Tuz Gölü'nde gün batımı

Tuz Gölü'nde gün batımı...
Tuz Gölü'nde gün batımı...

Fotoğrafçılar bazen zihinlerindeki bir kareyi çekmek için yola çıkarlar. Sekiz fotoğrafçı arkadaşla birlikte Tuz Gölü’ne doğru yola çıktığımızda da durum buydu açıkçası: Tuz Gölü üzerinde, uçsuz bucaksız bir beyazlıkta, suyun dokunduğu alanlarda oluşacak yansımaları fotoğraflamak...

Ankara ile Konya arasında yer alan Tuz Gölü’ne doğru yol alırken, biraz gölden, biraz yansımalardan biraz da kuşlardan konuştuk. 80 km uzunluk, 100 m genişlikte bulunan, zaman zaman derinliği 2 metreye kadar ulaşabilen, Türkiye’nin tuz ihtiyacının yüzde 40’ını karşılayan Tuz Gölü ve çevresi 2001 yılında özel koruma alanı ilan edilmiş. Burası, Karayip Flamingosu (Phoenicopterus Rubber) kolonilerin ana üreme bölgesi olduğu için de ayrı bir öneme sahip. Avrupa’da nesli tükenmekte olan bu flamingolar gölün orta kesimlerinde 5-6 bin yuvadan oluşan devasa kuluçka alanları oluşturuyorlar. Kışın kapladığı çok geniş su alanı sadece flamingolar için değil, pek çok kuş türü için de hayati önem taşıyor.

Gölgeleri canlandıran gün ışığı...
Gölgeleri canlandıran gün ışığı...

Göl çevresinde fazla tesis olmaması ve yerleşim alanı bulunmaması sebebiyle gelen kuşlar kış boyunca rahatça etraftaki meralarda beslenebiliyorlar ve göl sularında yüzebiliyorlar. Flamingo dışında, kılıçgaga, angıt gibi tuzlu su seven türler ile yaban kazları, yaban ördekleri, bataklık kırlangıçları, turnalar ve yağmurcunlar da buranın daimi misafirleri. Ancak biz kuşların misafir olduğu aylarda Tuz Gölü’nü ziyaret etmediğimiz için kendileriyle tanışamadık.

Amacımız yansıma fotoğrafları çekmekti ki, bunun için ideal olan, az ancak yansıma oluşturacak kadar suyun olmasıydı. Göle geldiğimizde büyük bir sürpriz karşıladı bizi... Bu tarihte olmaması gerektiği kadar kuruydu göl... Tuzdan bir zemin ancak bir damla su yok... Her ne kadar uçsuz bucaksız alan çok etkileyici gözükse de, hayallerimize geçit yoktu...

“Neye niyet, neye kısmet”
“Neye niyet, neye kısmet”

Bolca yürüdük, bolca fotoğraf çektik, bir de gün batımını bekleyelim dedik. Sonra ender zamanlarda rastlayabileceğimiz bir şeyle karşılaştık: Dünyada gördüğüm en güzel gün batımlarından biriyle... Güneş gölü portakal rengine boyarken, göl üzerine dağılmış hayranlıkla bu güzelliği seyreden insanların da dâhil olduğu bu fotoğrafı işte o zaman çektim. “Neye niyet, neye kısmet” dediğim muhteşem anlardan biriydi. Artık Tuz Gölü, sadece yansımalarla değil, muhteşem gün batımıyla da yer alıyor kalbimde...