Rio de Janeiro çok dejenere olmuş...

Rio de Janerio
Rio de Janerio

‘Bu fasulya iki buçuk lira, hem kaynasın hem oynasın’ şehrin en işlek bölgelerinden Santa Teresa’da gezerken birden aklıma geldi bu şarkı. Arkadaş bu ne ya… Bu ne vurdumduymazlık, ne boşvermişlik, lakaytlık. Bana ne dünya bize uysun, biz hayatımızı yaşarız havaları… Yıllar evvel gelmiştim Rio de Janerio’ya lakin tam yarım asır sonra bir şehir bu kadar mı değişir, burnu büyür, ukalalaşır, şımarır… Bizim beş hececiler bu şehri görse şöyle bir şeyler yazardı aşağı yukarı: -Bir hayal ki şenlenir gönüller nihayetsiz ufuklarda, Rio bir âlemdir âlem içre hoş uykularda.

Bir ağlarım bir gülerim…

Fakat uyumuyor bu şehir, her vakit göbek atıyor sanki her sokağı, caddesiyle… Brezilya’nın dünyaca ünlü şehirlerinden Rio de Janerio, sokaklarından bir anda elleri yüzleri boyalı gulyabaniler gibi bir karnaval grubu çıkıverecekmişcesine şen, ruşen, hayallere dalmaya müheyya… Corcovado Tepesi, Sugar Loaf’tan şehri seyir, ıvır zıvır gezilecek-görülecek yerleri yazmayı sevmediğimi bilirsiniz. Bir şehrin görünmeyen yüzünü görmektir gezmek, seyyahın gözü gittiği şehrin ünlü köftecisinde olmaz. Hele Rio buna hiç elverişli bir şehir değil zaten. İsmiyle müsemma (Ocak Irmağı) bu kentte günün her saati, bir neşe ırmağı, kâh sakin, kâh gürül gürül mütemadiyen akıyor sanarken… Fakat durun başka bir Rio daha var Rio’nun içinde… Ağlayan Rio…

Rio’yla oyun olmaz

Rio’nun gecekondu mahalleleri olan favelalarda bambaşka bir hayat var. İsmi lazım değil, bağımlılık yapıcı yasaklı maddelerin ticaretini yapan çetelerin de yuvalandığı favelalarda hayat, kimi zaman bir ayakta kalma savaşına dönüşebiliyor. Merkez Rio eğlenerek, hoplayıp zıplayarak günün her saati ayakta kalma çabasındayken favelaların Rio’sunda da yıkılmadım ayaktayım çalıyor. Aslında ayakları üzerinde durmak da değil bir tutunma biçimi burada yaşamak. Güçlü pazular yapıp ve çatırdamayacak sağlam bir dal belleyip bir ömür sallanıp durmak… Şehrin ünlü Selaron Merdivenleri de işte Rio’nun bu iki yüzünü anlatıyor; fena halde metaforik trip yaparak… Desenler, süslemeler, grafitilerle kaplı bu rengârenk merdivenlerde adımını dikkatle at yine de… Eğleniyorum derken sendeler düşersin… Hayat bu belli olmaz, Rio’yla oyun olmaz…