Kadim ve modern: Osaka

Osaka.
Osaka.

Japonya seyahatine nereden başlanır? Aslında gezmeye/keşfetmeye haftaların, hatta ayların yetmeyeceği bir ülkeye ayak basan yolcular için bu çok karmaşık gibi görünen sorunun tecrübe edilmiş cevabı gayet açık: Osaka’dan. Osaka’yı merkez üssü yapıp güzellikleriyle göz kamaştıran Nara, Kobe, Himeji, Kyoto dörtlüsünü günübirlik görme imkânınızın da olması Osaka’yı daha cazibeli hâle getiriyor. Elbette Osaka tek başına ayrı bir güzel. Bazı şehirler, hatıraların içinden geçen bir nehir gibi akar malum. Ne neon ışıklarının göz kamaştırıcı parıltısı ne de insanların bitmeyen hareketi bu akışı durdurabilir. Osaka, gecenin ve geçmişin birbiriyle yarıştığı, gökyüzüne yükselen binaların, eski tapınakların gölgesinde soluklandığı bir şehir. Zaman burada, eski bir çay seremonisinin ritüelleri gibi ağır, sakin akıyor ve bu akışa sizi şahit kılmak Osaka’nın mesleği.

Osaka Kalesi’ne çıkıp kentin üzerinde zaman yolculuğuna çıkmak, kalenin taş duvarlarına sinmiş hikâyeleri tanımak gerekir.
Osaka Kalesi’ne çıkıp kentin üzerinde zaman yolculuğuna çıkmak, kalenin taş duvarlarına sinmiş hikâyeleri tanımak gerekir.

Osaka’nın ruhu, bazen bir ramen dükkânının buğusunda, bazen Dotonbori’nin ışıklı tabelalarında, bazen de ara sokaklarda kaybolmuş hikâyelerinde saklıdır. Bir köprünün altında tanıdık bir balıkçının ağlarını suya bırakışı gibi, insan da bu şehrin derinlerine daldıkça kayboluyor. Yüzyıllar boyunca samurayların, tüccarların ve gezginlerin uğrak noktası olmuş bu topraklar, her adımda yeni bir fısıltıyla konuşur sizinle. Osaka, hatırlamanın ve unutmanın tam ortasında, zamanın göğsüne işlenmiş bir inci gibi parlıyor. Ona dikkatli bakmalısınız.

Belki de şehir, kendi tarihini anlatan sessiz bir anlatıcıdır. Eski kalelerin taş duvarlarına sinmiş savaş hikâyeleri, ahşap bir çayevinin gölgesinde bekleyen anılar gibi soluklanır. Her şehir gibi Osaka da kendini sürekli yeniden yaratır; ama geçmişi unutmaz, sadece başka renklere boyar. Elbette Osaka yalnızca geçmişin gölgesinde yaşamaz; insanın içindeki ateşi de besler, bugüne de uzanır. Osaka Kalesi’ne çıkıp kentin üzerinde zaman yolculuğuna çıkmak, kalenin taş duvarlarına sinmiş hikâyeleri tanımak gerekir. Uzakta Umeda Sky Building’in camları, geleceğe açılan pencereler gibi parlar. Şehrin modern yüzüyle tarih iç içe geçmişken, insan kendini geçmiş ile gelecek arasında salınan bir yolcu gibi hissediyor burada.

Her şehir gibi Osaka da kendini sürekli yeniden yaratır; ama geçmişi unutmaz, sadece başka renklere boyar.
Her şehir gibi Osaka da kendini sürekli yeniden yaratır; ama geçmişi unutmaz, sadece başka renklere boyar.

Nehrin kıyısındaki şehrin atar damarı Dotonbori, ayaklarına güvenenlere Osaka’nın en canlı ritmini sunuyor. Renkli ışıklar altında yürüyüp, nehrin kenarında bir takoyaki (peynirli ahtapot topu) tezgâhına uğramamak neredeyse imkânsızdır mesela. Sokak sanatçılarının sesleri yemek kokularına karışırken, insan hem bu korkunç kalabalığın içinde kaybolmaya yüz tutar hem de şehri en çok bu kalabalıkta hisseder. Şehrin kültürel kalbinin attığı yerlerden biri de Shinsekai’dir. Eski ile yeninin tuhaf bir uyumla birlikte yaşadığı bu bölge, zamanın ilginç bir biçimde kendisini koruma altına almayı başardığı ender yerlerden biri. Bunu nasıl yapıyor Osaka? Zaten “Japonya nedir”in cevabı da aynı sayılır; modern, kadim, mahrem. Tsutenkaku Kulesi’nin Osaka’nın göğe uzanan huzursuz bekçisi gibi yükseldiğini görürüz burada ve hemen ikna oluruz bu cevaba.

Osaka sadece bir şehir değil, insanın kendini kaybedip yeniden bulduğu bir mekân. Sadeliğin ülkesinde neon ışıklarının dans ettiği caddelerden geçerken, gizli tapınaklarda buluruz kendimizi bir anda. Lezzetli sokak yiyeceklerinden, uçsuz bucaksız alışveriş sokaklarına kadar şehrin her köşesi farklı bir hikâye anlatır. Karmaşanın içinde dolaşırken, zamanın içinde yürüdüğünüzü fark edersiniz. Osaka’ya ayak basıp, Japonya’nın ruhuna göçün.

Osaka’ya ayak basıp, Japonya’nın ruhuna göçün.
Osaka’ya ayak basıp, Japonya’nın ruhuna göçün.
  • Osaka beşlisi
  • 1. Dotonbori’nin sokaklarında saatlerce dolaşmak
  • 2. Kaiyukan Akvaryumu’nu ziyaret etmek
  • 3. Tombori Nehri'nde tekne turuna çıkmak
  • 4. Universal Stüdyoları’nı gezmek
  • 5. Shinsaibashi’de sushi yemek
  • Ve
  • Dotonbori’deki zamanın aralık kapısı Hozenji Yokocho sokağını ağır ağır adımlamak.