Sonbahar hastalıklarına dikkat!

Erişkinler mutlaka spor yapmalı. Meyve, sebze yemeyi unutmamalı.
Erişkinler mutlaka spor yapmalı. Meyve, sebze yemeyi unutmamalı.

Sonbahara adım attığımız şu günlerde, neşeli aylara “Elveda” hüzünlü aylara “Merhaba” demenin vakti geldi. Eylül ayı bir yandan yoğun temponun başladığı bir yandan da hastalıkların evlere girdiği bir dönem. Uzmanlar da Eylül ayında ortaya çıkabilecek hastalıklara karşı uyarıyor…

Kum Güneş yüzünü saklamaya başlıyor yavaş yavaş… Nemli sıcaklıklar terk ediyor hepimizi. Deniz mevsimi bitiyor… Yağmurlar ıslatıyor toprakları… Yavaş yavaş hırkaları üzerimize çekiyoruz. Eylül geldi; hem okul hem de yoğun bir iş dönemi daha başladı. Bütün dengemiz değişiyor. Bu dönemi keyifle geçirmeye çalışırken hastalıklardan da korunmak bizim ilk önceliğimiz olmalı. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Bülent Yardımcı, Eylül ayıyla birlikte gelen sonbaharda hastalıkların neden arttığını, “Havaların soğuyor ve güneşten yeteri kadar faydalanmıyoruz. Bu nedenle de hastalıklar sonbaharda artıyor. Cilt ve ağız, burun içini döşeyen mukoza dediğimiz dokuların soğukla kuruması, koruyucu mekanizmaları iyi çalışmamasına, alerjik reaksiyonların artmasına ve vücudumuza mikropların kolayca girmesine neden olur. Yaşamın açık havadan kapalı ve sıkışık mekânlara kayması, hastalık bulaşma olasılığını attırır. Hava kirliliğinin artması birçok hastalığa davetiye çıkarır. Beslenme şeklinin değişmesi diğer bir risk faktörüdür. Çoğunlukla yaz aylarında sebze - meyve bolluğundan dolayı daha hafif ve sağlıklı besleniriz. Sonbahardan itibaren çoğumuz daha ağır bir beslenme tarzına geçeriz. Hareketliliğimiz ise azalır.” şeklinde açıklıyor.

Ciltlere canlılık gelsin

Estetisyen Yasemin Miras yazın güneşten ve denizden yıpranan ciltlerin Eylül ayında onarılması gerektiğine dikkat çekerek, “Ayda bir kez cildinize bakım yaptırın. Eylül için en güzel yöntemlerden biri de mezolift uygulamaları. Bu yöntem cildin ihtiyacı olan tüm takviyeleri doğrudan cilde veriyor.” diyor. Miras, evde hazırlanabilecek iki maske tarifi veriyor…

  • EYLÜL İLE GELEN HASTALIKLAR
  • Soğuk algınlığı: Virüs denilen çok küçük mikroplarla oluşan bir hastalık. Yaklaşık 200 çeşit virüs bu grup hastalığa neden olur. Nezle diye adlandırdığımız hastalık da bu gruptadır. Mikrop vücuda girdikten birkaç gün sonra hastalık belirtileri başlar. Burun akıntısı, boğaz ağrısı, koku ve tat duyumunun azalması, hafif ateş en sık görülen belirtilerdir. Hastalıktan korunmanın en kolay yolu el temizliğine dikkat etmek, hastalıklı kişilerin olduğu kapalı ortamlardan ve yakın temastan kaçınmanın yanı sıra soğuğa karşı kişisel önlemler almaktır.
  • Grip: İnfluenza virüslerle oluşur. Çoğunlukla soğuk algınlığı ile karıştırılır. Ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, titreme, yaygın vücut ağrıları olur. Çocuklarda ve yaşlı kişilerde daha ağır seyreder. Genel korunma önlemleri dışında en iyi korunma yolu her yıl grip aşısı olmaktır.
  • Faranjit: Faranjit, boğaz; tonsillit ise bademciklerin iltihabıdır. Birçok mikrop etken olabilir. Ateş, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, boğazda gıcıklanma hissi ve vücut ağrıları olabilir. Tedavide çoğunlukla antibiyotik, ağrı kesici ve diğer destekleyici tedaviler uygulanır.
  • Akut Sinüzit: Kafatasında bulunan sinüs adı verilen kemik boşluklarının iltihabıdır. Burun tıkanıklığı, baş ağrısı, ateş, geniz akıntısı gibi belirtiler verir. Kronikleşme olasılığı vardır.
  • Otitis Media: Orta kulak iltihabıdır. Çoğunlukla şiddetli boğaz iltihaplarından sonra gelişir. Kulak ağrısı, ateş ve genel durum bozukluğu ile seyredebilir.
  • Akut Larenjit: Ses tellerinin olduğu gırtlak kısmının iltihaplanmasıdır. Boğaz ağrısı, ateş vb. belirtilerinin yanında ses kısıklığı ile seyreder.
  • Akut Bronşit: Akciğerlerdeki hava yollarının (bronşların) iltihabıdır. Öksürük, balgam, ateş, nefes darlığı gibi belirtilerle seyreder.

