Mezopotamya’ya açılan kapı: Elazığ

Elâzığ Türkçe telaffuz; eski adları ile: Harput, Ma‘mûretü'l-Azîz, El-Azîz, El-Azık; Türkiye'nin Elâzığ ilinin merkezi olan şehir.
Elâzığ Türkçe telaffuz; eski adları ile: Harput, Ma‘mûretü'l-Azîz, El-Azîz, El-Azık; Türkiye'nin Elâzığ ilinin merkezi olan şehir.

Köklü geçmişi ve kendine özgü doğal güzellikleri ile Doğu Anadolu'nun incisi olan Elazığ, keşif meraklısı gezginlerin en çok tercih ettiği şehirler arasında yer alıyor. Elazığ, Doğu'nun en nadide illerinden biri. Tarihin en önemli dönemlerine tanık olan bu topraklar; medrese, cami, türbeler ve tarihi birçok yapıya ev sahipliği yapmakta. Özellikle gezilecek yerler listesinde olan Elazığ, etnografya değerlerini de koruması ile turizmde önemli bir cazibe merkezi haline geldi.

Şehir ismini nereden alıyor?

Şehrinin adı günümüze kadar birçok defa değiştirilmiş ama sonunda bugünkü hâlini almış. Şehrin bugünkü ismi ise Sultan Abdülazîz Dönemi’ne kadar dayanıyor, 1862’de Harput’tan sonra şu anki şehir merkezi çok gelişmiş ve Sultan Abdülaziz tarafından imar ettirilmiştir. Bu nedenle de şehre “Abdülaziz’in îmâr ettiği şehir” anlamında “Ma’mûrat-ül-aziz” ismi verilmiştir. 1879’da vilâyet olunca bir süre “el-aziz” ismini alan şehrin adı, Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyareti sonrası “el-azık” olarak değiştirilmiş ve günümüze kadar söylenerek Elazığ hâlini almıştır.

Tarihçe

Elazığ, eski Harput 'un devamı niteliğindedir. Bu nedenle Elazığ tarihi Harput tarihi ile birlikte ele alınmaktadır. Harput, Anadolu'yu Mezopotamya'ya bağlayan kervan yollarının geçiş güzergâhı içinde yer almış, birçok kültüre ve medeniyete ev sahipliği yapmış bir coğrafyadır. Harput'un, bilinen en eski sakinleri M.Ö. 2000'li yıllarda Doğu Anadolu'ya yerleşmiş Hurrilerdir. Hurrilerin ardından Hitit hâkimiyetine girmiş, çok sürmeden M.Ö. 9. yüzyıl itibarıyla Doğu Anadolu'da devlet kuran Urartular hüküm sürmüştür. Harput, 1085 yılında Türklerin eline geçmiş, daha sonra İlhanlılar, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular ve Safeviler gibi pek çok farklı egemenlik altına girmiştir ve en son, 1516 yılında gerçekleşmiş olan Çaldıran Muharabesi sonrasında Osmanlı Ordusu tarafından fethedilmiştir. Sonralarında Harput'taki yaşamın, şimdiki Elazığ Merkez İlçesi'nin bulunduğu ovaya 19. yüzyıl ortalarında taşınması ve çevre ilçelerin bağlanması ile birlikte bugünkü Merkez İlçe ve 9 ilçeyi kapsayan Elazığ ili sınırları oluşmuştur.

Elazığ nerededir?

Elazığ, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat Bölümü'nde yer almaktadır.

Elazığ’ı gezerken çalma listesi

  • - Kar mı Yağmış Şu Harput’un Başına - Ender Balkır
  • - Sinemde Bir Tutuşmuş- Ender Balkır
  • - Dağlar Dağımdır Benim - Muzaffer Ertürk
  • - Neden Geldim İstanbul’a - Erkan Oğur

Elazığ’a ne zaman gidilmeli?

Elazığ’a gitmek için en uygun zaman ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Ilıman iklimin etkisi ile özellikle ilkbahar aylarında eşsiz manzaralara şahit olabilirsiniz.

Elazığ 6’lısı

Elazığ Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi:

Fırat Üniversitesi kampüsü içerisinde yer alan Elazığ Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi,1982 yılında hizmete açılmıştır. İlk olarak “'Harput Müzesi”' olarak 1965 yılında kurulan bu müze daha sonraları üniversite bünyesindeki Mühendislik Fakültesi'nde bir alana taşınmıştır. Müzede, yapılan kazılar sonucu çıkarılan Neolitik, Kalkolitik, Erken Tunç, Orta Tunç, Selçuklu ve Osmanlı gibi dönemlere ait kalıntılar sergilenmektedir. Arkeolojik kalıntılar açısından oldukça zengin olan Elazığ Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi'nde aynı zamanda etnoğrafik eserler de sergilenmektedir. Bu eserler arasında ise halı, kilim, gümüş eşyalar, tarihi ve eski paralar, oymalı yazmalar, el işi ürünler ve mutfak gereçleri gibi eserler yer almaktadır.

