Yazarların izinde Viyana kahvesi

Viyana
Viyana

Bir şehri şehir yapan, sokaklarında akıp giden hayat ise, Viyana söz konusu olduğunda, orayı bugün dünyanın önemli bir şehri yapan şey, dünyaca ünlü yazarların, sanatçıların vakit geçirdiği ünlü kafeleri… Sanat dolu bu şehirde, kahve ve kafe kültürü de bambaşka bir sanat olarak hayat buluyor.

Osmanlı Devleti’nin ikinci Viyana kuşatması bittikten sonra Avusturyalılar, Türklerden kalan birçok ilginç şey bulurlar savaş alanında. Hiç şüphesiz en ilginci ve sonradan en sevdikleri ise, çuvalların içine istif edilmiş halde ele geçirdikleri siyah çekirdekler olur. Bir süre hayvan yemi sandıkları bu siyah çekirdeklerin ileride şehrin kültüründe önemli bir yere sahip olacağını ise henüz bilmiyorlardır. Fakat çuvalların içerisinde ne olduğunu bilen birisi elbette vardır şehirde.

Osmanlılar tarafından esir alınmış ve tercümanlık yapmış Avusturyalı subay Jerzy Franciszek Kulczycki. Subay Kulczycki, bu çekirdeklerin kahve çekirdeği olduğunu söyleyerek İstanbul’da gördüğü şekilde işleyip, harmanlayarak Viyanalıları kahve ile tanıştırır. Bugün dünyaca ünlü kafelere sahip olan Viyana’nın ilk kafesini de bu subay tarafından açılır.

Bugün dünyaca ünlü kafelere sahip olan Viyana’nın ilk kafesini de bu subay tarafından açılır.
Bugün dünyaca ünlü kafelere sahip olan Viyana’nın ilk kafesini de bu subay tarafından açılır.

17. yüzyıldan bugüne kadar Viyana’nın ruhunu temsil eden ve beraberinde bir tarihi taşıyan bu kafeler özellikle 19. yüzyılda popülerliğinin zirvesine ulaşır. Çünkü dönemin ünlü şairleri, yazarları, filozofları ve sanatçıları için Viyana kafeleri en önemli buluşma mekânlarıdır.

Ben de, bu bilgileri öğrendikten sonra heybeme bu kahvelerde vakit geçirdiğini bildiğim ve çok sevdiğim yazarların kitaplarını atıp, ilk fırsatta soluğu Viyana’da aldım. Viyana’ya yaptığım bu ilk kısa ziyarette, önceden belirlediğim dört kafede sevdiğim yazar ve şairlerin izlerini sürmenin dayanılmaz keyfini yaşadım. Siz de merak ediyorsanız, buyrun Viyana kafelerine…

FREUD’DAN KAFKA’YA KIMLER GELMEMIŞ KI

Viyana’ya ulaştığımda, 1876’da Herrengasse’de açılan Cafe Central ilk durağım oluyor. Franz Kafka’dan Sigmund Freud’a, Peter Altenberg’den Lenin’e kadar birçok ünlü ismin müdavimi olduğu kafenin büyük salonuna girdiğiniz zaman piyano müziğinin insanı rahatlatan tınıları ile karşılaşıyorsunuz ilk olarak. Hemen ilk masada, ünlü şair Peter Altenberg’in oturan bir heykeli karşıladı beni. Şair zamanında bu kafenin öyle bir müdavimi imiş ki mektup adresi olarak dahi burayı verirmiş.

Freud'dan Kafka'ya kimler gelmemiş ki...
Freud'dan Kafka'ya kimler gelmemiş ki...

Mermer sütunların üzerinde yükselen gösterişli tavanı, insanı 19. yüzyıla götüren ambiyansı ve oturup Viyana usulü yudumladığım kahve Melange ile tarifsiz bir keyif yaşatıyor bana Cafe Central. Kim bilir belki de oturduğum masada daha önce Freud oturmuş ya da Lenin devrim planları yapmış olabilir. Belki de Franz Kafka, romanlarının kahramanlarını burada hayal etmiştir. Kim bilir…

Cafe Central
Cafe Central

TIYATRO DÜNYASI CAFE LANDTMANN’DA

Viyana’da bulunduğunuz sırada, eğer ünlü Burg Tiyatrosu’na giderseniz oyun çıkışında mutlaka ama mutlaka gitmeniz gereken yer, tiyatronun hemen yanı başında bulunan Cafe Landtmann olmalı.

Burg Tiyatrosu
Burg Tiyatrosu

Burg Tiyatrosu oyuncularının ve sanat eleştirmenlerinin müdavimi oldukları bu ünlü ve tarihi kafeden, Marlene Dietrich ve The Beatles’ın ünlü ismi Paul McCartney gibi müzik dehalarının da yollarının geçtiğini hatırlatayım. Burada denemeniz gereken lezzet ise “Apfelstrudel mit vanillesoss” yani vanilyalı elma tatlısı.

Cafe Landtmann
Cafe Landtmann

NAZIM HIKMET’IN EN SEVDIĞI KAFE

Viyana’nın 1. bölgesindeki Dorotheergasse’de bulunan, Leopold Hawelka’nın 1939’da eşi Josefine ile birlikte açtıkları Cafe Hawelka bugünkü Viyanalı sanatçıların da en önemli uğrak yeri olmaya devam eden bir kafe.

Nazım Hikmet'in en sevdiği kafe
Nazım Hikmet'in en sevdiği kafe

Şair Nazım Hikmet’in de Viyana’da geçirdiği süre boyunca favori mekânı olan kafenin bir başka ilginç özelliği de, Türk kahvesini aynı İstanbul’da olduğu gibi yanında bir bardak su ile tam Türk kıvamında sunmaları. Her akşam saat 21’de servis ettikleri Bohemya mutfağının şaheser tatlısı Buchteln ise buradayken mutlaka denemeniz gereken bir lezzet.

Cafe Hawelka
Cafe Hawelka

BERNHARD’IN TERCIHI CAFE BRAUNERHOF

Innere Stadt bölgesindeki Stallburggasse 2’de bulunan CefeBraunerhof’a girer girmez garsona ilk sorum Avusturyalı yazar Thomas Bernhard’ın masasının nerede olduğu oluyor. Bu soruya oldukça aşina olduğu anlaşılan garson hemen kapının yakınındaki bir masayı gösteriyor.

Bernhard’ın tercihi Cafe Braunerhof
Bernhard’ın tercihi Cafe Braunerhof

Masanın hemen yanında ise yazarın aynı masada gazete okurken çekilmiş bir fotoğrafını görüyorsunuz. 1970’li yıllarda çekildiği anlaşılan fotoğraf ile şu anda canlı olarak gördüğüm dekor tamamen aynı. O tarihten beri kafede en ufak bir değişiklik yapılmamış. Bernhard’ın izini sürerek bu kafeye gelen herkesin yaptığı gibi aynı masada aynı şekilde poz verip, Viyana kahvesini içerek kafeden ayrılıyorum.

1970’li yıllarda çekildiği anlaşılan fotoğraf ile şu anda canlı olarak gördüğüm dekor tamamen aynı.
1970’li yıllarda çekildiği anlaşılan fotoğraf ile şu anda canlı olarak gördüğüm dekor tamamen aynı.