Onur Saylak: 'Hikayemiz daha çok anlatılmalı'

Onur Saylak

Ünlü oyuncu Onur Saylak yönetmenliğini üstlendiği ilk uzun metrajlı filmi Daha ile yurtiçi ve dışında ödüller ve övgülerle karşılandı. Hakan Günday’ın aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanan filmi yönetmeni Onur Saylak’tan dinledik.

Daha uzun süren festival yolculuğunun ardından nihayet vizyonda seyirciyle buluştu…

Mutluyuz çünkü filmimiz nihayet vizyonda… Söylediğiniz gibi uzun bir yolculuktu…

Biraz bize filminizin bu yolculuğundan söz eder misiniz?

Açılışımızı temmuz ayında Karlovy Vary Uluslararası Film Festivali’nde yapmıştık. Bildiğiniz gibi Karlovy Vary Avrupa’nın en köklü ve önemli festivallerinden bir tanesi ve oradan çok güzel tepkiler aldık, çok iyi eleştiriler çıktı. Sonrasında Hollanda, Gürcistan ve Norveç’in de aralarında bulunduğu birçok ülkeye gittik.

Hayat Van Eck - Hollanda asıllı, Türk oyuncu.
Hayat Van Eck - Hollanda asıllı, Türk oyuncu.

Ülkenizdeki ilk gösterimin heyecanı, yeri başka olur derler. Siz de ilk gösteriminizi 24. Uluslararası Film Festivali’nde yaparken böyle hissetiniz mi?

Elbette, üstelik Adana benim için çok nostaljikti… Sinema seyircisi ile 10 sene önce Özcan Alper’in o müthiş filmi “Sonbahar” ile ilk kez buluştuğum aynı sinema salonunda, aynı perdede gösterimimi gerçekleştirdim.

Nasıl geçti?

Çok heyecanlıydım, kalabalıktan dolayı biraz da stres vardı ama çok keyifli geçti. Çok güzel tepkiler aldık ve çok mutlu olduk.

"Biraz sert geliyor film onlara ama gerçekler daha da sert aslında…"
"Biraz sert geliyor film onlara ama gerçekler daha da sert aslında…"

“Daha”ya nasıl tepkiler geldi genel olarak seyirciden?

Hemen hemen tüm gösterimlerde seyircisi biraz sarsılıyor. Hem yurt içi hem de yurt dışı gösterimlerini katarak söylüyorum bunu… Biraz sert geliyor film onlara ama gerçekler daha da sert aslında… Üstelik bu bir kurgu…

Amaçladığınız tam olarak bu muydu?

Evet aslında bu yüzden biraz da istediğimizi becermiş gibiyiz. Bütün istediğimiz seyirciden düşünerek çıkmasıydı bu filmden… Filmin konusu itibariyle de kurgusu ve senaryosu itibariyle de bir nebze olsun bunu başardığımızı düşünüyorum. Sonuç olarak tepkiler gayet olumluydu, düşlediğimiz ve düşündüğümüz gibi geldi.

Biraz da oyunculuktan yönetmenliğe geçiş serüveninizi konuşalım…

Bundan yaklaşık 2 buçuk 3 yıl önce sinemada başka bir şey yapma güdüsü bana ilk geldiğinde Hakan Günay ile bir araya geldim. Böyle bir serüven var ve birlikte yürür müyüz diye sordum. Çok iyi bir uyum yakaladık birlikte ve çok iyi partner olduğumuzu düşünüyorum. Birbirimizi çok güzel tamamladık. Bu zamana kadar da böyle gitti.

"Üç deli yazdı bir deli yönetti."
"Üç deli yazdı bir deli yönetti."

Nasıl bir çalışma süreci geçirdiniz birlikte?

Öncesinde birlikte Orman adında bir kısa film denedik. O da Suriyeli bir göçmenin İstanbul’daki bir gününü anlatıyordu. Tabanda bu Daha ile konu olarak örtüşüyordu. Sonra da büyük bir cesaretle Daha’yı yapmaya karar verdik.Doğu Yaşar Akal adında bir tiyatro yönetmeni arkadaşımız da bize katıldı. Üç deli yazdı bir deli yönetti. (gülerek)

Bundan sonrası için planlar neler sizi artık daha çok yönetmen koltuğunda mı göreceğiz?

Oyunculuktan çok büyük keyif alıyorum, lezzetli geliyor ve hoşlanıyorum. Ancak başka bir şeyler de yapabilme hissi geldiğinde ve bunu başardığınızı görünce evet cesaretle yönetmenlik yapmayı da sürdüreceğimi söyleyebilirim.

"Bu toprakların hikayeleri…"
"Bu toprakların hikayeleri…"

Daha’nın şu an geldiği nokta için neler söylersiniz?

Şu anda çok memnunum. Bir yaratının kamera arkasında olmak ve bir bütünü tamamlayabiliyor olmak harika bir duygu. Gurur duyduğum bir diğer şey de Hakan Günday’ı ilk kez sinemaya taşımış olmak… Onu dünya çapında festivallere götürebiliyor olmanın gururu var bende çünkü bu toprakların yazarı. Bu toprakların hikayeleri… Bir şeyler yapabiliyoruz, başarabiliyoruz ve daha iyilerini de yapacağız.