Elazığ Kapalı Çarşı:

Elazığ'ın en önemli ve en eski ticaret merkezi olan Elazığ Kapalı Çarşı, yerel halkın günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası olmasının yanında Elazığ'a gelen turistlerin de en önemli uğrak noktalarından. 2013 yılında tarihi yapısının bozulmayacak şekilde restore edilmesinden sonra iyice rağbet gören bu tarihi çarşıda, Elazığ yöresine has Ağın Leblebisi, baharat çeşitleri, badem şekeri, pekmez, tulum peyniri ve orcik gibi birçok yöresel ürün bulabilirsiniz.

Harput Kalesi:

Adını Harput ilçesinden alan Harput Kalesi'nin tarihi oldukça eskilere dayanıyor. “Süt Kalesi” olarak da bilinen kale, yapım aşamasında harcına su yerine süt karıştırıldığına dair rivayete binaen Süt Kalesi olarak anılıyor. Kalede yapılan akademik araştırmalar sonucu bu yapının Urartular tarafından M.Ö. 8 yy. yapılmış olduğuna dair bulgulara erişilmiştir.

Harput Kalesi.
Harput Kalesi.

Hazar Gölü Plajı:

Elazığ'a 22 km uzaklıkta bulunan Hazar Gölü, Hazarbaba ve Mastar Dağları arasında kalmış, ülkemizin pek de bilinmeyen doğal güzelliklerinden. Mavinin ve yeşilin muhteşem uyumunu gözler önüne seren Hazar Gölü Plajı ise 22 km uzunluğunda bir sahil şeridini oluşturuyor. Suyu oldukça berrak, sodasız ve tuzsuz olan Hazar Gölü, büyüklüğü nedeniyle yöre halkı tarafından Hazar Denizi olarak adlandırılıyor. Hazar Gölü Plajı'nın etrafında bugünlerde pek çok sosyal tesis kurulmuş durumda. Batıda bulunan turizm merkezlerinde aranılan her şeyi, Hazar Gölü çevresinde bulabilmek mümkün hâle getirilmiş. Hatta Hazar Gölü nedeniyle Elazığ, Güney Doğu Anadolu’nun Bodrum’u olarak nitelendiriliyor.

Hazarbaba Kayak Merkezi:

Kış turizmin geliştiği noktalardan biri de Elazığ Sivrice'de bulunan Hazarbaba Kayak Merkezi'dir. Hazarbaba Kayak Merkezi, aynı ismi taşıdığı Hazarbaba Dağı'nda bulunmaktadır. Özellikle günübirlik ziyaretçilere hizmet vermekte olan kayak merkezi; 1997 yılından bu yana önemli bir turizm noktası hâline gelmiştir. Elazığ ve çevresinde kış tatili planı yapanlar bu kayak merkezine uğrayarak şehrin kış güzelliğinin tadına varabilirler.

Harput Buzluk Mağarası:

Harput Buzluk Mağarası.
Harput Buzluk Mağarası.

Elazığ'a 12 km, Harput'a 4 km mesafede bulunan Buzluk Mağarası, Keban Baraj Gölü'nün seyir tepesi konumunda yer alıyor. Yapılan araştırmalara göre Buzluk Mağarası'nın tarihi Urartulara kadar uzanıyor. Bu Harput'un tarihinden bile daha eski olan Buzluk Mağarası turistik açıdan oldukça büyük bir öneme sahip. Buzluk Mağarası'nın en önemli özelliği ise havasının yazın serin, kışın ise sıcak olması. Jeomorfolojik yapısı nedeniyle mağara içerisinde meydana gelen klimatolojik şartlar ve hava sirkülasyonu dolayısıyla yaz aylarında içinde doğal tabakalar, sarkıtlar ve dikitler halinde buzlar oluşuyor. Kış mevsiminde ise bu durumun tam tersine buz oluşumu meydana gelmiyor ve içeride sıcak bir hava hüküm sürüyor.

Elazığ’da ne yenir?

  • - Gömme (Kömme) Börek
  • - Sırın
  • - Muhaşerli Köfte
  • -İşkene (işgene)
  • - İçli Köfte
  • - Mumbar (Bumbar) Dolması
  • - Patila - Harput Kebabı

Elazığ meşhuru

Elazığ doğumlu ve Türk Edebiyatı Vakfı’nın kurucusu Ahmet Kabaklı, edebiyat faaliyetlerini daha çok 1970 yılında kurucuları arasında yer aldığı ve başkanlığını yaptığı Türkiye Edebiyat Cemiyeti bünyesinde yürüttü. Bu cemiyetin yayın organı olarak Ocak 1972 yılında Türk Edebiyatı dergisini çıkarmaya başladı. 1978 yılında da Türk Edebiyatı Vakfı’nın kurulmasına öncülük etti ve ömrünün sonuna kadar bu vakfın başkanlığında bulundu. Çok sayıda ödül alan ve 1996’da sivil kuruluşlarca “şeyhülmuharrirîn” ilân edilen Kabaklı ömrünün sonuna kadar tarihte ve kültürde devamlılık fikrini savunmuş ve tarihi ve kültürel mirasımızın her alanda korunması ve yaşatılması gerektiğini savunmuştur.