi gibi içinde muhteşem dükkanlar bulmak mümkün. Burada da meşhur Atlas Sineması ve İstanbul Devlet Tiyatrosu Küçük Sahnesi bulunuyor.

Yorulduk mu? Hazzopulo’da Bir Çay Molası…

Caddenin kalabalığından kaçıp soluklanmak için en ideal yerlerden biri Galatasaray Lisesi’nin çaprazında bulunan Hazzopulo Pasajı. İçerde yeşil üzüm asmalarının altında bir bahçeye doğru yürüyorsunuz ve küçük sandalyelerle, masalarla dolu çok hoş bir çayhaneye ulaşıyorsunuz. İstiklal’in en hoş mekanlarından biri burası, çayı da kendisi kadar hoş...

Sokak Modası Buradan Sorulur: Terkos Pasajı

Odakule’nin bir iki sokak ötesinde ara bir sokakta kurulan Terkos Pasajı’nı da görmenizde fayda var. Burada herkese uygun, meşhur markaların ihraç fazlası ürünlerini bulabilirsiniz. Terkos Pasajı, özellikle gençler tarafından sokak modasının çıkış noktası olarak biliniyor. Hemen girişteki tezgahlardan başlayarak, ara sokaklarında, pasajlarında zevkinize uygun bir parça mutlaka bulunur.

Burada Herkes Çok Aç: Yemek Kulübü

Klasik Türk mutfağının en özgün halini yansıtan Hacı Abdullah Lokantısı’na alternatif bir yer Yemek Kulübü. Burayı genellikle çevrede bulunan şirketlerde çalışanlar ve öğrenciler tercih ediyor. Özellikle kahvaltı ve öğle yemeği için çok sık gidilen bir yer. Makarna, et yemekler ve kahvaltı çeşitleriyle göz dolduran mekanda makul fiyata karnınızı pek ala doyurabilirsiniz.

Eskilerin Kokusunu İçimize Çekelim, Sahaflara Gidelim!

Sahaflar Çarşısı’nın üç girişi var; biri Galatasaray Lisesi’nden İngiliz Konsolosluğu’na giden yolda, ikincisi yine aynı yol üzerinde ilk sağa dönüşteki sokakta, sonuncusu ise Balıkçılar Pazarı’nın içinde. Çarşının içinde bulunduğu binanın iki katında onlarca dükkan var. Çarşı yaz ayları haricinde haftanın yedi günü sabah 8.00’dan akşam 20.00’a kadar açık. Burada birbirinden kıymetli kitaplar, dergiler bulabilirsiniz. Tabii bunların yanında eski plaklar, film afişleri, film yıldızlarının fotoğrafları ve antikalar da.

İstanbul’u Sayfalarla Fethedin

Caddenin sonunda, Tünel metrosunun hemen çıkışında sağ tarafta İBB’nin açtığı “İstanbul Kitapçısı” bulunuyor. Burası İstanbul’a dair yazılan en güzel kitaplarla dolu. Özellikle Kültür AŞ tarafından hazırlanan prestij eserleri burada keşfedebilirsiniz. “İstanbul’un 100’leri” serisini özellikle tavsiye ederiz. Harika kitapların yanında, dönüşte sevdiklerinize hediye etmek için İstanbul’a dair el sanatlarıyla yapılmış hediyelik eşyaları da buradan alabilirsiniz.

Dünyanın En Eski İkinci Metrosu: Tünel

İstiklal Caddesi Tünel’de son bulur. Londra’dan sonra dünyanın en eski ikinci metrosu olan Tünel, yüz yılı aşkın süreden beri İstanbulluların vazgeçilmezi. Tünel her gün sessiz sedasız Karaköy ile Beyoğlu’nu birbirine bağlarken yolcularına en kısa, en keyifli ve en samimi yolculuğu sunuyor. Tünel tarihi ve mimarisiyle İstiklal Caddesi’nin sembollerinden biri…

Çın çın!! Kırmızı Tramvay Geliyor!

İstiklal Caddesi’nin bir ucundan diğerine kulağımızdan hiç eksilmeyen “çın! çın!” sesiyle akıp gidiyor meşhur nostaljik kırmızı tramvay. Kimi zaman çeşitli organizasyonlarla bu tramvaya bir vagon daha ekleniyor. Bu vagonda ise bir bando oluyor, şarkıları çala, söyleye geziyor tramvay. Cadde gezenler binlerce insanın neşesi oluyor. Caddeyi uzun uzadıya gezmeye vaktiniz yoksa, bu tramvayla beş dakikalık keyifli bir gezinti yapabilirsiniz. Vaktiniz geniş, bol bol gezdinizse de, madem buradasınız, bu tramvaya mutlaka binmelisiniz. Kendinizi yüz yıl öncesinde hissedeceksiniz. Hem, evinize döndüğünüzde arkadaşlarınıza kuru kuru “İstiklal Caddesi’ni gezdim” demek yetmez. İstiklal Caddesi’ni görmenizin delili olarak, bu tramvayla çekilmiş bir fotoğrafınız mutlaka olmalı. Bizden söylemesi…