ELLER YIKANSIN

Okullar bulaşıcı hastalıklar yönünden riskli ortamlardır. Kalabalık ve yakın temas, mikrobik hastalıkların bulaşma olasılığını arttırır. İlk alınması gereken önlem çocuklara hijyen kurallarını öğretmektir. Etkin şekilde el yıkamayı öğrenmeleri şarttır. Kirli alanlara dokunduktan, yemek yemeden ve yedikten sonra, tuvalete gittikten sonra ellerini yıkama alışkanlıklarını edindirmek gerekir. Erişkinler ise mutlaka spor yapmalı. Meyve, sebze yemeyi unutmamalı; yoğun yağ ve şeker içeren gıdalardan kaçınmalı. Grip veya Pnomokok aşıları yapılabilir. Yaşanan ortam ısısı iyi ayarlanmalı ve havanın aşırı kuru olması engellenmelidir. Kirli, kapalı ve soğuk ortamlarda uzun süre kalınmamalı, enfeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçınılmalıdır. Ayrıca hava sıcaklığına uygun kıyafetler giyilmelidir.

EN AZ 7 SAAT UYKU

Uzm. Dr. Özgür Şamilgil, bağışıklık için ortalama 7 saat kesintisiz uykuya ihtiyaç olduğunu belirtirken, “Biyolojik saate bağlı, hormonlarımıza uyması için gece 11:00'den geç yatılmaması ve hep aynı saatte yatılmaya çalışılması gerekiyor; (23:00-01:00 arası safra kesesinden salgılanan toksinler, uyanıksanız karaciğere geri emilebilir). Ayrıca yatmadan 2 saat önce sıvı alımının kesilmesi ve yatmadan hemen önce idrara çıkılması uykunun bölünmesini engelliyor.” diyor. Sonbaharın mevsimsel depresyon zamanı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Şamilgil, “Yağışlı ve bulutlu hava şartları nedeniyle güneş ışığının eksikliği, beyinde mutluluk hormonu ve ciltte D vitamini üretimini azaltıyor. Çalıştığınız ortamın mümkünse gün ışığını bol miktarda alacak şeklide konumlandırılması gerekiyor. Ayrıca güneş ışığından mahrum kalmak D vitamini eksikliğine neden oluyor. D vitamini de grip ve benzeri hastalıkları önlüyor.” şeklinde görüş veriyor.

OMEGA 3 ŞART

Yazdan sonbahara geçişte güneşin etkisini azaltması ile ısı değişimlerine maruz kalan cilt ve metabolizma, soğuk hava ile daha kolay mücadele etmek için yavaşlamaya başlar. Bu havalarda sağlıklı beslenmenin önemine değinen Dr. Dyt. Tuba Kayan Tapan, “Omega 3 bu dönemdeki önemli bir vitamin. Balıkta ve cevizde bolca var. Sonbahar da balık mevsimi; mutlaka bu dönem balık tüketin. Sabah yorgun uyanmayı önleyerek, mutsuz ve karamsar ruh halini ortadan kaldırabilirsiniz. Özellikle selenyum eksikliği depresyona, mutsuzluğa ve karamsar düşüncelere neden olabilir. Yumurta, tam tahıllar, brezilya fındığı ve ton balığı ise selenyum zengini besinlerdir. Sonbahar aylarında toksin atımını hızlandırmak ve vücudumuzu canlandırmak için günlük en az 8 su bardağı su içilmelidir.”

  • Parlak cilt maskesi: 2 yemek kaşığı yoğurt, 1 yemek kaşığı yulafı karıştırıp, cildinize dairesel hareketlerle masaj yaparak uygulayın. Sonrasında cildinizi ılık suyla yıkayın.
  • En basit nemlendirici: Bir yumurtanın beyazını iyice çırptıktan sonra bir tatlı kaşığı gerçek balı ve 6 damla badem yağını ekliyorsunuz. Bunu cildinize uygulayıp 20 dakika bekletiyorsunuz. Daha sonra cildinizi ılık suyla duruluyorsunuz.