Paraşütün bilinmeyen tarihi
Milattan önceye dayanan tarihiyle bugüne uzanan paraşüt yolculuğu, bizi fazlasıyla etkilerken adrenalin tutkunları için ise vazgeçilmez bir spor haline gelmiştir. Bir şemsiyenin kâdir olduğu olay, bugün bize sporun farklı bir dalını verirken bir yandan da çizgi filmlere konu olmuştur.
Milattan Önce, Saraydan Kaçış
Sarayı yanmakta olan İmparator Shun’un bir güneş şemsiyesine tutunup pencereden atlayarak kurtulması üzerine Asya’da şemsiye ile atlama yaygınlaşır. Akrobatlar sazdan ya da bambudan yapılma şemsiyeleri, yüksek binaların tepesinden atlayarak halkı eğlendirmeye başlar.
İlk Deneme Bir İki (1783)
Leonardo da Vinci, insanın uçmasını sağlayacak bir araç tasarlamaya karar verir. 1502’de bu ilk örneğin çizimi, ne yazık ki günümüze ulaşamaz.Montpellier’de öğrenci olan Louis-Sébastien Lenormand 4,5 m çapında bezden bir çember diker. Bu çember öteki uçlarında ağaçtan yapılmış oturmaya yarayan bir sepet sarkan iplere bağlıdır ve kâğıttan bir koninin etrafına geçirilmiştir.
Lenormand bu buluşuna paraşüt adını verir.
İlk Süzülüş (1797)
Lenormand’ı André-Jacques Garnerin izler. O büyük ölçüde Leonardo da Vinci’nin hesaplarından yararlanarak yeni bir model ortaya koyar.
- Bu model, 10 m çapında ve birbirine dikili 36 parçaya bölünmüş tafta kumaştan yapılma bir yarımküre biçimindedir.
Bu 36 parça da, paraşütün tepesinde birleşir ve dört halat yardımıyla bir hidrojen balonuna bağlı olan tahta disk tarafından taşınır.
1797 Ağustos’unda yapılan ilk deneme başarısızlıkla sonuçlanır.
Savaş ve Paraşüt (1912)
Lenormand ve Garnerin buluşlarının can kurtarma amacıyla kullanılabileceği düşünülür.
- 19 Aralık 1908’de Amerikalı bir subayın düşen uçağında ölmesiyle araştırmacılar bu konuya yönelir. 1912’de Amerika’da yüzbaşı Berry ilk kez uçaktan atlayan kişi olur.
Berry, uçağın kanadının altına yerleştirilen cihaza kordonla bağlanır. Paraşütün askeri amaçla kullanılması gerçekte 1. Dünya Savaşı’ndan sonra gündeme gelir. 1931’den sonra atlayış ve saldırı için önce Ruslar sonra da Almanlar tarafından kullanılır.
Sivilde Karşımıza Çıkan Paraşüt (1919)
1919 Nisan’ında Amerikalı Leslie Irvlng, 600 metre yüksekten atlar ve paraşütünü 200 metre serbest düştükten sonra açar. Bu atlayışta naylon gibi sentetik malzemelerin kullanılması paraşütün gelişmesine katkıda bulunur. Bu malzemeler daha önce kullanılan kumaşlara göre daha ucuz, sağlam ve dayanıklıdır, aynı zamanda da daha az yıpranır.
- Fizik ve kimyadaki bu buluşlar yeni bir sporun doğuşuna yol açar: Paraşütçülük.
Dünya Paraşüt Şampiyonaları (1951)
1951’de Yugoslavya’da yapılan Dünya Paraşüt Şampiyonası inişin doğruluğuyla ilgili küçük bir yarışmadır. Paraşütçüler 1000 metre yüksekten atlayıp, işaretli alanın ortasına inmeye çalışır. 1964’ten sonra havada altı hareketin yapıldığı ve 240 km/saat hızla serbest düşülen akrobasi atlayışları, 1974’ten sonra da ekip halinde gösteri atlayışları yapılmaya başlanır.
Hâlâ Israrla
1960’ların başında paraşütün görüntüsüyle ilgili verilen iki yarışma sonucunda, dikdörtgen paraşütler doğar.
Bu yeni model, daha yumuşak iniş yapma, daha rahat süzülme ve havayı daha iyi denetleme olanağı sunar. İki yüz yaşını dolduran bu spor ilerlemeye devam ediyor.